Sosyal düzeni sağlayıp sürdürmek, devlet kurumlarının sorumluluğundadır. Ancak bu sorumluluğun ilk aşaması; olumsuzluklara neden olabilecek muhtemel tehlikeleri ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır. Oysaki mevcut uygulamalar çoğu kere suçu önlemekten ziyade yaygınlaştırmakta, işin açıkçası teşvik etmektedir. Bozulmayı hızlandıran bir çok faktörün başında ise çocuk ve gençlerin çeşitli görsel yapımlarla illegal hayat tarzlarına özendirilmesi gelmektedir. Bu yayınları denetlemesi gereken RTÜK görev ve sorumluluk bilincinden uzak düşürülmüş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise ismiyle özdeşleşen icraatlara yabancı kalmaktadır.
Önceden detay farklılıklarla göze çarpan kuşak çatışması günümüzde aynı aile, aynı akran, hatta iki kardeş arasında bile apayrı hayat tarzlarıyla kendini göstermeye başladı. Kuşak çatışması sınırlarını çok gerilerde bırakmış olan Türk Toplumu, şimdilerde birey çatışmasının dayanılmaz sancılarıyla cebelleşmektedir. Bu derece hızlı değişimin yegane nedeni televizyon yayınlarıdır. En mütedeyyin aile ve toplumları dahi paramparça edecek güce haiz olan bu denetimsiz güç; tek gayesi para kazanmak olan densizler elinde en amansız silah olarak Türk aile yapısını hedef almıştır.
Bir çok kanalda öğrencilerin sokak ve okulda geçirdikleri zamana dair diziler reyting rekorları kırıyor. Adeta yapımcılar bir yarış içindeler. Tema, çocuk yaştaki gençler arasında sevgili bulma yarışı. Bu yarışı kazanmak adına şiddet, yalan ve maddi güç kullanılmaktadır. Ekranların dizmece hayat anlayışını gerçek hayatta bulmaya çalışan gençler bu vesile ile öğrencilik bilinç ve sorumluluğundan soyutlanmaktadır.
– Bu oyun tuttu mu dersiniz?
-Hem de hiç umulmadığı kadar.
Buraya kadar söylediklerimiz kendini paranın efendisi olmaktan soyutlayıp uşağı olmaya adamış kişi ve kuruluşlar içindi. Onların toplum ve millet kavramından nasipsiz kaldıklarına artık şüphe duymuyoruz.
Bütün bu tahribata rağmen gıkını çıkarmayan bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız var. Kurulduğu günden bu zamana kadar varlık gösteremeyen ve çocukların heba olmasına seyirci kalan bu bakanlığın yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Ya RTÜK’ ne demeli. Bu kurulun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından kalır yanı mı var? Geçmiş dönemlerde, alacak imkanı olmayan insanların iştahını kabarttığı için sucuk reklamlarına yasak getiren bu kurum günümüzde öğrencilerin aşk meşk ilişkilerini diri tutan dizilere aldırış etmemekte, genç neslin sağlıksız hayat şartlarına özenmesine çanak tutmaktadır.
Mahkemeler, cinsel içerikleri sitelerin yayınlarını durdururken diğer taraftan cinselliğin altyapısına zemin hazırlayan, körpecik beyinlere hayatın aşktan ibaret olduğunu empoze eden dizilerin yayınlanmasına ses çıkarmamaktadır.
Oysaki internet ortamına kolay ulaşılmazken TV yayınlarını her meskende her yaşta insan izlemektedir.
Deveye neden boynun eğri sorulduğunda:
-Nerem düzgün ki, boynum eğri olmasın dedikleri bu olsa gerek.
Gelecek kuşakların kurtarılması adına topyekun bir silkinişle Türk Sosyal hayatında yeni düzenlemeler ivedilikle yerini almak zorundadır. Bu, Türk Aile yapısının kurtarılması ve istikbale güvenle bakabilmenin yegane formülüdür.