İTHAF OLUNUR!
Hani zaman zaman görev, sorumluluk, vicdan, özveri gibi kavramlardan dem vuruyorum ya işte anladım ki bu söylediklerimin hepsi de benim yaşımla birlikte kocamış ve çürümeye terk edilmiş duygularmış
Hani zaman zaman görev, sorumluluk, vicdan, özveri gibi kavramlardan dem vuruyorum ya işte anladım ki bu söylediklerimin hepsi de benim yaşımla birlikte kocamış ve çürümeye terk edilmiş duygularmış. Bir kez daha yaşlandığımı, yaşımla birlikte bu duyguların da köreldiğini ve ayıp kavramı ile ayni kategoride değerlendirildiği kanaatine vardım. Görev bilinciymiş, neslin edep üzere yetiştirilmesi imiş ya da selin önünden bir kütük kurtarabilmenin gayreti imiş, miş. En önemli kurumların başında bulunanların beyninde bu gibi düşüncelere yer ayrılmadığını gördüm. Bu kanaate önceki gün kıyılan Eğitim Bir Sen Başkan Yardımcısı Mehmet Özmen'in nikah törenini gördükten sonra vardım. Mesai saatinde koca ilçenin Kaymakamı, Belediye Başkanı, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve bir çok okul müdürü bu aziz manzaranın birer parçası olabilmek için yarıştılar.
Meselenin o kadar çok yönü var ki hangi husustan başlayacağımı inanın kestiremiyorum. Öncelikle söz konuşu kişinin sendika başkanı olduğunu dolayısıyla hükümetin has adamı olduğunu bir kere daha dikkatlerinize sunmakta fayda var. Bir insan hükümetin has adamı olursa onun yaptığı hiç eylem suç kabul edilmediği gibi bu suça bulaşanlarda tektir yerine taktir toplarlar. Ama aynı eylemi bir başka vatandaş yapmış olsa anında soruşturma başlatılır müfettiş üstüne müfettiş talep edilirdi.
Sendika Başkanı Yardımcısının mesai saatleri içerisinde bir çok kurumun amirini bir araya toplamak konusunda ne kadar ısrarcı davrandığını tahmin edebiliyorum. Öyle olmasaydı başkan yardımcısı olamazdı. Seçim sürecinde bu derece ısrarcı bir yapının partiye neler kazandıracağını tahmin edenlerin yanılmadığını taktirle teyit etmek gerekir.
Üç yıldır bir kere basın toplantısı düzenleyemeyen Başkan Mandalı'ya ne demek gerekir bilmiyorum. Bu güne kadar ilçenin sorunlarına dair bir tek soru alamayan başkan, nasıl da birden bire değişmiş, doğrusu hayret ediyorum. Yoksa Başkan yoğun işlerini yoluna koymuş ve de Ak Partinin kendisine yaktığı yeşil ışık nedeni ile mi bizatihi mesai saatleri içerisinde nikah kıyabilecek kadar sosyal olmaya karar vermiş?
Milli Eğitim Müdürü Tahsin Nalbant bir başka muamma. Okullarda yaşanan ve şikayet konusu olan ve yargıya intikal eden öğrenci ve öğretmen ilişkilerine çözüm bulmak yerine Ak Partinin amigoluğuna soyunmuş. Özmen'in nikahında bulunması bir şey değil. İlçe Binasında pasta keserken Facebook'ta yayınlanmış fotoğraflarına da şahidim. Bitmedi, genel seçimler sonrasında sendika tarafından düzenlenmiş olan yemekte bulunup, İlçe Başkanı Salih Bezgin'in taltiflerine de mazhar olmuştu. Hiçbir cümlemin muallakta kalmasını istemem. Bezgin'in "Seçimin gizli kahramanları" diyerek katılımcıların başını okşadığı yemekli toplantı, o toplantıdır.
O gün de benzer eleştirilerde bulunup, milli eğitim camiasının siyasallaştırılmaması gerektiğini yazmıştım. Gel gör ki bizim insanımız sırtını bir mihraba dayamadan hayatını idame ettirmeyi henüz öğrenememiş. Lanet olası koltukta kalabilmek adına şekilden şekil'e girmek maharet addediyor.
Ya akşama kadar ders anlatan, idarecilik bilinci ile okulunda geç saatlere kadar kafa patlatan camianın mümtaz mensuplarına ne demek gerekir. Bu adaletsizlik, adam kayırmacılık, laubalilik ve siyaset kokan davranışları görüp de teferruatına kadar bam teline dokundurmadan edebilirler mi?
Milli Eğitim Camiasının ilim, irfan edep, ahlak, teknoloji ve çağdaş çizgide seyrini görev addedenlere ithaf olunur!
Admin