Başkan Mandalı kendini bir hayli salmışa benziyor. Bunu neden yaptığını bilmiyorum. İçimden, belki de ben yanılıyorum demek gelse de karşılaştığım bir çok kişi de aynı şekilde fikir beyan ediyor. Demek istediğim, ben ne kadar hüsnü niyet penceresinden bakmaya çalışsam da Mandalı'nın özverili olduğuna işaret eden bir icraatla karşılaşmak mümkün olmuyor.
Bir kere belediye birimlerinin işlerini samimiyetle yaptıklarını söyleyemeyiz. Fen İşleri Müdürlüğü, Temizlik İşleri Müdürlüğü, Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü ve Spor İşleri Müdürlüğü. Biri diğerini aratmayacak derecede sorumluluktan uzak, hizmet bilincine yabancılar.
Sanıyorum bunlar arasında en fazla personel barındıran birim Zabıta Müdürlüğü. Bu kadar çok personeli olmasına rağmen sorumluluk alanlarında bir türlü varlık gösterilmiyor. Arabasına bir megafon yerleştiren soluğu sokaklarda alıyor. Kimin umurunda kabahat, kim tınlar vatandaşın huzursuz oluşunu.
Aylardır asfalt yüklü araçlar sokak ve caddelerde fink atmasına rağmen yollar hiç olmadığı kadar bozuk. Yüz ölçümü 182 kilometre kare olan minicik bir ilçenin bozuk olmayan sokak ya da caddesine rastlamak adeta imkansız. Bu manzaraya bakan yabancı biri, başkanın bir daha ki seçimlerde aday olmayacağı kanısına varır.
Oysaki Mandalı'nın aday olmaması mümkün değil. Kendisinin de ifade ettiği gibi siyasete girmek kolay olsa da çıkmak oldukça zordur. Kaldı ki Mandalı gibi kendisine şartsız tabi olan bir kitleye sahip birinin hezimeti yaşamadan siyasete veda edeceğini düşünmek akla ziyan bir düşüncedir. O zaman Mandalı'nın bu derece kendisini salmasının neden ne olabilir ki? Sanırım bunun en sağlıklı cevabını sadece Mandalı verebilir.
Kendisinden bir cevap da beklemiyoruz. Çünkü bu güne kadar kendisi ya da birim amirleri tarafından verilen cevaplar, cevap olmaktan ziyade 'cemaat ne derse desin, imam bildiğini okur' cinsinden günü kurtaran lakırdılardı. Artık insanımız hizmet bekliyor. Bozuk olmayan yollar, hastalık saçmayan sular, rahatsız etmeyen seyyar satıcılar, insanın içini açan parklar, tertemiz sokaklar, mevzuata uygun binalar ve mide bulandırmayan özel imarlar.
Saydıklarımızın tamamı ilçe belediyesinin sorumluluğunda olan hizmetlerdir. Bazı cadde ve sokakların bakım ve onarımı Büyük Şehir Belediyesinin sorumluluğunda olsa da; olmayanların olanlardan hiçbir farkı bulunmamaktadır.
Mevcut tabloya baktığımızda vatandaşımız adeta iki dere bir arada sıkışıp kalmış gibi. Başkan Mandalı olabildiğince kendini salarken, AK Parti aday adayları da hükümet tarafından getirilmeyen hizmetler nedeni ile ümit var nitelikte değiller. Yani meselenin özeti; Kapaklı'da hayat, alışılageldiği şekilde uzun bir müddet daha devam edeceğe benziyor.
Başkan Mandalı kendini bir hayli salmışa benziyor. Bunu neden yaptığını bilmiyorum. İçimden, belki de ben yanılıyorum demek gelse de karşılaştığım bir çok kişi de aynı şekilde fikir beyan ediyor. Demek istediğim, ben ne kadar hüsnü niyet penceresinden bakmaya çalışsam da Mandalı'nın özverili olduğuna işaret eden bir icraatla karşılaşmak mümkün olmuyor.
Bir kere belediye birimlerinin işlerini samimiyetle yaptıklarını söyleyemeyiz. Fen İşleri Müdürlüğü, Temizlik İşleri Müdürlüğü, Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü ve Spor İşleri Müdürlüğü. Biri diğerini aratmayacak derecede sorumluluktan uzak, hizmet bilincine yabancılar.
Sanıyorum bunlar arasında en fazla personel barındıran birim Zabıta Müdürlüğü. Bu kadar çok personeli olmasına rağmen sorumluluk alanlarında bir türlü varlık gösterilmiyor. Arabasına bir megafon yerleştiren soluğu sokaklarda alıyor. Kimin umurunda kabahat, kim tınlar vatandaşın huzursuz oluşunu.
Aylardır asfalt yüklü araçlar sokak ve caddelerde fink atmasına rağmen yollar hiç olmadığı kadar bozuk. Yüz ölçümü 182 kilometre kare olan minicik bir ilçenin bozuk olmayan sokak ya da caddesine rastlamak adeta imkansız. Bu manzaraya bakan yabancı biri, başkanın bir daha ki seçimlerde aday olmayacağı kanısına varır.
Oysaki Mandalı'nın aday olmaması mümkün değil. Kendisinin de ifade ettiği gibi siyasete girmek kolay olsa da çıkmak oldukça zordur. Kaldı ki Mandalı gibi kendisine şartsız tabi olan bir kitleye sahip birinin hezimeti yaşamadan siyasete veda edeceğini düşünmek akla ziyan bir düşüncedir. O zaman Mandalı'nın bu derece kendisini salmasının neden ne olabilir ki? Sanırım bunun en sağlıklı cevabını sadece Mandalı verebilir.
Kendisinden bir cevap da beklemiyoruz. Çünkü bu güne kadar kendisi ya da birim amirleri tarafından verilen cevaplar, cevap olmaktan ziyade 'cemaat ne derse desin, imam bildiğini okur' cinsinden günü kurtaran lakırdılardı. Artık insanımız hizmet bekliyor. Bozuk olmayan yollar, hastalık saçmayan sular, rahatsız etmeyen seyyar satıcılar, insanın içini açan parklar, tertemiz sokaklar, mevzuata uygun binalar ve mide bulandırmayan özel imarlar.
Saydıklarımızın tamamı ilçe belediyesinin sorumluluğunda olan hizmetlerdir. Bazı cadde ve sokakların bakım ve onarımı Büyük Şehir Belediyesinin sorumluluğunda olsa da; olmayanların olanlardan hiçbir farkı bulunmamaktadır.
Mevcut tabloya baktığımızda vatandaşımız adeta iki dere bir arada sıkışıp kalmış gibi. Başkan Mandalı olabildiğince kendini salarken, AK Parti aday adayları da hükümet tarafından getirilmeyen hizmetler nedeni ile ümit var nitelikte değiller. Yani meselenin özeti; Kapaklı'da hayat, alışılageldiği şekilde uzun bir müddet daha devam edeceğe benziyor.
