EŞEK DEYİP GEÇMEYİN

Yapılmış  olan  bazı işlere bakınca ilgisi olmayan insanların bile o işteki hataları görüyor olması  iş ahlakımızın indirgenmiş olduğu  dereceyi  göstermektedir. Evvelki sene  Kapaklı içerisinden geçen derelerin bir kısmının ıslahı yapılmıştı. Bazen yolum düşünce nasıl yapıldığına, maksadın hasıl olup olmadığına bakıyorum. Gözlerim çoğu kere  bu dere içerisine  döküldükten üç gün sonra kırılan zemin betonuna takılıyor. Hangi  becerikli mühendisin  koduna göre dökülmüşse, suya akıntı verilmediği için beton kırılmış. Şimdi ise kırılan beton, yalak gibi suyu tutmakta bu da yosun ve koku oluşturmaktadır.  Tabi adam işini yapıp gitmiş. Daha doğrusu yaptığını zannediyor. Şen ve mesut. Oysaki onun yapmış olduğu mühendislik  işini bundan yetmiş yıl evvel  eşekler daha iyi yapıyorlardı. Aaa! Neden şaşırdınız ki? Eşek deyip geçmeyin, dere tepe tırmanırken insan ve araçları yormayacak şekilde yolların yapılmasında en güzel mühendislik örneklerini sergileyen harika hayvanlardırlar. Sırtındaki yükü sağa sola çarpmadan, dik  bayırları aşarken hep paralel  tırmanışları tercih ederler. Böylece insanlar  yorulmadan dağların zirvelerine ulaşırlardı. Yani  bilenen her patikanın  mimarları  evvel zamandan beri eşekler olmuştur. Sadece patika yollar değil. Anadolu insanı makine ile tanıştığında da yine eşekleri mühendis olarak kullanmış, çok dik yokuşları kıvrım kıvrım yollarla örmeyi  onların sayesinde başarmıştır. Hatta bu husus  fıkralarımıza bile konu olmuştur. Bir gün köyün birinde köylüler  yol yapımı  için bir araya gelirler. Önlerinde bir eşek yürürken onlarda peşinden  yürüyüp  güzergahı  işaretlerler. Bu çalışmalara tanık olan bir Amerikalı mühendis  ne yapmaya çalıştıklarını sorar. Köylü şöyle cevap verir: -Biz düz olmayan yerlerde her zaman eşeklerden faydalanırız. Onlar en olmadık yokuşları  öyle bir maharetle tırmanırlar ki  adeta insan düz ovada yürüdüğünü zanneder. Mühendis gülerek: -Ya eşek yolu tespit edemezse? Köylü: - İşte bizde o  zaman  Amerika'dan mühendis getiririz.