Güncel
Giriş Tarihi : 10-07-2017 23:19   Güncelleme : 10-07-2017 23:19

     MAHİR BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL

Sağ olsun AK Parti İl Başkanı Cüneyt Yüksel bu sabah basın mensuplarını  kahvaltı programında ağırladı

     MAHİR BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL
Sağ olsun AK Parti İl Başkanı Cüneyt Yüksel bu sabah basın mensuplarını  kahvaltı programında ağırladı. Hoş böyle bir şey yapmasa nasıl karnımızı doyururduk onu bilmiyorum.  Bu kerem ve lütfa rağmen  lal olası dilime hakim olamayıp  konuşma gereği hissettim. Böylesi  bir izzeti ikramdan sonra  sus pus bir köşede oturup söylenilenleri dinleyeceğimi düşünmüyorsunuzdur sanırım. Eh nede olsa bir lokma ekmeğe milletin menfaatini feda edecek bir gazetecilik anlayışına sahip değiliz. Zati şahanelerinin  yüksek müsadesi ile  ilk soruyu sorma bahtiyarlığını yaşadım. Sorum oldukça sarih ve art niyet taşımıyordu. Tekirdağ genelinde cemaat yapılanmasının  siyasi ayağının  ne aşamada olduğunu  öğrenmek istedim. Yüksel Bey'de dilinin döndüğünce cevaplamaya çalıştı. Sonra ikinci bir soru sormak istediğimde beyefendi Kapaklı Basının soru sorma hakkının olmadığını söyledi.  Eh emir büyük yerden,  Cüneyt Yüksel'de öyle basit bir insan değil. Bizim ne haddimize  aykırı ses çıkarmak. Hani iyi ki de ses çıkarmayıp göze batmamışım. Yoksa maazallah başıma ne gelirdi onu varın siz tasavvur ediverin. Toplantı salonundan çıktıktan sonra Bay Yüksel'in deruhte ihtişamı konusunda anlatılanları dinleyince susmakla kendime ne kadar büyük bir iyilik yaptığımı daha iyi anladım. Çünkü cemaat konusunda  Tekirdağ'da hiçbir şey yapılmamış. Bir kapıdan girenler iki gün sonra diğer kapıdan çıkarılıvermiş. Bu hatırı sayılanlar için geçerli kural. Fakir fukara için değil. Gariban bir kere cemaatten birilerine selam verdiyse maazallah o en azılı bir terörist olarak  gün ışığına hasret bırakılır. Her neyse. Son günlerde  gündemi  meşgul eden Rektör Osman Şimşek konusunda anlatılanları dinledikçe dudağım uçukladı.  Sadece Osman Şimşek değil tabi, asıl aktör Cüneyt Yüksel'miş. Araştırma Hastanesi ilk önce   Atatürk Orman Çiftliği yanında  daha önceden yapılmış olan Tıp Fakültesi ile Sosyal Yaşam Merkezi arasında  yapılacakmış.  Her nedense bu karar sonradan değiştirilmiş ve adı geçen bu alana bir kütüphane binası oturtulmuş. Araştırma Hastanesi içinde en uygun yer bu günkü alan olarak belirlenmiş. Bina yapılmış ve 5 Mayıs 2015 tarihinde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından toplu açılışı yapılmış. Yerin değiştirilmesi çok garip ama asıl garip olan bundan sonra anlatılanlar. Hastane ne acıdır ki resmi açılışı yapıldıktan tam bir sene sonra hizmete sokulmuş. Bu zaman zarfında Hastanenin karşısında bulunan Cüneyt Yüksel'e ait dükkanların satışının  bir tamam yapılması beklenmiş.  Hastanenin neden ilk belirlenen yerde değil de bu günkü yerinde yapılmış olduğunun sebebi sanırım  anlaşılmış oldu. Mahir Başkan Yüksel'in işgüzarlığının bununla da bitmediği söylendi. Mevcut projeye göre yol hastane önünden geçmesi gerekirken  bu alan  hafriyatla doldurularak  yol başkanının dükkanlarının önünden geçirilmiş. Tabi bu dükkanlar  bu vesile ile sanırım satılmış. Ancak Araştırma hastanesine gidenler  otopark içerisinden geçerek ana kapı ve polikliniklere gidebiliyor. Ya acil kapısı..! Zahmet buyurup sevgili Tekirdağlı hemşerilerim Araştırma Hastanesine giderlerse devletin bir insan yüzünden kaç milyar zarara uğradığını görebilirler. Eh, kendisine milyarlık rant sağlayan bir rektör herhalde  iki günden daha fazla içerde tutulamazdı.  Yüksel'in öncelikli vazifesi  kısa zamanda kendisini ihya edenleri koruyup gözetmektir. Kapaklı Basının  neden ikinci soruyu sorma hakkı olmadığı  sanırım bu vesile anlaşılmış oldu. Şimdilerde 15 Temmuz'un yıl dönümü nedeni ile AK Parti tarafından nöbet programları oluşturmuş. Sevgili Türk Milleti, hakikaten nöbet tutmamız gerekiyor. Devletimiz, milletimiz, bayrağımız ve geleceğimiz için. Çünkü cemaat dün olduğu gibi bu gün daha diri ve daha sinsi. Demokrasi nöbetini sadece bir gün değil bir ömür boyu tutmalıyız. Zira sureti haktan görünüp mevkileri işgal edenlerin bir çoğu cemaatçi. Onların  vatan, millet kaygıları yok. Onların derdi tasası daha çok kazanmak, milleti zarara uğratmak ve kraldan çok kral geçinmek.
AdminAdmin