Asayiş
Giriş Tarihi : 07-03-2017 09:06   Güncelleme : 07-03-2017 09:06

Emre Köprülü: "Başkanlık Fererasyonu, Federasyon İse Bölünmeyi Sağlar"

Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili, Emre Köprülü Kapaklı ilçe Teşkilatını ziyaret etti

Emre Köprülü:
Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili, Emre Köprülü Kapaklı ilçe Teşkilatını ziyaret etti. Çeşitli değerlendirmelerde bulunan Köprülü, referandum sonucunda evet çıkması durumunda  milletin olan egemenliğin tek kişiye verilmiş olacağını belirtti. Emre Köprülü, "Bu gün toplumun yüzde yüzünün oyunu almış,  yüzde yüzünü temsil eden bir meclis var. Şayet yeni sistem gelirse yüzde 51 lik oy alan başkan, yüzde yüz oy alan meclisi tek başına feshetme yetkisine  sahip olacak . Şimdi bu mu millet iradesidir  yoksa yüzde ellilik  oy oranı mı.   Size bu sistemin demokrasi olduğunu savunanlara bunu sorun. Bu ülkenin tamamının oylarını almış bir meclisi,  yarıdan tek bir tane fazla oy almış kişi feshediyor. Sizin bunu demokrasi ile izah etmeniz mümkün mü. Bunu AK Partililere sormanız yeterlidir" dedi.   Yürütülen hayır kampanyasının CHP ile alakalı olmadığını belirten Emre Köprülü, "Biz CHP olarak bir kampanya götürüyor olabiliriz. Bu gün parti binamız içerisinde CHP'liler olarak toplanmış olabiliriz. Ama bu mesele CHP'meselesi değildir. Bu mesele ülkesini seven, demokrasiye inanan Cumhuriyete inanan, Atatürk'ün emanetine sahip çıkan, ekonomik kalkınmaya inanan ve halkın iradesine inanan, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen yapıya inanan insanların savunduğu bir noktadayız. Dolayısıyla bu işin CHP' si yok, Bu işin AKP' si yok, bu işin MHP'si yok. Bizim hayır pankartımızın üzerinde partimizin amblemi yok, ismi de yok. Bizim yakalarımızda Türk Bayrağı rozeti ve elimizde de bayraklarımızla bir mücadele veriyoruz. Ve herkesi de buraya çağırıyoruz.  Çağrımıza halkımızın cevap verdiğini görüyoruz. AKP'liler de, MHP'liler de bu çağrıya kulak veriyorlar" diye konuştu. "ÜLKENİN TAPUSU BİR KİŞİYE VERİLECEK" Milli iradenin 1923 yılında saraydan alınarak halka verildiğini hatırlatan Köprülü, "İrade saraydan alınarak   halka verilmişti.  İradenin sahibi halk. Mecliste, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir yazar. Millete ait olan bu iradeyi milletten alıp saraya vermek istiyorlar. Yani bu ülkenin tapusunu tek bir şahsa vermek istiyorlar. Bizim savunduğumuz değer, biz devletin temsil yetkisinin halka ait olduğunu, halkın bir arada yaşayacağı bir yapıda olduğunu düşünüyoruz. "HİÇBİR BAYRAK TÜRK BAYRAĞINA EŞİT OLAMAZ" Referandumdan evet çıkması durumunda Türkiye'nin telafisi imkansız zararlarla karşı karşıya kalacağına dikkat çeken Köprülü, "16 Nisan'da getirdikleri sistem geçtiği durumda ülkemiz, telafisi imkansız zararlarla karşı karşıya kalacaktır.  Bu ülkede üç kurumun Türk Bayrağını makamında kullanma yetkisi vardır. Getirilen sistemi anlamak için bu örneği anlamış olmak yeterlidir. Birincisi  Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı makamıyla beraber Türk bayrağını kullanabilir. Çünkü ona oy vermiş olan da vermemiş olanın da, zengini, fakir, genci ihtiyarı, sağcı ya da solcu herkesin cumhurbaşkanıdır. Yani cumhurun başkanıdır. Bu nedenle makamında Türk Bayrağını kullanabilir" değerlendirmesinde bulundu. "VALİ VE BÜYÜKELÇİLER KULLANABİLİR" Vali ve Büyükelçilerinde makamlarında Türk bayrağı kullanabileceğini ifade eden Köprülü, "Vali de makamında Türk Bayrağını kullanabilir, çünkü o da görevli olduğu ilde bulunan herkesin valisidir. Tarafsızdır ve devleti temsil edendir. Üçüncü olarak,  büyük elçi Türk Bayrağını  kullanmaya yetkilidir. Büyükelçilerde yabancı ülkelerde bizim ülkemizi temsil ettikleri için makamlarında Türk Bayrağını kullanabilirler. Bunların ortak özelliği tarafsız olmalarıdır. Yani devleti temsil etmeleridir. Şimdi bize deniyor ki Cumhurbaşkanının makam aracının  sol tarafında Türk Bayrağı, sağ tarafına da kendi partimizin bayrağını asalım.  Bu hadiseye  tamam diyecek bir insan varsa  söyleyecek sözümüz yok. Getirilmek istenen sistem tamamen bu. Yani ne demek istiyorlar biliyor musunuz. "Benim parti bayrağım, Türk bayrağı ile eşittir. Senin parti bayrağının, Türk bayrağının yanında esamesi okunamaz. Benim parti bayrağımın da esamesi okunmaz. İşte bu da onların bayraktan ne anladığını, birlikten ne anladıklarını gösteriyor. Devletten ne anladıklarını gösteriyor. O makamların Türk Bayraklarını kullanmalarının nedeni tarafsız olmaları ve halkı temsil tarafsız olarak yönetmelerindendir" değerlendirmesinde bulundu. "BABAMIZ İSTESE DE KARŞI ÇIKARIZ" Değiştirilmek istenen sistemle ülkenin intihara sürüklendiğini sözlerine ekleyen Köprülü, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin intiharını istemek gibi bir şeydir. Bizim devlet geleneğimiz sadece cumhuriyet geleneği değil. Bizim bin yıllık bir geçmişimiz ve devlet geleneğimiz var. Bu ülkede geçmişten günümüze uzanan bir sistem var. Tek adam, tek adam. Tek adam bizim geçmişimizin hiçbir döneminde yok. Bilge Kağan varsa Kültigin var. Alparslan varsa Nizamülmülk vardı. Kanuni varsa Sokullu vardı  yanında . Atatürk varsa İnönü vardı  yanında. Bizim hangi devrimizde tek adam olmuş ki? Tek adamla zaten bir devleti yönetmek imkansız. Üç tane kasketi kafanıza geçirin ve ayakkabınızı bağlamaya çalışın bakalım kafanızda kasket kalacak mı? En az o kasketlerden iki tanesi düşecektir. Böyle bir yönetim anlayışı yok. Bunu becerebilecek dünyada bir kurum yok. Dolayısıyla biz, kendi babamız bile böyle bir makam istese buna karşı çıkarız. biz ülkemizin geleceği için, bu ülkenin birliği için, devlet geleneğimiz için bu sisteme karşıyız. "KİMİN KİMİN YANINDA OLDUĞUNU GÖRDÜK" Köprülü konuşmasına şöyle devam etti: "Burada söylemek istediğimiz şu: bunu  kavga ederek değil, bağırarak çağırarak değil, akılla, mantıkla anlatıyoruz.   Nelerle karşı karşıya kalacağımızı örnekler vererek  anlatıyoruz. Karşı taraf bizi olmadık kişilerle, etnik guruplarla yan yana koymaya çalışıyor. Değişikliğin içeriği ile ilgili hiçbir şey söylemeden sayıp sayıp duruyorlar. Allah büyük. Kimin kiminle yan yana olduğunu  üç dört gün önce göndere çekilen bayrakla bu halk fevkalade görmüş oldu. Kimin kimlerle yan yana olduğunu gördü. Dolayısıyla bizim söylediğimiz şu: Nasıl ki 1010 yılında hayırda hayır vardır  söyledikse aynı şeyleri yine bu gün söylüyoruz. Bu gün insanımız bu gerçeği daha iyi görecek. Ve bunun için de hep beraber çalışacağız" "ÜLKENİ SEVİYORSAN, HAYIR DEMELİSİN" vatandaşa partili yaklaşımı ile yanaşmamak gerektiğini hatırlatan Köprülü, konuşmasına şöyle devam etti: "Kimseye o partili, bu partili yaklaşımı  ile yanaşmayın. Kimse ile bir kavga içerisinde değiliz. Herkese bizim kapımız açık. AKP seçmenleri, partinizi seviyorsanız mevcut sistemden yana olmalısınız. Partini seviyorsan demokrasiden yana isen sen bu referanduma hayır demek zorundasın. MHP'li seçmenler; siz partinizin var olmasını istiyorsanız, ideolojinizin devam etmesini istiyorsanız 16 nisanda sandığa gidip hayırlı bir iş yapmalısınız. CHP'li seçmenlere zaten söyleyecek bir sözüm yok. CHP'liler tamamen kilitlenmiş, yüzde yüz oranında hayır diyeceklerdir. Hayırı bu gün açık açık dile getiriyorlar. "BU DEMOKRASİ İLE İZAH EDİLEMEZ" Yarıdan bir fazla oy almış kişinin ülke geleceğine tek başına karar vereceğini hatırlatan Köprülü, "Demokrasi diyenler 16 Nisan'da evet  derseniz demokrasi gelecek diyenlere şunu sorabilirler: Bu yeni model sistemde yüzde elli artı bir oy almak başkan olmaya yetiyor. E şimdi meclis bu ülkenin kaçta kaçını temsil ediyor. Yüzde yüzünü. Oy verdiğinizde var vermediğinizde, beğendiğiniz insan da var beğenmediğinizde. Toplumun yüzde yüzünün oyunu almış,  yüzde yüzünü temsil eden bir meclis var. Şayet yeni sistem gelirse yüzde 51 lik oy alan başkan, yüzde yüz oy alan meclisi tek başına fesh etme yetkisine  sahip olacak . Şimdi bu mu millet iradesi yoksa yüzde ellilik oy oranı  mı?   Size bu sistemin demokrasi olduğunu savunanlara bunu sorun. Bu ülkenin tamamının oylarını almış bir meclisi yarıdan tek bir tane fazla oy almış kişi feshediyor. Sizin bunu demokrasi ile izah etmeniz mümkün mü. Bunu sormanız yeterlidir. "ÖCALANIN'DA BAŞKANLIĞI  İSTEDİĞİNİ SÖYLEMİŞLERDİ" Yalçın Akdoğan'ın Abdullah Öcalan'la görüştüğünde, Öcalan'ın da başkanlık istediğini belirttiğini kaydeden Köprülü, "Bir zaman Apo ile görüşmeleri sağlayan kişi Yalçın Akdoğan'dı. O zaman başbakan yardımcısıydı. O görüşmelerin içerisinde Yalçın Akdoğan'ın Abdullah Öcalan'da başkanlık rejimini istiyor diye konuşmalarını hepimiz hatırlıyoruz. Ben pkk'nın ne dediğini bilmiyorum. Hiç kimsede bilmiyor. Ama Öcalan'ın başkanlık sistemini desteklediğini herkes biliyordur" ifadelerini kullandı. "CİDDİ SIKINTILARA NEDEN OLACAKTIR" Başkanlık sisteminde federasyon olduğunun altını çizen Köprülü, "Dünya üzerinde nüfusu bir, iki milyonu geçip başkanlık rejimini uygulayan ve federasyonun olmadığı ülke  yoktur. Başkanlık rejimlerinin tamamında bir federasyon modeli vardır. Federasyon modelinin olmasının nedeni de şudur. Meclis, toplumun bütün  kesimlerini temsil eder. Herkes  mecliste kendinden bir şeyler görür. Trakyalı bakar mecliste kendinden birilerini görür. Karadenizli bakar mecliste kendinden birilerini görür. Farklı etnik temeller de mecliste kendilerinden unsurlar görebilirler. Güneydoğulu görür, Akdenizli görür. Yani herkes görmek istediği temsilcisini mecliste görür. Ve toplumun bütün dinamikleri mecliste olur. Ve meclisin ülkeyi yönetme iradesi de demokrasi olarak ortaya çıkar. Ama başkan tek kişidir. Bütün yetkileri elinde toplayan başkana bir kesim baktığında kendini göremeyebilir. Ve kendini dışlanmış hissedebilir. Başkanın siyaseti, başkanın tavrı toplumun bir çok kitlesinin dışlanmasına neden olabilir. Ve devlet kavramı başkanın kişiliğinde vücut bulursa işte devlet içerisinde kendini göremeyen bir büyük kesim oluşur. Bu kesimi yönetebilmek için dış dünya federasyonlar getirmiştir.  Yani siz devlette kendinizi göremeyebilirsiniz. Başkanın kimliğinde kendinizi göremeyebilirsiniz. Oysaki sizin yerelde kendinizi yönetme şansınız vardı. Dolayısıyla başkanlık rejiminde federasyon gelmeden imkansızdır. Hele Türkiye gibi bu konularda başımızın ağrıdığı bir coğrafyada çok ciddi sıkıntılara neden olabilir. "MHP NASIL DEĞERLENDİRİR BİLMİYORUM" Metin Feyzioğlu'nun söyleminden örnekler veren Köprülü, "Feyzioğlu,  başkanlık modelinin gelmesi halinde Türkiye'nin dış kamuoyunda yaratacağı rahatsızlığı ortaya koyuyor. Özellikle emperyalist ülkelerin bu başkanlık modelini Türkiye'de bir kısım teröristlerin özgürlük savaşçısı olarak nitelendirilmesine yol açacağını, Türkiye'nin dış kamuoyunda sıkıntıya düşeceğini ve bu sebeple de başkanlık modelinin federasyon ve bölünmenin yolunu açacağını  söylemektedir. Ama bana kalırsa  bu oralara dahi gelmez. Biz federasyona sonuna kadar karşıyız. Özel yönetimlere sonuna kadar karşıyız. Biz karşıyız, hükümette karşıyız diyor. Ama Irak'ın özel yapısını kabul ediyor ve bayrağını bizim göndere çekiyor. Sen başka ülkede ki peşmerge yapısını ayrı bir devlet olarak nitelendirip, ülkende bunu muhatap alıyorsan, sen bu yolu açıyorsan, bunun kendi ülkende de gerçekleşebileceğini görmüyor musun? Hayır, görüyor ve biliyorsun. Ama 16 Nisan'da oy alabilmek uğruna bu siyaseti Türkiye'ye sokuyorsun. işte bunu özellikle MHP  nasıl değerlendirir bilmiyorum"    
AdminAdmin