15 TEMMUZ'UN KARANLIK YÜZÜ
On gün önce ülkemizde yaşananlar Türk İnsanının iradesine vurulmak istenen çelikten bir kelepçeydi
On gün önce ülkemizde yaşananlar Türk İnsanının iradesine vurulmak istenen çelikten bir kelepçeydi. Siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda çöküşün hunharca planlarıydı. Çok şükür bu planlar tutmayıp, milli irade şer güçlere galip gelmiştir.
Milletçe yaşadığımız kaosun sonuçları bütün çıplaklığı ile ortada iken nedenler konusunda hala somut ifadeler ortaya konulamamaktadır. İktidara geldiği günden itibaren illegal yapılanmadan haberi olan hükümet, bu konuda evcilik oynayan çocuk laubaliliği ile meseleyi geçiştirmeye çalışmıştır. Hükümetin bu zaafına dikkat çeken muhalefet ise adete linç edilmiş, devleti yönetenlerden bazıları "söylediğinize kargalar bile güler" cevabı ile mukabelede bulunurken bir başkası "yok daha neler, Hoca'nın başka işi yokta devleti mi ele geçirecek" mealindeki cümlelerle tehlikeyi görmezlikten gelmişlerdir.
Mevcut tehlikenin bilinmesine rağmen radikal tedbirlerin alınmamasının nedeni hükümet içerisinde ki bürokratların, illegal yapı ile değişik alanlarda ilişkili olmalarıdır. Siyasi, ticari, dini ve akrabalık bağlarının mevcudiyeti, gerektiği şekilde önlem alınamamasının yegane sebebidir. Bu gün kalkıp vatandaşa paralel yapının insanlık dışı eylemler içerisinde bulunduğunu, değişik kesimlerin bunu anlamamak adına başını kuma gömdüğünü söylemeye gerek yok. İnsanımız bunu biliyordu, bilmek istemeyenlerse bir kısım devlet ricalidir.
Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan'ın cemaate karşı beslediği kine rağmen cemaatle ilişkisi olan bürokratlara katlanmasına mana veremiyorum. Bu derece güçlü bir siyasi yapıya rağmen paralel yapı ile ilişkisi bulunan bürokratların azli hakikaten çok mu zor?
Türk Milleti'nin 15 Temmuz akşamında yaşadığı kabus sonrasında istihbarat konusunda görev ve sorumluluk anlayışının rafa kaldırılmış olduğu, devlet ve milletin bekası adına yapılması gereken istihbaratın paralel yapı için sergilendiği kanaati oluşmaktadır. Bu ihanetin adına da istihbarat zafiyeti denilmektedir. Olmayan istihbarata zafiyet demek hiçte mantıklı değil. Artık bazı gerçekler acı da olsa bütün çıplaklığı ile ortaya çıkarılmalıdır. Millet, üzerine düşen görevi layıkı ile yerine getirmiş olup bu aşamadan sonra pek çok şeyin devlet tarafından yapılması gerekmektedir.
Daha net ifadelerle izah etmemiz gerekirse yirmi yıl evvel cemaat evlerinde abi, abla ilişkileri nedeni ile binlerce insan cezalandırılıyorsa, daha düne kadar cemaat için kendini paralayan, cemaatin zararsız olduğunu ifade ederek kamuoyunu yanıltan Ak Partili bakan ve milletvekilleri il ve ilçe teşkilatlarındaki kraldan çok kral geçinenler, kurum ve kuruluşlarda ki sureti haktan görünüp timsah
gözyaşlarına bulananlar da mutlaka cezadan nasibini almalıdır. 15 Temmuz’un karanlık yüzü
aydınlatılmalı, adalet her alanda hükmünü icra edebilmelidir. Bu yapılmadığı taktirde cemaatin
omurgasının kırıldığından, 15 Temmuz akşamını milletimize yaşatanların hakkıyla
cezalandırıldığından hiç kimse bahsetme hakkına sahip olamaz.de mutlaka cezalandırılmalıdır. Bu yapılmadığı taktirde cemaatin omurgasının kırıldığından, 15 Temmuz akşamını milletimize yaşatanların hakkıyla cezalandırıldığından hiç kimse bahsedemez.
Admin