Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 29-07-2016 07:47   Güncelleme : 29-07-2016 07:47

15 TEMMUZ'UN KARANLIK YÜZÜ

On gün önce ülkemizde yaşananlar  Türk İnsanının  iradesine  vurulmak istenen çelikten bir kelepçeydi

15 TEMMUZ'UN KARANLIK YÜZÜ
On gün önce ülkemizde yaşananlar  Türk İnsanının  iradesine  vurulmak istenen çelikten bir kelepçeydi. Siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda çöküşün hunharca planlarıydı. Çok şükür bu planlar tutmayıp, milli irade şer güçlere galip gelmiştir. Milletçe yaşadığımız kaosun sonuçları bütün çıplaklığı ile ortada iken nedenler konusunda hala  somut ifadeler ortaya konulamamaktadır. İktidara geldiği günden itibaren illegal yapılanmadan haberi olan hükümet,  bu konuda evcilik oynayan çocuk laubaliliği ile meseleyi geçiştirmeye çalışmıştır. Hükümetin  bu zaafına dikkat çeken muhalefet ise adete linç edilmiş, devleti yönetenlerden  bazıları "söylediğinize kargalar bile güler" cevabı ile mukabelede bulunurken bir başkası  "yok daha neler, Hoca'nın başka işi yokta devleti mi ele geçirecek" mealindeki cümlelerle  tehlikeyi  görmezlikten gelmişlerdir. Mevcut tehlikenin bilinmesine rağmen radikal tedbirlerin alınmamasının nedeni  hükümet içerisinde ki bürokratların, illegal yapı ile değişik alanlarda ilişkili olmalarıdır. Siyasi, ticari, dini ve akrabalık bağlarının mevcudiyeti,  gerektiği şekilde önlem alınamamasının  yegane sebebidir. Bu gün kalkıp vatandaşa  paralel yapının insanlık dışı eylemler içerisinde bulunduğunu, değişik kesimlerin  bunu anlamamak adına başını kuma gömdüğünü söylemeye gerek yok. İnsanımız bunu biliyordu, bilmek istemeyenlerse  bir kısım devlet ricalidir. Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan'ın cemaate karşı beslediği kine rağmen cemaatle ilişkisi olan bürokratlara  katlanmasına mana veremiyorum.  Bu derece güçlü bir siyasi yapıya rağmen paralel yapı ile ilişkisi bulunan  bürokratların  azli hakikaten  çok mu  zor? Türk Milleti'nin 15 Temmuz akşamında yaşadığı kabus sonrasında istihbarat konusunda   görev ve sorumluluk anlayışının  rafa kaldırılmış olduğu,  devlet ve milletin bekası  adına yapılması gereken istihbaratın  paralel yapı için sergilendiği  kanaati  oluşmaktadır.  Bu  ihanetin adına da  istihbarat zafiyeti  denilmektedir. Olmayan istihbarata zafiyet demek hiçte mantıklı değil. Artık bazı gerçekler acı da olsa bütün çıplaklığı ile ortaya çıkarılmalıdır. Millet, üzerine düşen görevi layıkı ile yerine getirmiş olup bu aşamadan sonra pek çok şeyin  devlet tarafından yapılması gerekmektedir. Daha net ifadelerle izah etmemiz gerekirse yirmi yıl evvel cemaat evlerinde abi, abla ilişkileri nedeni ile binlerce insan cezalandırılıyorsa,  daha düne kadar cemaat için kendini paralayan, cemaatin zararsız olduğunu  ifade ederek  kamuoyunu yanıltan  Ak Partili bakan ve milletvekilleri  il ve ilçe teşkilatlarındaki kraldan çok kral geçinenler, kurum ve kuruluşlarda ki sureti haktan görünüp timsah gözyaşlarına bulananlar da mutlaka cezadan nasibini almalıdır. 15 Temmuz’un karanlık yüzü aydınlatılmalı, adalet her alanda hükmünü icra edebilmelidir. Bu yapılmadığı taktirde cemaatin omurgasının kırıldığından, 15 Temmuz akşamını milletimize yaşatanların hakkıyla cezalandırıldığından hiç kimse bahsetme hakkına sahip olamaz.de mutlaka cezalandırılmalıdır. Bu yapılmadığı taktirde cemaatin omurgasının kırıldığından, 15 Temmuz akşamını milletimize yaşatanların  hakkıyla cezalandırıldığından  hiç kimse bahsedemez.
AdminAdmin