Hiç unutmuyorum. Küçük bir ilden büyük bir ilçeye göç ettiğim ilk seneydi. Oturduğum evin önünde 98 model Doğan marka aracımı çalıştırmış, bagajına bir şeyler yerleştiriyordum. 12-13 Yaşlarında olduğunu düşündüğüm bir çocuk sürüklediği kartonları kenara çekip kahkaha atmaya başladı. Kahkahası arasında da arabamı işaret ederek, “Bu ne yahu bu ne?” demez mi? Alay ettiği arabamdı. Söylediği neyse de uzun uzun kahkaha atışına bir hayli içerledim. Bir şey diyemedim, demek de istemedim zaten. Nihayetinde karşımdaki bir çocuktu.
Aradan ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum. Rahmetli Kamer Genç gelmişti. İlçede ziyaretler gerçekleştiriyordu. Bir ziyaretten diğerine giderken ilçe başkanlığı yapmış bir zevat o gün arabasız kaldığından kendisine arabamda yer olduğunu söyledim. Keşke söylememiş olsaydım. Adam arabaya binerken şopar çocuğun söylemiş olduğu söze benzer bir şeyler söyledi. O, çocuk değil kocaman adamdı. Ona bir cevap vermem gerekirdi. Verdim de… Başımı arkaya çevirip, “Başkan bu arabayı helal parayla aldım.” dedim. Bu sözümden bir şey anlayıp anlamadığını bilmiyorum. Kim bilir belki de boş yere çenemi yormuşumdur?
O zamana kadar sadece kadınların varlıklarıyla övündüklerini düşünürdüm. Özellikle de takıp takıştırdıkları mücevherleri ile. Bu anekdot bazı erkeklerin de bazı kadınlar gibi gösteriş budalası olduklarına inandırdı beni.
Maddi varlık insana değer katabilir mi? İnsan ruhsuz olup değer yargıları umumiyetin ölçülerine uymadıktan sonra? Doğrusu insanların iyi, yeni ve güzel anlayışına bir mana verebilmiş değilim. Helal para ile alınan eskinin, haramla elde edilen yeni ve güzelden çok daha değerli olduğuna inanırım. Helal eski, haram yeniden nasıl değerli olamaz ki? Birilerini ağlatan insan uçan arabaya binse mutlu olabilir mi? Bir başkasının olanı sahiplenirken kanamaz mı vicdanı?
Yatınca uyuyamayan, yiyince sindiremeyen bir kısım insanların çilesi, kendi elleri ile avuçladıkları çileden başka ne olabilir ki? Bu madalyonun sadece bir yüzü. Diğer yüzündeki resmin nasıl olduğunu henüz hiç kimse görebilmiş değil.
