Hayatı severek hastalığı yendi
Hüsne Yumak, kanseri yenmenin sevincini yaşayan sayılı insanlardan birisi
Hüsne Yumak, kanseri yenmenin sevincini yaşayan sayılı insanlardan birisi. 1976 yılında Malatya’da Dünya’ya gelen Yumak 21 yıldır Çerkezköy’de yaşıyor. 2012 Yılında kanserin ilk belirtilerini hisseden Yumak birkaç kez doktora gitmesine rağmen kendisine endişe etmesine neden olabilecek bir rahatsızlığının olmadığı söylenmiş. Zamanla göğüs bölgesinde ağrılarının artması sonucunda yeniden tektik isteyen Hüsne Yumak’a meme kanseri olduğu söylenmiş. İşte bu noktada hayattan kopmamak adına son bir güçle mücadeleye başlayan Yumak 17 Ekim 2012 tarihinde başladığı tedavisini 2014 yılının ekim ayında aldığı son kemoterapi ile noktalamayı başardı.
Doktorunuzun size kanser hastasısınız dediğinde nasıl bir tepki verdiniz? O esnada ki ruh halinizi anlatabilir misiniz?
“H. Yumak: İnsanın kanser hastası olduğunu öğrenmesi çok zor. Hayata dair beklentileriniz, umutlarınız ve hayalleriniz varken sonu nasıl biteceği belli olmayan en amasız bir hastalığa yakalanmış olmanız sanırım dünyada ki en büyük acılardan bir olsa gerekir. Ama bu acının seline kapılıp hayattan kopmanın, ölümü beklemenin de doğru olmadığına inanmak gerekir. Ben bunu yapmaya çalıştım. Bir gribin, mide rahatsızlığının, verem ya da tifonun kanserden farkı olmadığını, bu hastalıklarda netice alınıyorsa kanser hastalığında da mutlaka şifa olacağı inancıyla tedavime başladım. Pes etmedim ve başardım.
Tedaviniz müddetince yakın akrabalarınız ve çevrenizde ki insanların size bakış şeklinde değişiklikler olduğu düşüncesine kapıldığınız oldu mu?
H Yumak: Evet bunu zaman zaman yaşadım. Kanser hastası olduğumu bilenlerin kendi aralarında fısıldaşması tedavi sürecinin en zorlu bölümlerinden biriydi. Yakınınızda olan insanların sizden bahsettiklerini anlamanız, ya da düşünüyor olmanız içinde bulunduğunuz atmosferi bir anda değiştirebiliyor. Aile fertlerinin daha müşfik davranmasını da buna dahil edebiliriz. Ben çoğu kere kendi kendime acaba bu derece hassas davranıyor olmalarının nedeni kansere yenik düşüp öleceğimden midir diye düşündüğüm olmuştur. Yani işin açıkçası gerektiğinden fazla ilgi hastanın aklına olumsuz düşünceleri getirebiliyor. Aslında bu insanların yapmak istedikleri şey hastanın rahatını temin etmek. Ancak bu hususta ölçünün kaçırılmaması gerekir. Hastaya dün ne ise bu günün de aynı olduğu imajı verilmelidir.
Kansere alışmanız ne derece zor oldu, en fazla hangi hususlarda sıkıntı yaşadınız?
Benin kanser hastası olduğumu öğrenmemle son terapiyi almam arasından geçen süre tam 22 ay yani iki yıl gibi bir şey. İki yıl kanser hastası olduğunuzu bilerek yaşamaya çalışmanız çok zor. Bu zaman zarfında saçınız, kaşınız ve kirpikleriniz bile dökülüyor. Sizi gören ve tanıyan herkes benzer soruları soruyor. Karşılaştığınızda fiziki durumunuza şaşıranlar kanser hastasıyım dediğinizde sizi de şaşırtıyorlar. Bu derece bir şaşkınlığı tarif etmek imkansız.
Aynı hastalıkla mücadele eden kişilere tavsiyeleriniz var mı?
Her şeyden önce insan sağlığının değerini iyi bilmelidir. İnsan azimli olduktan sonra her hastalığı yenebiliyor olsa da bunun kolay bir şey olmadığını belirtmemiz gerekir. Diğer hastalıklar ne ise kanserinde o olduğuna inanmak gerekir. Her şeyden evvel toplumdan kopmamalı, fırsat buldukça sosyal etkinliklere daha fazla zaman ayırmak gerekir. Bu yalnız başına insanın üstesinden gelebileceği bir hastalık değildir. Hastalarımız içlerindeki sıkıntıyı ve üzüntüyü paylaşmaktan çekinmesinler. Bu gibi sıkıntıların paylaşıldıkça azaldığını birebir yaşadım.
Bireysel mi yoksa ilgili resmi kurumların tertip edeceği sosyal aktiviteler mi?
Bu hastalıkla mücadele eden kişilerin nezih davranışlardan ziyade sosyal faaliyetlere ihtiyacı olduğu kanaatine vardım. Bu faaliyetler bireysel olabileceği gibi sağlık birimleri tarafından da organize edilebilir. Bence bu en güzel terapi şeklidir. Tekirdağ halk sağlığı Müdürlüğü tarafından bizler için resim kursu tertip edildi. Bu kurs ve sonrasında düzenlenmiş olan serginin üzerimde bir çok olumlu yansıması oldu. Her şeyden evvel orada bulunanların hepside benim konumunda olan kişilerdi. Çünkü onlarda onkoloji hastalarıydı. Bu durumun aynısını dışarıda yaşamanız mümkün değil. Ancak il merkezinde tertip edilen bu gibi kurslar Kapaklı’da ya da diğer ilçelerde de açılmış olsa zor şartlarda Tekirdağ’a gidip gelen hastaların durumu bir hayli kolaylaşmış olurdu. Yetkililerin bu konuya eğileceklerini düşünüyorum.
Geçirdiği rahatsızlık ve tedavi süresinde yaşadığı sıkıntıları bizimle paylaşan Hüsne Yumak'a teşekkür ediyor, şahsında aynı hastalıkla mücadele eden herkese Gazetemiz Yorum Kapaklı Çalışanları adına acil şifalar diliyoruz.
Admin