Garipten de Öte Bir Şey
Şimdilerde yeni bir sistemin hayata geçirilmesi adına AK Parti ve Cumhurbaşkanı tarafından kıyasıya bir yarış başlatıldı
Şimdilerde yeni bir sistemin hayata geçirilmesi adına AK Parti ve Cumhurbaşkanı tarafından kıyasıya bir yarış başlatıldı. Nedendir bilinmez ama illada sistemin değiştirilmesi amaçlanıyor. Her ne kadar referandumun sistemi değiştirmeyi amaçlamadığı söylense de paket içerisinde bulunan maddeler bal gibi yeni bir sistemi karşımıza çıkarmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işlerin aheste yürüdüğünden dem vurarak hem davul hem de tokmağın tek bir kişinin elinde olmasını planladıklarını söylüyor. Buna katılırsınız ya da katılmazsınız onu bilemem ancak bir cumhurbaşkanı mevcut sistemle halkın seçerek başbakanlık koltuğuna oturttuğu bir kişiyi görevden alabiliyor ve yerine bir başkasını oturtabiliyorsa davulun ayrı, tokmağın ayrı kişilerin elinde olduğundan bahsetmeye hakkı yoktur. Cumhurbaşkanı olayı çok farklı göstererek seçmeni etkilemeye çalışıyor. Aslında yapmak istediği hem davul çalmak, hem de zurna. Ancak mevcut sistem bu yetkiyi de kendisine vermiş durumdadır. Yani yapılmak istenenlerin yetkisizlikle zerre kadar alakası bulunmamaktadır.
İşin doğrusu sistemin tıkanmış olması çokta itibar edilebilecek neviden sözler değildir. Bir asra yakındır süregelen sistem nasıl oldu da biranda tıkandı bunu maalesef ki vatandaş anlayabilmiş değil. Sistemin tıkandığını muhalefetten birileri söylese bunu da anlamaya çalışırdık. Ancak sistemin tıkanmış olduğunu iktidarın söylemesi garipten de öte bir şey.
Bu gün 56. hükümet işbaşında. Şimdiye kadar kimler geldi, kimler geçti bir düşünmek gerekir. Her iktidar ve siyasi parti için ideal olan sistem nasıl oldu da işe yaramaz oldu. Sistemi işe yaramaz duruma halk mı, yoksa muhalefet mi getirdi?
AKP 14 yıldır iktidarda bulunuyor. 14 yıl içerisinde AKP'nin çıkaramadığı yasa ya da kanun hükmünde bir kararname var mı?
Yok tabi ki.
Üç ay devam eden olağan üstü hal, üç ay daha uzatıldı. Bu zaman zarfında yüzlerce kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Bunlar yapılırken hükümete kim engel olabildi ki?
Hiç kimse. İdarenin başında bulunanlar istedikleri gibi halkı yönetebiliyorlar. Peki daha ötesi…
İşte bu noktada durmak gerekir. Devlet yönetiminde yetkilerin tek kişiye verilmesi diye bir şey olamaz. Şayet var olduğu iddia ediliyorsa bunun adına demokrasi denemez. Model olarak gösterilen Osmanlı İmparatorluğunun siyasi yapısı ise monarşik ve teokratik yapıyı aynı anda korumaya yönelikti. Monarşide tek kişinin iradesi söz konusu olup, teokratik yapı ise ülke üzerinde ki egemenliğin Tanrı iradesine dayandırılmasıdır.
Aynı sistemin benzerlerini komşu ülkelerinde görebiliriz. Hepside bir başka ülkenin tahakkümü ve sömürüsü altında. Diğer bir kısmı ise ya iç savaş ya da bağımsızlık adına bir mücadele içerisindeler. Çünkü alın yazısı haline dönüştürülen sistem, her ferde eşit oranda vatandaşlık hak ve hukukunu sağlayamamaktadır.
Güzelim ülkenin geleceğini derinden etkileyecek olan bu referandumdan evet çıkması durumunda sıkıntılı bir süreçle yüzleşeceğimizi bilmemiz gerekir. Anayasa paketinin içerdiği maddeler parmakla gösterilir derece az olmalarına rağmen sistemi temelden değiştirmeye yöneliktirler.
Admin