30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101. Yıl dönümü Kapaklı’da düzenlenen törenlerle kutlandı. Anıta çelenk sunumu sonrasında Üsteğmen Veysel Çetinkaya günün anlam ve önemine dair konuşma yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dünyanın sayılı askeri güçlerinden biri olduğunu belirten Üsteğmen Çetinkaya, “Silahlı kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her görevi ifaya hazırdır. Millî Egemenlik, Millî Şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk İlkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Ulusça başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, dava arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
Zafer Bayramının 101. Yıl dönümü Kapaklı’da düzenlenen törenlerle kutlandı. Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törende protokol üyeleri Türk Büyükleri anısına 1 Dakikalık saygı duruşunda bulunduktan sonra İstiklal Marşı okundu.Atatürk Anıtı’na Tekirdağ Vali Yardımcısı Asalet Karabulut, Kapaklı Belediye Başkanı Mustafa Çetin ve Binbaşı Ramazan Kayalı çelenk sundu.
“EŞİNE AZ RASTLANIR BİR ZAFER”
Program, Üsteğmen Veysel Çetinkaya’nın günün anlam ve önemine dair konuşması ile devam etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin 30 Ağustos Zaferiyle atıldığını belirten Çetinkaya, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına temel teşkil eden, 30 Ağustos 1922'de kazandığımız büyük zaferin 101'inci yılını kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk Milleti, kahraman Türk Ordusuyla birlikte, varlığına ve vatanına kastedenlere karşı, kahramanlık ve şeref dolu tarihinden 101 yıl önce bugün, kudretiyle, yeniden dirilerek, topyekûn bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduna ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk Ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası, tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir” diye konuştu.
“ULUSUMUZA DAYATILMIŞTIR”
Çetinkaya, konuşmasına şöyle devam etti: “1900'lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda birinci dünya savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır.”
“AYDINLIĞA GİDEN YOLU ARALADI”
Mustafa Kemal ve silah arkadaşları tarafından bağımsızlık meşalesinin yakıldığını hatırlatan Çetinkaya, “İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. Böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak "Ya istiklal, ya ölüm" parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelenin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak olarak belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi’nde hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır” şeklinde konuştu.
“DÜŞMANI ALDATMAYI BAŞARDI”
Çetinkaya, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev Paşa'nın başkomutanlığı altında, Türk Kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez dediği afyon mevzilerini 3 günde geçerek, 30 Ağustos'a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etti. Bu büyük zafer ile düşmana son darbe de vuruldu. Ardından icra edilen takip harekatıyla da 9 Eylül'de düşman İzmir'de denize döküldü.”
“10 GÜNDE 5 YÜZ KİLOMETRE”
Türk Askeri’nin 10 günde yaya olarak 5 yüz kilometrelik yolu kat ettiğini belirten Çetinkaya, “Dünya tarihçileri büyük taarruz için şu ifadeyi kullanmışlardır, “Türkler, Mohaç Meydan Muharebesi'nden yüzyıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar." Bu muharebelerde Türk Ordusu çok kısa bir sürede, kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bölümünü imha ve esir etmiştir. Askeri açıdan bir diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun, 10 günde 500 kilometrelik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir” diye konuştu.
“İMTİHAN MEYDANIDIR”
Çetinkaya, konuşmasına şöyle devam etti: “30 Ağustos'un gerçek anlamını ve önemini Büyük Zafer'in ikinci yıldönümünde Dumlupınar'ın Çal Tepesinde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği söylevde görürüz, "...hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk Devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır." "harpler, yalnız karsı karşıya gelen meydan iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin bütün varlığı ile ilim muharebesi. Milletlerin ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır.”
“HER GÖREVİ İFAYA HAZIRDIR”
“Kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekun bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk ulusu bu meydandan da Ulu Önder'inin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur ve bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlenmektedir. 30 Ağustos Zaferi, Türk Ordusu'na "Silahlı Kuvvetler Günü" olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve teçhizatıyla, güçlü ve dinamik personeliyle, ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her görevi ifaya hazırdır.
“RAHMETLE ANIYORUM”
TEBRİKLERİ KABUL ETTİ
Yapılan konuşma sonrasında 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama programı Kapaklı Kaymakamlığı’nda Vali Yardımcısı Asalet Karabulut tebrikleri kabulü ile son buldu.