Bütün kadınlar emekçidir. İster ev kadını olsun ister fabrikada elleri nasır tutan bir işçi ya da binlerce kişiye istihdam yaratan bir iş kadını. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!
Biz, Cumhuriyet Halk Partili kadınlar, eşit bir Türkiye inşası için mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi Türkiye kadın hareketiyle ve eşitlikçi erkeklerle birlikte büyütüyoruz. Üç hayati sorunumuz var: kadına yönelik şiddet, yoksulluk, temsilde ve hizmetlere erişimde adaletsizlik.
Ne yazık ki ülkemizde kadına yönelik şiddet katlanarak artıyor. Daha geçtiğimiz günlerde bir günde 8 kız kardeşimiz katledildi. Kadınlar, en güvenli olması gereken yerlerde; evlerinde şiddet görüyor ya da öldürülüyor.
İktidar ise kadına yönelik şiddeti tolere edilebilir buluyor, kadın cinayetlerine sadece “sayı” olarak bakıyor. Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece yarısı ansızın hukuksuzca feshediyor. Kadın katillerinin sırtını sıvazlayanlar, şimdi de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u budamak istiyor. Bugün 81 il, 973 ilçede tek ses oluyor ve bir kez daha haykırıyoruz:
YASALARA DOKUNMA, UYGULA!
İktidarın yeni hedefinde eşit yurttaşlık hakkımızın ve laikliğin güvencesi olan Medeni Kanun var. Ancak; laikliğe savaş açanlar karşılarında dağ gibi duran kadınları bulurlar. Haklarımızı bir torba yasaya doldurup, çöpe atma hayali kuranlara sesleniyoruz:
HADDİNİZİ BİLİN!
Hayati öneme sahip bir diğer sorunumuz da kadın yoksulluğu ve kadınların istihdam dışına itilmesidir. Kadın istihdamına yönelik veriler, bir utanç tablosunu açıkça ortaya koymaktadır. Ülkemizin nüfusunun yarıdan biraz fazlası kadın ama her beş kadından sadece biri kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Yaklaşık 4,5 milyon kadın çalışmak istiyor ama iş bulamıyor. Genç kadın işsizliği oranı ise yüzde 51. Kadınların yüzde 61,4’ü asgari ücretin altında veya asgari ücretin yüzde 20 üzerinde ücret alıyor. Kadınların yüzde 41’i ise asgari ücret dahi alamıyor.
Kadınların yarısı iş hayatına katılamama nedeni olarak üzerlerindeki bakım yükünü gösteriyor. Yaşadığımız bütün sorunların temelinde “ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen zihniyet var. Bu nedenle kadınların adalete, eğitime ve sağlığa erişimi çok sınırlı hale geldi. Deprem bölgesindeki kız kardeşlerimiz için yaşam koşulları çok daha ağır ve zorlayıcı.
Buradan tüm kadınlara ve demokrasiyi savunan erkeklere sesleniyoruz: Eşitlik için, özgürlük için, kardeşlik için, Haklarımıza sahip çıkmak için, Yoksulluğu bitirmek için. İşsizliğe son vermek için. Şiddeti durdurmak için. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koymak için. Kadın hakları, çocuk hakları, çevre hakları ve hayvan hakları için. Emeklilerimizin üç kuruşa muhtaç yaşamaması için. Engelli yurttaşlarımızın önündeki engellerin kaldırılması için. Laik, demokratik ve özgür bir Türkiye için.