Güncel
Giriş Tarihi : 09-06-2016 21:06   Güncelleme : 09-06-2016 21:06

Birazcık Muhasebe

Bir iş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir

Birazcık Muhasebe
Bir iş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Bir ara kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görünür. Berber, iş adamının kulağına eğilerek şöyle fısıldar: -Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Dikkat edin, ne kadar aptal olduğunu size ispat edeceğim. Berber: -Ali, buraya gelir misin? Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer. Berber elinde ki 5 ve 20 lira olup: Ali’ciğim, hangisini istiyorsan onu al, der. Çocuk şaşkın bir tavırla önce 5, sonra da 20 liraya bakar. Daha sonra beş lirayı alarak dükkandan çıkar. Berber büyük bir zafer kazanmışçasına müşterisine dönerek: -Ben size bu çocuğun ne kadar aptal olduğunu söylemiştim. Bakın işte, yirmi lira dururken beş lirayı almakla beni haklı çıkarmıştır. Tıraşı biten müşteri berber dükkanından ayrılır. Az ileride arkadaşları  ile oynayan Ali'nin  yanına yaklaşır ve. -Yavrucuğum, yirmi lira dururken neden beş lirayı aldın? Diye sorar: Ali: -Bey Amca,  beş lirayı değilde yirmi lirayı alsaydım aylardır sürdürdüğün oyun kendiliğinden bitmiş olacaktı. Oysaki ben oyunun çok uzun süre devam etmesini istiyorum..! şeklinde cevap verir. İnsanın  kişi ve olaylara bakış şekli, içinden tezahür eden duyguların bir yansımasıdır.  Görmek istediğimiz şekilde algıladığımız olaylar, gerçek bir değerlendirme olmayıp sadece dileyişimizin dışa vuruşudur. Çoğu kere bu duygular ışığında  yola çıkarak  hedef belirleme düşüncemiz bizi yanıltmakta, doğru yerine yanlış olan nefsin telkini oturtulmaktadır. Oysaki birazcık sağduyu, meselelere pozitif bakma eğilimi, empati ve yerli yerinde bir muhasebe bütün bu olumsuzlukları  huzur ve sükuna taşımaya yetecektir. Her söz ve davranışa  ciddi bir cevap ve ortamı geren davranış yerine naif bir espri anlayışı dostlukları kenetlemeye yetecektir. Çin’de Lui adlı bir kız sevdiği  gençle evlenir. Ancak kayınvalidesi ile birlikte yaşayan Lui  kısa zaman sonra huzursuz olmaya başlar. Gelin kaynana arasında ki kavgalar her geçen gün dozu artarak devam eder. Bu kavgalara dayanamayan Lui bir gün bir aktara giderek insanı yavaş yavaş öldüren bir zehir satın almak istediğini söyler. Aktar tereddüt etmeden Lui’ye bir şişe zehir verir. Ne varki yaşlı aktar geline zehiri azar azar vermesini ve kaynanasının bir cinayete kurban gittiğinin anlaşılmaması için de ona gereken sevgi ve saygıyı göstermesini tembihler. Lui  bütün maharetini sergileyerek kayınvalidesine her gün birbirinden leziz yemekler ikram eder. Tabi her öğün iki damla zehiri de bu yemeklere ilave eder. Diğer taraftan da kayınvalidesine sevgi ve hürmet göstererek iyi bir gelin olduğu algısını oluşturmaya özen gösterir. Aradan iki ay geçer. Bu zaman zarfında evde kavga olmadığı gibi kayınvalidesi de Lui’ye karşı gayet iyi davranır. Gelin kaynana arasındaki bu sevgi daha sonra anne evlat muhabbetine dönüşür. Öyle ki  Lui kayınvalidesinin yakında öleceğini düşündükçe içindeki pişmanlık duymaya  başlar. Nihayet dayanamayıp zehiri satın aldığı aktara giderek kayınvalidesini öldürmekten vaz geçtiğini bilakis zehirin etkisini yok edecek bir panzehir vermesini ister. Yaşlı aktar Lui’yi dinledikten sonra şöyle der: -Sana verdiğim damla bir vitamin karışımıydı. Bu da kayınvalideni güçlendirmeye yaramıştır. Gerçek zehir senin beyninde ki kötü duygulardı. Sen kaynanana iyi davranmakla o zehiri yok ettin. Onun yerine beyninde sevgi tomurcuklar filizlendi.  Böylece siz gerçek manada bir anne evlat olmuşsunuz.
AdminAdmin