TÜNAYDIN BEYLER...!

Irak,  Libya ve Suriye'yı uğruna kurban ettiğimiz ABD,  Türkiye'yi terör örgütlerini silahlandırıp, Iraklı Şiiler'i kışkırtarak Türkiye'yi Ortadoğu Bataklığına çekmek istiyor. ABD, 15 Temmuz'da ulaşamadığı hülyasına ortalığı bulandırarak ulaşmak istiyor.  Vahametin henüz yeni farkında olan bazı siyasetçi  ve fikir adamları ise bu korkunç manzara  karşısında  veryansın etmeye başladı.  Artık  oyun bitti ve biz geç uyandık diye ciyaklamaya başlayanlar da var. Tünaydın beyler tünaydın. Bu insanlar söylediklerinde samimi olsalar buna da eyvallah. Düpedüz günah keçisi arıyorlar. Çünkü bunu yaparken  bozuk plak gibi  yirmi yıl öncesinin söylemlerine takılıp kalmışlar.  Onlara bakılırsa bu günkü Ortadoğu çıkmazının  nedeni  tek kutuplu dünya nizamı ve global  dünya söylemleriymiş. Bunlar, ateşin  bacayı sardığı bir dönemde dahi doğruları konuşmaktan imtina ediyorlar. Hadi global dünya düzeni rehaveti diyelim ki yirmi sene öncesinde ninni gibi kulaklarımıza okunup durdu. Peki Ortadoğu eş başkanlığına ne demeli? 1 Mart 2003 yılında 100 AKP milletvekilinin CHP milletvekilleriyle birlikte hayır oyu ile reddettiği ancak 20 gün sonra TBMM'de 332 kabul, 202 ret oyuna karşılık kabul edilen tezkere nasıl okunmalı? Sınırların yeniden çizilmesi rüyası, ABD'nin  müttefikimiz olduğu oyalamacısı? Cuma namazını Şam'da kılma hülyası? Bunlar da mı yirmi yıl öncesinin  tegannileri? Hayır bütün bunlar 2000 li yıllar sonrasında övünerek efsaneleştirdiğimiz masallar. Şimdi masal sonrasında daldığımız derin uykudan uyanmaya çalışıyoruz. Ancak çok geç.  Çünkü atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmiş bulunuyor. Ortadoğu ülkelerinin kendileri çözmesi gereken iç meselelerini maalesef ki  Batı Emperyalizmi çözmeye koyulmuş. Zaten onlar hep meseleleri çözmek için bu çoğrafyada var edilmişlerdir. Müttefikimiz ABD, planladığı Kürt Bölgesini oluşturmak adına  PYD ve YPG terör örgütlerini silahlandırırken diğer taraftan  Irak'ta bulunan Türk Askerini  işgalci göstermekten imtina etmiyor.  ABD'nin  bu haddi aşan söylemleri de Irak Başbakanını küstahlaştırıyor. Bu küstahlık binlece Şii'nin sokaklara dökülmesine neden oluyor. Ülkenin fikir babaları, iktidar ve muhalafet  doğruları konuşup, hakikati ortaya koyabilselerdi  belki işler bu raddeye varmamış olacaktı. Türkiye bir taraftan Suriye'de tampon bölge oluştururken diğer taraftan Musul çıkmazına sürüklenmeyecekti.        Şimdi  daha yeni yeni  uyandığını  hissettiğimiz siyasilerin  uyanışı da uyumalarından farklı olmadı. Oturup ülkenin içinde bulunduğu çıkmaza çare arayacaklarına her biri başka bir telden çalmaya başladı.  Türkiye,  Ortadoğu bataklığına adım atar atmaz siyasilerin birbirlerini yeyip bitirmeye başlaması oldukça düşündürücü. Bu kafalarla değil  Musul'u Menbiç'i kurtarmak korkarım ki  Irak Türkmenleri için de ülkenin bir çok bölgesinde  kamplar oluşturacağız.