Bir zamanlar İstanbul’da Aksi Yusuf adında bir tüccar varmış. Peynir ticareti ile uğraşan Aksi Yusuf Trakya’dan aldığı peynirleri İstanbul ve İzmir gibi illerde satarmış. Gemilerle peynirleri sevk eden Aksi Yusuf her defasında geminin kaptanına türlü bahaneler uydurarak navlununu zamanında vermemeye çalışırmış. Genellikle de;
-Hele peynirleri zararsız ziyansız İzmire ulaştıralım, istediğin navlunu fazlası ile vereceğim, der dururmuş.
Cimriliği ile ün salan bu tüccar yine bir sefer öncesinde kaptanı aynı vaatlerle oyalamaya çalışır. Ancak vaatlere birkaç kez aldanan gemi kaptanı peynirleri yükleyip İzmir'e doğru yola çıkmak üzere iken Aksi yusuf’a çıkışır:
-Efendi tayfalarıma para ödeyeceğim. Geminin kalkması için masraflarım var. Navlunu peşin ödemezsen Sarayburnu'nu bile dönmem, diye diretir.
Aksi Yusuf her zamanki gibi;
- Hele peynirler salimen varsın, o zaman ne gerekirse yaparız, der.
Ancak parayi peşin almayı kafasına koyan kaptan şöyle der:
- Efendi, bu kocaman makinenin yürümesi için kömür lazım, yağ lazım, öyle dediğin gibi lafla peynir gemisi yürümez! Deyince, Aksi Yusuf mecbur kalarak parayı öder ve o gün akşama kadar “Lafla peynir gemisi yürümez ha” cümlesini tekrar ettiği söylenir.
Tekirdağ’da yerel seçimlerin kaderini belirleyecek birkaç etkenden biri deKadir Albayrak’ın bundan sonra ortaya koyacağı performans olacaktır. Çünkü AK Parti milletvekilleri her fırsatta Tekirdağ ile birlikte büyükşehir olan illeri örnek göstererek ilçelerle birlikte büyükşehir başkanlığını kazanmanın savaşını vermeye başlamışlar. Bu konuda Mustafa Yel’in söylediklerini makul bulmakla birlikte biraz abarttığını düşünüyorum. Zira Tekirdağ genel iktidardan gerektiği şekilde faydalanabilmiş değilki sıra yerel iktidarı sorgulamaya gelsin.
Kendisinin Tekirdağ Halkına hizmet getirmede ne derecede samimi olduğu malum. Bu yönü ile Mustafa Yel yeri doldurulamaz bir vekildir. Hastane talebi ve çevre yolunun tamamlanması konularında defalarca bakanlıkların kapısını aşındırdığını biliyorum. Ancak Yel ne kadar samimi ise devlet erkanı da o derece Tekirdağ’a soğuk. Hizmetin derecesini anlamak bakımından on bir ilçe içerisinden sadece Kapaklı’ya bakmak yeterli.
Mustafa Yel, getirmek isteyipte bir türlü muvaffak olamadığı hizmetler nedeni ile taktirle karşılanırken aynı şeyleri Akgün ve Doğan için hiç kimse söyleyemiyor. Onlar sadece genel merkezin belirlediği politika ve sloganlar ile var olmaya çalışıyorlar. Yel gibi onların da meseleleri yetkili mercilere taşıyıp elde ettikleri neticeleri ya da olumsuz görüşleri belirli aralıklarla halkla paylaşmalarını bekliyoruz.
Zatişahane vekiillerimiz ille de belediyeler deyip duruyorlar. Bir kere devlet yatırımlarını görelim belediyeleri kazanmak kolay efendim. O derce gür sesle nutuklar atan bir vekilin halkın önüne koymuş olması gereken hizmetler olmalıdır. Hastane yaptırdık, vergi dairesini getirdik, noter kurduk, fakülte açtık, çevre yolunu bitirdik, spor salonu inşa ettik gibi hizmetlerle sesleri bu derece gür çıkmalı.
Halka din, iman ve vatan sevgisi satmaya kalkmayin sevgili vekiller. O dediklerinizden herkeste belirli ölçülerde var. Bebeler 13 yıldır o ninnilerle kocaman delikalılar oldu. Orta yaşlı binlerce insan o masallarla hayata veda etti. Artık herkes günümüz insanına Hz. Nuh’un ömrünün ikram edilmediğini iyi biliyor. İnsanımızın çeyrek ömrü AK Parti iktidaı ile tükenip gitti. Geriye dönüp baktığımızda on bir ilçe de de aynı tas aynı hamam.
İnsanımız hizmet bekliyor, hizmet. İsteyin, ağlayın, bulun ve getirin. İşte o zaman ilçe belediyeleri de büyükşehir belediyesi de sizin olur. Kadir Albayrak da o koltuğu sizlerden birine severek tevdi eder.
Admin
