Güncel
Giriş Tarihi : 31-10-2018 20:40   Güncelleme : 31-10-2018 20:40

Türk Düşmanlığı Oldu mu, Girdikleri Delikten Fırlarlar

Tekirdağ Kamu-Sen İl Temsilcisi Kamuran Varma, son günlerde ülke gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden Andımız konusunda basın açıklaması yaptı

Türk Düşmanlığı Oldu mu, Girdikleri Delikten Fırlarlar
Tekirdağ Kamu-Sen İl Temsilcisi Kamuran Varma, son günlerde ülke gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden Andımız konusunda basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında Cumhuriyetin ve milli devlet yapısının büyük saldırılarla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Ağır bedeller ödeyerek kurduğumuz ve bugünlere taşıdığımız Devletimizin bu coğrafyadaki varlığı, millet olma özelliğimiz ve etrafında kenetlendiğimiz değerlerimizin korunmasıyla mümkündür."Dedi. Basın açıklamasının devamında, bu topraklardan Türk adı silinmeye çalışılmıştır, ifadelerine yer  veren Başkan Varma, "95. kuruluş yıldönümünü kutladığımız  Cumhuriyetimiz ve milli devlet yapımız büyük saldırılarla karşı karşıyadır.  Nitekim daha birkaç yıl önce, adına “Çözüm Süreci” denilen, gerçekte ise çözülüm süreci olan birtakım uygulamalarla milli kimliğimiz yok edilmek istenmiş, bu topraklardan Türk adı silinmeye çalışılmıştır.  O dönemde milli değerlerimizin içinin boşaltılmasının, milli kimliğimizin yok edilmesinin, bizleri tek bir millet olarak bir arada tutan değerlerin yağmalanmasının karşısında durmuş, sürecin ülkemizi bir felakete sürüklemekte olduğu gerçeğini haykırmıştık." Diye konuştu.

"REZALETLER ZİNCİRİNİN BİR HALKASI"

Varma, açıklamasının devamında şu cümlelere yer verdi: "Bu rezaletler zincirinin bir halkası da 1933 yılından beri okullarımızda okutulmakta olan Andımızın kaldırılması olmuştu. Nitekim, yaşadığımız acı tecrübeler sonunda, yanlış yoldan dönüldü ama bu yanlışlar, hendek operasyonlarında 793, Fırat Kalkanı Harekatı’nda 71 ve Zeytin Dalı Harekatı’nda 53 vatan evladının şahadetine mal olurken içimizde de onulmaz ve unutulmaz yaralar açtı.  Hatırlanacağı üzere o tarihlerde gerek bireysel gerekse Türk Eğitim-Sen olarak açtığımız davalarla, sözde Çözüm Sürecinin bir parçası olan Andımızın kaldırılmasını, Danıştay nezdinde yargıya taşımıştık.  Nitekim Danıştay 8. Dairesi de 24.04.2018 tarihli kararıyla Öğrenci Andını kaldıran işlemi hukuka aykırı bularak, 1933 yılından 2013 yılına dek 80 yıl boyunca okullarımızda okutulan Andımızın yeniden okutulmasının önünü açtı."

"NE KADAR ÇÖZÜLÜMCÜ VARSA MEYDANLARA FIRLADI"

Danıştay kararı sonrasında yoğun tepkiler ortaya konduğunu ifade eden Varma, "Ama ne hikmetse bir anda ülkemizde kıyamet koptu; ne kadar açılımcı ne kadar çözülümcü varsa meydanlara fırlayıp, Andımız üzerinden yeniden Türk milli kimliğine karşı saldırıya geçti.  Bu kesim, içinde yaşattığı Devletin kurucu değerleriyle hesaplaşma arzusunu, Öğrenci Andının ırkçı söylemler içerdiği safsatası ile gizleme çabası içine girdi. Halbuki, Danıştay kararında aynen şu ifadelere yer vermiştir: “Metinde yer alan kavram ve ilkeler, Anayasamızda anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu gibi milli eğitim sistemimizin Kanun ve Yönetmelikte belirlenen temel amaçlarını da ortaya koymaktadır.” Şeklinde konuştu.

"ENFLASYONA KARŞI GIKINI ÇIKARMAZLAR"

Varma açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "na ilk tepki gösterenler arasında bir de adı memur sendikası olan ama yaptıkları sendikacılıkla bağdaşmayan bir kuruluş var. Bunlar iki yılda bir ortaya çıkar, memuru toplu sözleşmede pazarlar, sonra iki yıl boyunca ortalarda görünmezler. %4+3,5 zamma imza atıp %24,5 enflasyona karşı gıkını çıkarmazlar. Memurlar ek gösterge beklerken tek kelime edecek takati göstermezler.  Dolar 7 TL’ye ulaştığında, alım gücünün korunmasına karşı bir tedbir önermezler. Mülakat denen kıyım sistemiyle hak yenirken sus pus olurlar. Aileleri parçalanmış sözleşmeli personel için tek kelime etmezler.  Memurun, sözleşmelinin, emeklinin mağduriyetlerini sorun etmezler.  Ek zam istemeye hiç cesaret edemezler. Kısacası memur sorunlarına karşı kafalarını kuma gömer ama iş, Türk düşmanlığı oldu mu, girdikleri delikten bir anda fırlar, 81 ilde basın açıklaması yaparlar. Bunlar Andımızı, Türkiye Cumhuriyeti ve Devletimizin kurucu kadrosuyla hesaplaşmanın aracı yaparlar."

"FETÖ’CÜLERİN HAMİLERİ BUNLAR DEĞİL MİYDİ?" 

 Artık gerçeği görmenin zamanı geldiğine dikkat çeken Varma, "Kıymetli kamu görevlileri sözüm sizedir. Daha ne kadar Devletimizle, Devletimizin kurucularıyla, Türklükle, milli kimlik ve birliğimizle sorunu olan bu zihniyete destek vermeye devam edeceksiniz?  Konu memur olduğunda rahat koltuklarından kalkamayanlar, iş milli değerlerimize ve kavramlarımıza savaş açmaya geldiğinde, ihanet bayrağını kapıp en önde meydanlara koşuyorlar.  Çözüm sürecinin akilleri, bölünme sürecinin yol başçıları, FETÖ’cülerin hamileri bunlar değil miydi? Milli ve manevi değerlerine önem veren tüm kamu görevlilerini artık maskesi düşmüş, deşifre olmuş, tescilli memur düşmanı bu sendikalardan istifa etmeye ve Konfederasyonumuz çatısı altında birlik olmaya davet ediyorum." Değerlendirmelerinde bulundu.

"TÜRK MİLLETİ YOK OLMAZ"

Türk’üm demeyi engelleyerek Türk Milleti'nin  yok olmayacağını kaydeden Varma, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bunlar diyorlar ki, “Türk’üm demekle Türk olunmaz.” Doğrudur Türk’üm demekle Türk olunmaz, ancak bilmiyorlar ki, Türk’üm demeyi engelleyerek de Türk milleti yok olmaz.  Demokrasi adına, bu topraklardan Türk kimliğini kazımaya çalışanların, bir milliyeti olmayan ABD’de, 1892 yılından beri okullarda okutulan bağlılık yemininden haberleri yok mudur?  O yeminde, bölünmez vatana, tek millete, bayrağa ve devlete bağlılık yer almaktadır." Türk milletini öz yurdunda garip bırakma, öz vatanında parya yapma gafletine düşen ve Türk milli kimliğini yok edebileceğini sanan, 81 ilde Andımıza karşı eylem yapan bu sendika ve bu anlayış, çok kısa zamanda bu milletin Ergenekon’dan çıkarcasına Türklüğe koştuğuna, Türk kimliğine sarıldığına da şahit olacaktır.

"KİMDEN ÇEKİNİYOR, NEDEN GOCUNUYORSUNUZ"

 Anayasanın  66. maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” ifadesinin yer aldığını hatırlatan Varma, şu cümlelere yer verdi: "Öyle ise Türklük, bu ülkede yaşayanların üst kimliği, birliğinin adı ve anahtarıdır.  Almanya’da yaşayana Alman, Fransa’da yaşayana Fransız, İtalya’da yaşayana İtalyan deniyorsa, herkes bilsin ve kabul etsin ki, bu topraklarda yaşayana da Türk denir. Türk denecektir!  Son yıllarda herkesin diline pelesenk olmuş; “Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet” diyorlar.  Biz de soruyoruz, o tek milletin adı yok mu? Neden adını koymuyorsunuz? Kimden çekiniyor, neden gocunuyorsunuz?"

"MİLLİ MARŞ DA BİZİM, ANDIMIZ DA"

Türklüğün etnik bir unsur olduğunu iddia edenlerin, Öğrenci Andı ile Milli Marşımızı karşı karşıya getirerek tehlikeli bir ayrımcılığa giriştiğini ifade eden Varma, açıklamasının devamında şunları söyledi: "Bilinsin ki Mete Han da bizim, Oğuz Kağan da bizim; Alparslan da bizim, Kılınçarslan da bizim; Abdülhamit de bizim, Atatürk de bizim; Hira Dağı da bizim, Tanrı Dağı da bizim; Milli Marş da bizim, Andımız da bizimdir.

"BİR MİLLETİN GELECEĞİ, O MİLLETİN KÖKLERİ İLE ŞEKİLLENİR"

Bizi bizle sınamaya, bizi bizle çatıştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.  Bilinsin ki biz, milliyetinden gocunmayan, Türk olmaktan gurur duyan, Türkoğlu Türkleriz. Gerekirse her sabah önce şehadet getirir, sonra çocuklarımıza Andımızı biz okuturuz. Siz ise çocuklarımız Türk’üm, doğruyum, çalışkanım demesin diye eylem yapan sendika olarak tarihe geçeceksiniz. Bir milletin geleceği, o milletin kökleri ile şekillenir. Mazisinden, milli ve manevi değerlerinden koparılmış milletler yok olmaya mahkûmdur."

"NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE"

Varma, açıklamsını şu cümlelerle noktaladı: "Bugün milletimizi köklerinden kopararak tarihini, atasını unutmuş, dostunu düşmanını bilmeyen, geleceği göremeyen bir toplum yaratma arzusu, bir anda yeniden hortlamıştır. Ne olursa olsun bu girişimler Türk milletinin; Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil, Tek Bayrak ülküsü karşısında yok olmaya mahkûmdur. İnanıyorum ki Türk memuru, içinden çıkan ve kendisine cephe alan bu mankurtlaşmış sendikaları da bertaraf edecektir. Ruhunu İslâm’dan, mücadele gücünü damarlarındaki asil kandan alarak, milli ve manevi değerlerimizden bir an olsun kopmadan, Türklük şuurundan en ufak bir sapma göstermeyen Türk milletinin hafızasından, andımızı söküp çıkaramayacaksınız.  Türk kimliğini yok etme gayreti içinde, her türlü fitneye başvuranlara inat, biz işte burada bir kez daha haykırıyoruz:  Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türk’üm diyene!"    
AdminAdmin