İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, referandum çalışmaları kapsamında Kapaklı'ya geldi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, referandum çalışmaları kapsamında Kapaklı'ya geldi. Eski Belediye Meydanında halka hitap eden Süleyman Soylu, yeni anayasa paketi ile hükümet kurma arayışlarının tarihe karışacağını belirterek, "Referandumdan evet çıkması halinde Türkiye istikrara kavuşacak. Artık ertesi gün acaba ne olacak endişesi yaşamayacağız. Siyaset, iyi bir miras bırakmak için yapılır. Oysaki Kılıçdaroğlu bunu yapmak yerine terör örgütlerinin değirmenine su taşıyor" dedi.
AK Parti İl
Seçim İşleri Başkanlığı referandum çalışmaları kapsamında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tekirdağ Millet Vekilleri Mustafa Yel, Ayşe Doğan, Metin Akgün ve Genel Başkan Yardımcısı Harun Karaca'yı ağırladı. Programda konuşan Ayşe Doğan, Hollanda'nın Türk Bakana yönelik engellemelerin antidemokratik bir uygulama olduğunu belirtirken Metin Akgün, anayasa paketinin rejimi değil sistemi değiştirdiğine dikkat çekti. Akgün, "Yeni anayasa paketinin, Atatürk'ün 1923'te kurduğu rejimi değiştirmekle uzaktan yakından bir alakası yoktur. Yapmak istediğimiz sadece istikrarı kalıcı hale getirmektir" diye konuştu.
"HALKTAN KORKUYORLAR"
Akgün'den sonra söz alan Mustafa Yel, mecliste anayasa değişikliğinin görüşüldüğü sırada saldırıya uğradıklarını belirterek, "Hollanda'da köpeklerin ısırdığı gibi, bizi de mecliste ısırdılar. Bunlar halktan korktuğu için yalan yanlış beyanlarda bulunuyorlar. Her iki vatandaşımızdan biri AKP diyor. 2071 hedefimize ulaşmak için siyasi istikrarı sağlamaya çalışıyoruz. İşte ana muhalefet partisi buna karşı çıkıyor" ifadelerine yer verdi.
"HANÇERLEYECEKLER DİYE ENDİŞE ETMEYECEĞİZ"
Milletvekillerinden sonra kürsüye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı ve başbakandan selam getirdiğini belirterek, "Size iki kişinin selamını getirdim. Biri Cumhurbaşkanımız, diğeri başbakanımız. Nereye baksanız onu görürsünüz. Oto yollar, köprüler ve tünellerle. Çünkü biz hizmetkar olarak bu makamlara geldik dolayısıyla emrinize amadeyiz. Ancak hizmetler
imiz bitmiş değil. En önemli hizmetlerimizden biri de yeni anayasa paketi olacaktır. Artık bizi kim arkamızdan hançerleyecek diye endişe etmeyeceğiz. Kim ülkemizin geleceğine engel koyacak endişeleriyle yaşadık. 1960 yılında başbakanımızı asarak ülkenin gelişmesini engellediler. Bu engellemeler daha sonraki yıllarda birbirini takip etti" diye konuştu.
"PATRON MİLLETTİR"
Ezanların sesini kısarak halkı terbiye etmek isteyenler olduğunu hatırlatan Soylu, "Bir zamanlar ezanların sesini kısarak bizi terbiye etmek istediler. Sonra 1960 darbesini yaparak Başbakanımızı asarak ülkenin gelişmesini engellediler. 1980 darbesini yaptılar. İnsanımızın kıyafeti üzerinden bizi terbiye etmek istediler. Faizlerle, başbakanın idam resimleriyle, 28 şubat süreci ile, gezi olayları ile 17-25 Aralık darbesi ile, 15 Temmuz kalkışması ile bir mecz
ubun emri ile ülkemizi istila etmeye çalıştılar. Bankaların içini boşaltıp, bedelini halka ödettiler. Anayasa Mahkemesini, Danıştayı ve Sayıştayı bize patron ettiler. İstediğimiz adamı patron ederiz dediler. Bütün olaylardan usandık. Artık patron medya değil, İMF değil Milllet'tir" değerlendirmelerinde bulundu.
"15 TEMMUZ DARBESİNİ KİM AKLINA GETİREBİLİRDİ"
Hiç kimsenin 15 Temmuz darbe girişiminin olacağını aklına getiremediğini hatırlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir günde milleti birbirine düşürdüler. Kıyafet ve etnik kökene göre ayrıştırdılar. Fukara kalalım diye bizi Hollanda ve Almanya ile terbiye etmek istediler. Oysaki biz Hacı Ahmet Yesevi, Kanuni Sultan Süleyman'ın tahtında oturuyoruz. Biz öyle Hollanda ve Belçika gibi sıradan bir devlet geleneği ile siyaset yapmıyoruz"
"10 BİN KİŞİ ALINACAK, 295 BİN KİŞİ MÜRACAAT ETTİ"
Her gün 30 ayrı yerde operasyon yapıldığını sözlerine ekleyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Güvenlik güçlerimiz her yerde fellik fellik terörist arıyorlar. Terörün kökünü kazımak adına ne gerekiyorsa hükümetimiz bunu yerine getiriyor. Özel Harekata 10 bin kişi almak için kayıtlarımız açıldı. Müracaat sayısı 295 bin kişi oldu. Bakın bu milletin mayası ne kadar sağlam. Bu irade karşısında kim gelirse gelsin, ister Fetö gelsin, isterse Almanya"
"DENİZ BAYKAL DİYANET BAŞKANLIĞINA GİTMELİ"
Konuşmasında Deniz Baykal'ı sert sözlerle eleştiren Soylu şunları söyledi: "Deniz Baykal kendisinin genel başkanlıktan neden uzaklaştırdığını öğrenmek için bize gelmeli. Biz hangi oyunlarla koltuğundan edildiğini öğrendik. Deniz Baykal bir de Diyanet İşleri Başkanlığına giderek kutsallarımız ve Peygamber Efendimiz hakkında ne gibi cümleler kullanıp kullanmayacağını sorup öğrenmelidir"
"MECLİS ÇOK MU GÜÇLÜYDÜ?"
Muhalefetin, Anayasa paketi ile meclisin güçsüzleştirilmesine neden olacağı sözlerine cevap veren Soylu, "Bu gün meclisin güçsüzleşeceğini iddia edenler Erbakan'ın mahkum edildiğini unuttular mı? Demirel'in hanımına iftira edildiğini bilmiyorlar mı? Bir gece içerisinde Doğruyol Partisinden 25 milletvekili koparılıp ertesi gün Türkiye hükümetsiz kaldığında meclis çok mu güçlüydü? 1971 Muhtırası verildiğinde meclis çok mu güçlüydü? 367 ile her cumhurbaşkanı seçimini engellediklerinde millet meclisi çok mu güçlüydü? Aynı yalan, aynı iftiralar bu günde güncelliğini koruyor. O günler geride kaldı, artık milletin meclisi olacak" ifadelerini kullandı.
"GEREKLİ TALİMATI VERDİM"
Bir aydır meclise gidemediğini sözlerine ekleyen Soylu konuşmasını şöyle noktaladı: "Bir aydır meclise gitmeme nedenim bin tane dosyanın bekliyor olması. Belediyeleri terör yuvaları haline getirenlere karşı tedbir almak zorundayız. Tendirek'e, Lice'ye, Şırnak'a Bitlis'e gitmeseydik, oradaki vatandaşlarımızı dinlemeseydik, dosyalar üzerinden bakanlık yapsaydık bu başarılı olduğumuzu söyleyemezdik. Uyuşturucu konusunda da güvenlik güçlerimize gerekli talimatı verdim. pkk'lı terörist ne yapılıyorsa uyuşturucu satıcısına da aynı şeyin yapılması talimatını verdim"
Seçim İşleri Başkanlığı referandum çalışmaları kapsamında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tekirdağ Millet Vekilleri Mustafa Yel, Ayşe Doğan, Metin Akgün ve Genel Başkan Yardımcısı Harun Karaca'yı ağırladı. Programda konuşan Ayşe Doğan, Hollanda'nın Türk Bakana yönelik engellemelerin antidemokratik bir uygulama olduğunu belirtirken Metin Akgün, anayasa paketinin rejimi değil sistemi değiştirdiğine dikkat çekti. Akgün, "Yeni anayasa paketinin, Atatürk'ün 1923'te kurduğu rejimi değiştirmekle uzaktan yakından bir alakası yoktur. Yapmak istediğimiz sadece istikrarı kalıcı hale getirmektir" diye konuştu.
"HALKTAN KORKUYORLAR"
Akgün'den sonra söz alan Mustafa Yel, mecliste anayasa değişikliğinin görüşüldüğü sırada saldırıya uğradıklarını belirterek, "Hollanda'da köpeklerin ısırdığı gibi, bizi de mecliste ısırdılar. Bunlar halktan korktuğu için yalan yanlış beyanlarda bulunuyorlar. Her iki vatandaşımızdan biri AKP diyor. 2071 hedefimize ulaşmak için siyasi istikrarı sağlamaya çalışıyoruz. İşte ana muhalefet partisi buna karşı çıkıyor" ifadelerine yer verdi.
"HANÇERLEYECEKLER DİYE ENDİŞE ETMEYECEĞİZ"
Milletvekillerinden sonra kürsüye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı ve başbakandan selam getirdiğini belirterek, "Size iki kişinin selamını getirdim. Biri Cumhurbaşkanımız, diğeri başbakanımız. Nereye baksanız onu görürsünüz. Oto yollar, köprüler ve tünellerle. Çünkü biz hizmetkar olarak bu makamlara geldik dolayısıyla emrinize amadeyiz. Ancak hizmetler
imiz bitmiş değil. En önemli hizmetlerimizden biri de yeni anayasa paketi olacaktır. Artık bizi kim arkamızdan hançerleyecek diye endişe etmeyeceğiz. Kim ülkemizin geleceğine engel koyacak endişeleriyle yaşadık. 1960 yılında başbakanımızı asarak ülkenin gelişmesini engellediler. Bu engellemeler daha sonraki yıllarda birbirini takip etti" diye konuştu.
"PATRON MİLLETTİR"
Ezanların sesini kısarak halkı terbiye etmek isteyenler olduğunu hatırlatan Soylu, "Bir zamanlar ezanların sesini kısarak bizi terbiye etmek istediler. Sonra 1960 darbesini yaparak Başbakanımızı asarak ülkenin gelişmesini engellediler. 1980 darbesini yaptılar. İnsanımızın kıyafeti üzerinden bizi terbiye etmek istediler. Faizlerle, başbakanın idam resimleriyle, 28 şubat süreci ile, gezi olayları ile 17-25 Aralık darbesi ile, 15 Temmuz kalkışması ile bir mecz
ubun emri ile ülkemizi istila etmeye çalıştılar. Bankaların içini boşaltıp, bedelini halka ödettiler. Anayasa Mahkemesini, Danıştayı ve Sayıştayı bize patron ettiler. İstediğimiz adamı patron ederiz dediler. Bütün olaylardan usandık. Artık patron medya değil, İMF değil Milllet'tir" değerlendirmelerinde bulundu.
"15 TEMMUZ DARBESİNİ KİM AKLINA GETİREBİLİRDİ"
Hiç kimsenin 15 Temmuz darbe girişiminin olacağını aklına getiremediğini hatırlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir günde milleti birbirine düşürdüler. Kıyafet ve etnik kökene göre ayrıştırdılar. Fukara kalalım diye bizi Hollanda ve Almanya ile terbiye etmek istediler. Oysaki biz Hacı Ahmet Yesevi, Kanuni Sultan Süleyman'ın tahtında oturuyoruz. Biz öyle Hollanda ve Belçika gibi sıradan bir devlet geleneği ile siyaset yapmıyoruz"
"10 BİN KİŞİ ALINACAK, 295 BİN KİŞİ MÜRACAAT ETTİ"
Her gün 30 ayrı yerde operasyon yapıldığını sözlerine ekleyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Güvenlik güçlerimiz her yerde fellik fellik terörist arıyorlar. Terörün kökünü kazımak adına ne gerekiyorsa hükümetimiz bunu yerine getiriyor. Özel Harekata 10 bin kişi almak için kayıtlarımız açıldı. Müracaat sayısı 295 bin kişi oldu. Bakın bu milletin mayası ne kadar sağlam. Bu irade karşısında kim gelirse gelsin, ister Fetö gelsin, isterse Almanya"
"DENİZ BAYKAL DİYANET BAŞKANLIĞINA GİTMELİ"
Konuşmasında Deniz Baykal'ı sert sözlerle eleştiren Soylu şunları söyledi: "Deniz Baykal kendisinin genel başkanlıktan neden uzaklaştırdığını öğrenmek için bize gelmeli. Biz hangi oyunlarla koltuğundan edildiğini öğrendik. Deniz Baykal bir de Diyanet İşleri Başkanlığına giderek kutsallarımız ve Peygamber Efendimiz hakkında ne gibi cümleler kullanıp kullanmayacağını sorup öğrenmelidir"
"MECLİS ÇOK MU GÜÇLÜYDÜ?"
Muhalefetin, Anayasa paketi ile meclisin güçsüzleştirilmesine neden olacağı sözlerine cevap veren Soylu, "Bu gün meclisin güçsüzleşeceğini iddia edenler Erbakan'ın mahkum edildiğini unuttular mı? Demirel'in hanımına iftira edildiğini bilmiyorlar mı? Bir gece içerisinde Doğruyol Partisinden 25 milletvekili koparılıp ertesi gün Türkiye hükümetsiz kaldığında meclis çok mu güçlüydü? 1971 Muhtırası verildiğinde meclis çok mu güçlüydü? 367 ile her cumhurbaşkanı seçimini engellediklerinde millet meclisi çok mu güçlüydü? Aynı yalan, aynı iftiralar bu günde güncelliğini koruyor. O günler geride kaldı, artık milletin meclisi olacak" ifadelerini kullandı.
"GEREKLİ TALİMATI VERDİM"
Bir aydır meclise gidemediğini sözlerine ekleyen Soylu konuşmasını şöyle noktaladı: "Bir aydır meclise gitmeme nedenim bin tane dosyanın bekliyor olması. Belediyeleri terör yuvaları haline getirenlere karşı tedbir almak zorundayız. Tendirek'e, Lice'ye, Şırnak'a Bitlis'e gitmeseydik, oradaki vatandaşlarımızı dinlemeseydik, dosyalar üzerinden bakanlık yapsaydık bu başarılı olduğumuzu söyleyemezdik. Uyuşturucu konusunda da güvenlik güçlerimize gerekli talimatı verdim. pkk'lı terörist ne yapılıyorsa uyuşturucu satıcısına da aynı şeyin yapılması talimatını verdim"
