Eğitim
Giriş Tarihi : 21-09-2017 17:31   Güncelleme : 21-09-2017 17:31

PARTİCİLİK BÖLÜYOR

Siyasi partiler demokrasimizin olmazsa olmazları, halka hizmetin bir aracı, birleştirmenin, kaynaştırmanın ve hep birlikte yükselmenin vagonları, idiler, öyle olmalıydılar

PARTİCİLİK BÖLÜYOR
Siyasi partiler demokrasimizin olmazsa olmazları, halka hizmetin bir aracı, birleştirmenin, kaynaştırmanın ve hep birlikte yükselmenin vagonları, idiler, öyle olmalıydılar... Gelinen noktada bir de baktık, gördük ki; partiler insanları bölüyor, ayrıştırıyor, nefrete sürüklüyor, sevgisizleştiriyor, duygusuzlaştırıyor, vicdansızlaştırıyor, menfaatperestleştiriyor, kişiyi kendisi olmaktan çıkartıp başkanların, liderlerin ve de makamların tutsağı, robotu haline getiriyor.. Particilik sadece partiler arası kavgayı değil, aynı partinin içerisinde, sözde aynı davanın insanı olduklarından dem vuranları da bölüyor. Onlar da bir süre sonra birbirlerine düşman oluyorlar. Hem de bu düşmanlığı kendileri için değil, bir başka başkan, lider ya da makam sahibini korumak için, yani bir başkası için yaşıyorlar. Aynı ilçede, aynı köyde, aynı mahallede yaşayan, beş vakit yüz yüze gelme ihtimalleri olan, bir birlerinin külüne muhtaç kişiler, siyasi ömürleri bittikten sonra kendilerini unutacak, yüzlerine bakmayacak hatta kendilerini hiç tanımayan biri ya da birileri için birbirlerine düşman oluyorlar. Halbuki, normal şartlarda aynı insanlar bir birleriyle kusursuz bir şekilde komşuluk, arkadaşlık, dostluk yaşayabilirler. Ancak, ne varki bu particilik illeti insanları paramparça ediyor.. Particilik yapan, bunu kendini kaybedercesine yapan kişiler bir süre sonra kendileri olmaktan çıkıyor, liderlerinin kurulmuş birer roboru haline geliyorlar. Kendi fikirleri olmuyor, kendilerine ait bir düşünceleri olamıyor, kendilerince itiraz yetilerini kaybediyorlar, kendilerine ait doğruları-yanlışları olmuyor, olamıyor.. Neye karşı olduklarının, kimlerin yanında olduklarının farkına varamıyorlar. Kendini kaptırmış particiler, particilikten hariç hiç bir konu hakkında konuşamıyor, bilemiyor çünkü, çünkü ufku kararmış oluyor. Sosyal hayattan kopmuş, bilimden, kültürden, sanattan, spordan kopmuş. Particilik dışında iki kelimeyi yan yana getirip, bir cümle oluşturamaz hale geliyorlar. Halbuki particinin, sağlıklı bir toplum oluşturmaya, memleketini yükseltmeye aday olmuş bir particinin hayata dair her alanda fikir yürütebilmesi gerekmez mi? Geliştireceği politikaların insani olabilmesi için insana dair her mevzuya dokunması gerekmez mi? Hakkı, adaleti gözetebilmesi için vicdanını terbiye edici konulardan faydalanması, beslenmesi gerekmez mi? Halka hizmete, insana hizmete talip olarak bir partide göreve gelmiş ya da tarafı olmuş bir particinin halkının, insanının tamamının her türlü yaşam biçimini, inancını, kültürünü bilmesi, tanıması ve herkesi kendi rengiyle, kendi tadıyla kucaklayıp, onları memleketinin birer zenginliği olarak görmesi gerekmez mi? Ve, kendi doğrularını anlatabilmek için, gönüller kazanmak için gönül dilini kullanması gerekmez mi? Oysa, şimdi, şu an; particiler birleşmiyorlar, particiler sevgi dilini yok etmişler, particiler ruhlarını da, vicdanlarını da liderlerinin önüne kurban olarak bırakmışlar, particiler kavga ediyorlar, particiler sövüyorlar, particiler iftira atıyorlar, particiler namusu, şerefi iki paralık ediyorlar!.. Olmaz! Böyle particilik olmaz! Bu particilerle ne memleket kurtulur, ne insanlık düze çıkabilir ne de kendileri kazanabilirler!.. İmdat Ya Rabbi..  
AdminAdmin