Trump, karakterinin yansıması olan küstahlığını bir adım daha ileri taşımış. O'nun gibilere yakışanda buydu doğrusu. Şımarık zengin çocuklarına özgü bir tavırla aldığı yaptırım kararıyla cebelleştiği dünya ülkelerine bir yenisini daha katan Trump, Türkiye'yi zora sokmakla birlikte kendisini de güç durumda bırakmıştır. Türkiye elbette ki bu kararlardan olumsuz şekilde etkilenecektir. Ancak ilişkilerin sekteye uğramasından endişe ederek Trump'ın şahsinda ABD'ye gereken cevabı vermemekte çok büyük bir hata olurdu.
İçişleri ve Adalet Bakanının ABD ile bireysel ilişkileri olmadığı kesin. Ancak bürokratik geleneğin umursanmayarak böyle bir kararın altına imza atılmış olması bile düpedüz delilik alametidir.
Yapılan resmi açıklamalarda yaptırım nedeninin Rahip Brunson olmadığı söyleniyor. Bu da başka bir zırdelilik örneği.
Trump hakikaten çıldırmış. Onu çıldırtansa ABD'nin ekonomik ve askeri gücü. İşte bu noktada eseflenmemek mümkün değil. Çünkü her şeyde olduğu gibi bu konuda da insanımızın canını acıtan sonuçlar değil sebepler olmaktadır.
Türkiye, har vurup harman savrulan ülke olmasaydı, Trump böyle bir kararın altına imza atamazdı.
Türkiye bilimi rehber edip ileri teknoloji ve ağır sanayi hamlesini gerçekleştirebilmiş olsaydı İçişleri ve Adalet Bakanımızı Trump gibi bir paranoyak lisanına alamazdı.
Türkiye, Atatürk gibi askeri ve de siyasi bir dehanın ilke ve inkılaplarına sıkı sıkıya sarılmış olsaydı Almanya ve Hollanda'da siyasilerimiz çapulcu guruplarla aynı kefeye konmazdı. Buna benzer askeri, siyasi ve ticari pek çok neden, bu gibi kararların alınmasında etkili olmaktadır.
Alınan yaptırım kararı ilk olmadığı gibi sonda olmayacaktır. Yapılası gereken şey güven ortamını oluşturup üreten toplum olma yolunda ilerlemektir.
Bir kez daha gördük ki taşıma suyla değirmen dönmemektedir. Teknoloji dilenmekle itibar, üretim açığını ithalatla karşılamakla gelişmişlik sağlanamamaktadır.
Velhasılıkelam bu karaların uygulanması gittikçe derinleşen ekonomik sıkıntıları daha da beter bir hale getirecektir. Trump'ın geri adım atmasını beklediği Türkiye'nin misliyle cevabına gelince; eminim ki Türk Halkı hep bir ağızdan, "Ben cavdar ekmeğine razı olduktan sonra ..... ...... Trump'ın, diyordur.
Trump, karakterinin yansıması olan küstahlığını bir adım daha ileri taşımış. O'nun gibilere yakışanda buydu doğrusu. Şımarık zengin çocuklarına özgü bir tavırla aldığı yaptırım kararıyla cebelleştiği dünya ülkelerine bir yenisini daha katan Trump, Türkiye'yi zora sokmakla birlikte kendisini de güç durumda bırakmıştır. Türkiye elbette ki bu kararlardan olumsuz şekilde etkilenecektir. Ancak ilişkilerin sekteye uğramasından endişe ederek Trump'ın şahsinda ABD'ye gereken cevabı vermemekte çok büyük bir hata olurdu.
İçişleri ve Adalet Bakanının ABD ile bireysel ilişkileri olmadığı kesin. Ancak bürokratik geleneğin umursanmayarak böyle bir kararın altına imza atılmış olması bile düpedüz delilik alametidir.
Yapılan resmi açıklamalarda yaptırım nedeninin Rahip Brunson olmadığı söyleniyor. Bu da başka bir zırdelilik örneği.
Trump hakikaten çıldırmış. Onu çıldırtansa ABD'nin ekonomik ve askeri gücü. İşte bu noktada eseflenmemek mümkün değil. Çünkü her şeyde olduğu gibi bu konuda da insanımızın canını acıtan sonuçlar değil sebepler olmaktadır.
Türkiye, har vurup harman savrulan ülke olmasaydı, Trump böyle bir kararın altına imza atamazdı.
Türkiye bilimi rehber edip ileri teknoloji ve ağır sanayi hamlesini gerçekleştirebilmiş olsaydı İçişleri ve Adalet Bakanımızı Trump gibi bir paranoyak lisanına alamazdı.
Türkiye, Atatürk gibi askeri ve de siyasi bir dehanın ilke ve inkılaplarına sıkı sıkıya sarılmış olsaydı Almanya ve Hollanda'da siyasilerimiz çapulcu guruplarla aynı kefeye konmazdı. Buna benzer askeri, siyasi ve ticari pek çok neden, bu gibi kararların alınmasında etkili olmaktadır.
Alınan yaptırım kararı ilk olmadığı gibi sonda olmayacaktır. Yapılası gereken şey güven ortamını oluşturup üreten toplum olma yolunda ilerlemektir.
Bir kez daha gördük ki taşıma suyla değirmen dönmemektedir. Teknoloji dilenmekle itibar, üretim açığını ithalatla karşılamakla gelişmişlik sağlanamamaktadır.
Velhasılıkelam bu karaların uygulanması gittikçe derinleşen ekonomik sıkıntıları daha da beter bir hale getirecektir. Trump'ın geri adım atmasını beklediği Türkiye'nin misliyle cevabına gelince; eminim ki Türk Halkı hep bir ağızdan, "Ben cavdar ekmeğine razı olduktan sonra ..... ...... Trump'ın, diyordur.
