MERKEPLER ALEME SULTAN OLURDU
Nedense insanımız geçmişi ile kavgalı olmaya özendiriliyor
Nedense insanımız geçmişi ile kavgalı olmaya özendiriliyor. Bu kavgada ön plana çıkarılan ve hedef tahtasına oturtulan ise Türk Ulusunu karanlıktan aydınlığa taşıyan Mustafa Kemal Atatürk oluyor. Oysaki çamur sıçratmaya çalıştığımız bu müstesna deha birçok ulusun gıpta ile yad ettiği yegane devlet adamlarından biridir.
Söylenilenler çirkin, iftira ve iğrençlik kokuyor. İnsaftan, insanlıktan nasipsiz ithamlar. Kültür ve inançlarımızla örtüşmeyen fikirler. Saygı ve sevgiden mahrum ruh hali ile lisana alınan cümleler. Kin ve nefretin ürünü değerlendirmeler. Ve insan olmayı henüz başaramayan yaratıkların lisanlarınca serzenişler.
Özellikle dinin karşısında algısı oluşturularak yıpratılmaya çalışılan bu mümtaz insan, inanıyorum ki henüz kelimei şahadetin manasına vakıf olamamış milyonlarca densize nazaran Şeyhülislam derecesinde alim ve dinine bağlıydı. O'nun İslamiyet anlayışı, Peygamber Efendimizin buyurduğu esaslarla mücehhez, evrensel niteliklerle donatılmıştır.
"Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır."
Bu sözler Atatürk'ün İslamiyet'e bakış şeklidir. Dini yaşama konusu ise Allah ile kul arasında ki bir ilişkidir. Bu gün, hiçbir kimse dini inançlarını yaşamadığı için eleştirilmediği gibi, Atatürk'te eleştirilemez.
"Gönül isterdi ki yeni bir 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramını kutlarken insanımız geçmişini hayırla yad etmiş olsaydı. Az ya da çok, Türk Milletine hizmet sunan herkesi rahmet ve minnetle yad etmiş olsaydı. Geçmişine saygı duyup geleceğine güvenle yön verebilseydi. Vefaya minnetle, dua ile icabet edebilseydi. Hayrı dileyip, şerden uzak durabilseydi.
Sanıyorum bütün bunlara ulaşabilmemiz için çok daha fazla yol kat etmemiz, milli projeler üzerinde ömür tüketmemiz gerekiyor. Bunu sağlayabilmek için öncelikle içinde bulunduğumuz nimetlerin gökten zembille inmediği, her nimete çok ağır bedeller ödenerek ulaşıldığı bilinci yaygınlaştırılmalıdır.
Sakarya Meydan Muharebesi sonrasında bir ressam savaşı tasvir eden bir tablo ile Mustafa Kemal Paşa'nın huzuruna çıkar. Mustafa Kemal Atatürk, tabloyu inceledikten sonra iltifat bekleyen ressama şöyle der:
-Olmadı Efendi, bu yaptığınız olmadı. Savaşa katılmış kahramanları ve atlarımızı böyle semiz resmetmekle Sakarya Meydan Muharebesinin zorluğunu görmezlikten geliyorsunuz. Oysaki biz ve atlarımız bir deri ve bir kemik kalmış vaziyette o savaşı kazandık. Bu resim Sakarya Meydan Muharebesini tasvir etmekten çok uzak.
Admin