Güncel
Giriş Tarihi : 30-11-2018 12:03   Güncelleme : 30-11-2018 12:03

LÜTFA MAZHAR OLUNCA..!

LÜTFA MAZHAR OLUNCA..!
Mestan Özcan'ın masaları tokatlama görüntülerini izlediğimde, kel başa şimşir tarak demeden kendimi alamadım. Bir taraftan izlerken diğer taraftan sevgili kardeşimin şiddet ve heyecanını anlamaya çalışıyordum. Ancak Özcan'ın bir diğer videosunu izlediğimde şaşkınlığım daha çok arttı. Çünkü Mestan Özcan'ın, AK partinin devasa hizmetlerini sadece 1 dakika 23 saniyede şakır şakır sıralayabildiğini gördüm. Bu videoyu izledikten sonra, bu derce hızlı konuşan bir insanın  konuşmak ve anlatmak yerine masaları tokatlamasına doğrusu bir anlam veremedim. Mestan Kardeşim yoksa Cumhurbaşkanı'nın lütfuna  mazhar olmanın heyecanıyla  kendinden geçip lisanı hal yerine sille-i ahvale mi sığınmış?

SİYASETE YENİ MALZEME 'YERLİ VE GELME'

Gelelim Ak Partinin Tekirdağ'da aday adayı belirleme sürecinde sergilediği yerli ve gelme politikasına. Büyükşehir, Süleymanpaşa ve ilçelerde slogan haline getirilen yerli aday ısrarı, Ak Parti siyasetine yön verenlerin bir tertip ve bir oyun içerisinde olduklarına işaret ediyor. Pek çok hususta ilke olarak kabul edilen yerli ve gelme eğilimi henüz cehalet denen illetten kurtulamadığımıza işaret ediyor. Bir kere masumiyetin, doğru ve güzelin timsali kardeşlerimi bu ayrımın bir parçası görmediğimi belirtmek istiyorum. Sosyal, ticari ve bireysel ilişkilerde üzeri küllenen ve bir ayıp olarak değerlendirilen bu ayrım, siyasi kaprislerine yenik düşen kendini bilmezlerin bir oyunudur. Durup dururken, uyduruk bir farkla insanları ayrıştırmayı siyasetin bir kazanımı olarak değerlendirenler, aslında halka hiç bir şey veremeyeceklerini şimdiden kabul etmiş pozisyona düşmektedirler.

TRAK SOYUNDAN GELEN VAR MI?

Öncelikle yeri gelmişken bu yanlışı düzeltmemiz gerektiğine inanıyorum. Bölge olarak değerlendirildiğinde Trakya; Milattan önce başlayan ve 1922 yılına kadar çeşitli ulusların egemenliğinde kalmış gözde bir yerleşim alanıdır. Milattan önce 4000 yıllarında Traklar'a evsahipliği yapan, daha sonra Romalılar, Persler, Rus, Bulgarlar ve daha bir çok devlet tarafından istila edilen Tekirdağ, 1358 ve sonrasında Osmanlı idaresine dahil edilmiştir. Balkan Savaşları sonrasında yine el değiştirmiş önce Rodoscuk, sonra Tekfurdağ 1922 yılında il statüsüne kavuşturularak Tekirdağ adını almıştır. Yani birileri ille de yerli ve gelme adı altında bir ayrım yapacaksa soyunu; milattan önce 4 bin yıllarında bölgede yaşamış olan Traklar'a dayandırmak zorundadır. Daha sonraki tarihler kapsamında bir öncelik, bir iyelik aranacaksa cevabını şehitliklerin kitabelerinde bulmak mümkündür. Keşke Ak Parti Genel Merkezi, aday belirleme sürecini etnik köken esasına göre değil de paralel yapılanma prensibine dayandırmış olsaydı. Sanıyorum bu şekilde bir değerlendirme 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde Ak Partiye çok şeyler kazandırabilirdi.
AdminAdmin