Güncel
Giriş Tarihi : 26-09-2018 18:51   Güncelleme : 26-09-2018 18:51

    KEŞKE MANİPÜLASYON OLSA

                  

    KEŞKE MANİPÜLASYON OLSA
                  Keşke son bir kaç aydır yaşadıklarımız Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği gibi bir manipülasyondan ibaret  olsaydı. Dargelirli insanımız  bir aylık alınterinin karşılığında hak ettiği bin 650 lira ile kirasını ödeyip, çocuklarını servisle okula gönderebilseydi. 125 lira yerine elektrik faturasına sadece 90 lira ödemiş olsaydı. Pazara gittiğinde filesini  yüz lirayla doldurabilip, haftada bir kere olsun et alabilseydi. Keşke her şey söylendiği gibi bir manipülasyondan ibaret olsaydı. Çarşı, pazar ansızın  yangın yerine dönüverdi. Elektrik ve doğalgaza yapılan son zamlar insanımızı kara kara düşündürürken gıda fiyatlarına yapılan  yüzde elli oranındaki  zamlar her geçen günü daha çok aratır olmaya başladı. Artık insanımız yarını değil günü kurtarmanın sancılarını çekiyor. Bütün bu yaşananların manipülasyon olduğunu söyleyebilmek için simitin bir liradan 1.75 kuruşa, domatesin 2 liradan 5 liraya, bir top A4 kağıdının 6 liradan 22 liraya, kırmızı etin 48 liradan 60 liraya çıkmamış olması gerekirdi. Türkiye'de bir şeylerin ters gittiği belli. Bir kere bunu kabul edip, düzeltilmesi için gerekli adımların atılması sağlanmalıdır. Bunu yapmak yerine her şeyin bir algı ve bir yönlendirmeden ibaret olduğunu söylemek gerçeklere aldırış etmemek olup dolayısıyla daha büyük felaketlerin yaşanacağı manasına gelmektedir. Ekonominin  ne yönde ve nasıl seyrettiğini belirleyen unsurların başında büyüme rakamları, faiz oranları, enflasyon, işsizlik, bütçe dengesi, cari işlemler ve döviz kurları gelmektedir. Bir çok ekonomist bu unsurlarda bir yıl öncesine göre büyük oranda sapmalar yaşandığını söylüyor. İşte bu sapmalardan kaynaklanan istikrarsızlığın  piyasalara yansıması; içinde bulunduğumuz durumun nedenleridir. Hadi bütün bu gerçeklere rağmen hep birlikte tempo tutup manipülasyonda manipülasyon deyip duralım. Kendimizi, Amerika'nın 1492 yılında değil de 2018 yılında kurulmuş bir devlet olduğu yalanına inandıralım. Her işin ehline teslim edildiği buna rağmen dış güçlerin Türkiye'yi bir köşeye sıkıştırdığı tesellisine sığınalım. Daha bir  çok neden üretip  ürettiğimiz nedenlerin gölgesine sığınalım. Peki bütün bu nedenler ülkenin kötü gidişine dur demeyi sağlayabilecek mi? İnsanımız  aldığı ücretle huzur içerisinde geçimin sağlayabilecek mi? Artık yaşadığımız hayat pahalılığının manipülasyon olduğunu söylemek ve bu söylem üzerinden pembe tablolar çizmek  hiçte inandırıcı değil. Çünkü yangın mutfakta. Bu yangın gerçeklere aldırış etmeyen ve devleti uygulamalarıyla küçülten 16 yıllık AK Parti hükümetlerinin eseridir.
AdminAdmin