Güncel
Giriş Tarihi : 23-04-2019 13:03   Güncelleme : 23-04-2019 13:03

Halk Anlamayan Bir Güruh mu?

Halk Anlamayan Bir Güruh mu?
            Her nedense pek çok siyasi, kendini  halktan üstün görme gafleti içerisinde. Kendilerini  her şeyi bilip, kavrayan olarak telakki ederken  Halkı, yargılamayan, araştırmayan ve anlamayan bir güruh olarak değerlendiriyor. Oysaki 31 Mart yerel seçimleri bunun böyle olmadığını en bariz bir şekilde ortaya koymuştur. Yalanın da, ayrıştırmanın da, umursamamanın da bir sınırı olduğunu kendilerine çok da güzel bir şekilde hatırlatmış oldu. Tabi ders alanlar da oldu almayanlar da. AKP Genel Başkanı R.Tayip Erdoğan'ın Türkiye İttifakı söylemi ayrıştırmanın kazandırmaktan ziyade  kayıplara neden olduğunu  benimsediğini gösteriyor. Bunda etkili olanın,  İmamoğlu olduğunu söyleyebiliriz. Devlet Bahçeli her şeye rağmen halkı değişik sıfatlarla itham etmeye devam ediyor.  Şer ittifakı, zillet ittifakı gibi söylemler her ne kadar da siyasilerin birlikte hareketine ithaf edilse de bu şemsiye altında cem olanın Türk Halkı olduğunu görmezlikten gelmeye devam ediyor.

BİN YÜZ  20 LİRA YETMEZ Mİ?

AKP Gurup Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun çay simit hesabına takılmamak mümkün değil. Bu sözler, 17 yıllık iktidarın ekonomik darboğazdan esef duymak yerine,  halkı hafife almasının bir tescili. Tabi Akbaşoğlu bu söylemin çarpıtıldığı yönünde bir açıklama yapmış. Ancak kendisi çarpıtıldığını söylese de vatandaş çay ve simitten artan "1120 lira bir aileye yetmez mi" sözlerinin ne manaya geldiğini gayet iyi anlamış durumda. Yani Akbaşoğlu'nun konuşması tam bir handikap. Beyefendinin, vatandaşı üç öğün çay ve simit'e mahkum ettiğine mi yanarsınız yoksa yanlış anlaşıldım deme kabalığına mı? Her halükarda  sahibini töhmet altına sokan talihsiz bir açıklama. Hükümet yetkililerini,  2 bin yüz lirayı makul göstermeye sevk eden  pek çok neden mevcut.  Ancak nedense yetkililer köklü reformları hayata geçirmemekte kararlı. Bu da insanımızı incitip, kırmaktadır.

NEREYE KADAR?

İnsanımızın her geçen gün geçim sıkıntısını çok daha fazla yaşıyor olmasının nedeni sistemden kaynaklanmaktadır. Hayati kararların uzun istişareler sonucunda kabul ya da reddedilmesi yerine işin ehli olmayanların hükümranlığı,  olumsuzlukları kartopu gibi büyütüp çığa dönüştürüyor. Muhalefet partilerinin referandum sürecinde, bütün detaylarıyla anlatmaya çalıştığı Başkanlık Sistemi bir kere daha masaya yatırılmalı, umut vaat etmiyorsa mutlak suretle parlamenter sisteme dönülmelidir. İktidar hırsı, koltuk sevdası buna müsaade eder mi bilmem ama bekadan bahsedenler, hakikaten ülkenin geleceğinden endişe duyuyorlarsa ilk etapta işe sistemden  başlamalılar. Bu samimiyetin bir ölçüsü, vatan sevgisinin tezahürü, millete hizmetkarlığın teyit ve tescilidir.        
AdminAdmin