Asim YAVUZ
FELAKETİ GÖRDÜM
Zonguldak Çatalağzı, kelimenin tam manasıyla felaketi yaşayan bir belde
Zonguldak Çatalağzı, kelimenin tam manasıyla felaketi yaşayan bir belde. Havadan yağan kimyasal gazlar, yeri kaplayan kömür tozlarıyla başkalarına imkan sunmayı amaçlarken halkına kabusu yaşatan sefalet abidesi. Termik Santrallerin insanlar üzerinde bıraktığı yorgunluk, umutsuzluk, tedirginlik ve bezginlik Çatalağzı'nın adeta ruhuna kazınmış. Kömürle özdeşleşip, Termik Santrallerle örülmüş görüntüye aldırış etmeseniz de içinize çektiğiniz havanın burada yaşayan insanların üzerine çöken bir kabus olduğunu hissedebiliyorsunuz.
Çatalağzı umutsuzluğa açılan kapı. Çatalağzı acının sefaletin ve tükenmişliğin şehri. Çatalağzı insan hayatının umursanmadığı, hiçe sayıldığı alan. Çatalağzı, çiçeklerin meyveye hasret kaldığı dünya. Çatalağzı paranın insan hayatına üstün kılındığı mekan. Çatalağzı yaşayan ölülerin diyarı. Çatalağzı, sömürülen topraklara ölüm makinelerinin kurulduğu kasaba. Çatalağzı siyasetin karanlık yüzü, Çatalağzı Kapitalizme kurban besleme alanı. Çatalağzı kömür karası vicdanların aynası... Çatalağzı için söylenmesi gereken çok daha sözümüz var Ancak o güzelim insanların yaşadığı sıkıntıları kelimelere sığdırabilmek imkansız.
Çatalağzı'nda yaşamaya çalışan insanların yarınları yok. Onlar hayata sevgiyle bakmayı çoktan unutmuşlar. Hangi kapıyı çalsanız umutsuz bir yüzle karşılaşıyorsunuz. Kiminle konuşsanız hayatımız bitti diyor. Çatalağzı Sakinleri adeta farklı bir dünyanın insanı. O coğrafya dışında kalan herkes yat, kat, araba almanın gayesi içerisindeyken, onlar sağlıklarını korumanın uğraşı içerisindeler.
Bu sadece bir düşünce. Çünkü bu derece Termik Santrallerin yoğun olduğu bir beldede insanların sağlıklı kalabilmeleri imkansız. Kanser vakaları adeta beldenin kabusu olmuş. Bir çok insan bir ya da iki yakınını kanserden kaybetmiş. Normal ölüm sayısı kanser vakaları yanında devede kulak sayılıyor.
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Tor: "Zonguldak'ta yapılan araştırma sonucunda 40 yaş üstü erkeklerin yüzde 19'u; kadınların ise yüzde 9,8'inde Kronik Akciğer Hastalığı (KOAH) var" diyor.
Bir çok insan evine, bağına ve arsasına alıcı bulamadığı için beldeden ayrılamıyor. Diğer bir kısmı ise oğlu ve kızının işi nedeni ile oraya mahkum. Bütün bu engellere rağmen 12 bin nüfus sayısı yine de 7 bine düşmüş. İnsanlar atalarından babalarında devraldıkları örfü, ananeyi, bağ bahçe ve evi bırakıp gitmişler. Çatalağzı Sakinleri üzerlerine yüklenen kabus nedeni ile kökünden koparıldı.
Devlet erkanı makul olan riskler yerine insafsızca bir yüklenişle Çatalağzı topraklarını kevgire çevirmiş. Elbette ki enerji ihtiyaçtır. Hem de ekmek kadar, su kadar önemli bir ihtiyaç. Enerji olmadan ekonomi, ekonomi olmadan sağlık, sağlık olmadan da istihdam olamaz. Ancak bir yerde kalkınmayı düşünürken diğer tarafta insanlara ölüm reçetesi sunmanın bir anlamı yoktur. Etki alanı hesaplanarak bu gibi tesisler ücra alanlara kurulmalıdır. İnsan hayatı, tabi güzellik ve tarım bir arada analiz edilerek alternatif enerji kaynakları oluşturulmalıdır. Bütün bunlar birer temenni. Hakikatler ise yöre halkının ağzından şu şekilde dökülüyor:
"Çatalağzı'nda santral değil, kent mezarlığı kazıları yapılıyor" Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün: "Elin Gavurunun halkına reva görmediğini, bizim insanımız Müslüman kardeşine dayatıyor. Bu nasıl bir Müslümanlık?
Evet, insanların başına bela akıtmak hakikaten nasıl bir Müslümanlık?
Admin