Önceki gün bölgede etkili olan yağmur sonrasında Kapaklı Halkı bir hayli sıkıntı yaşamak durumunda kaldı. Bu Allah’ın bir taktiri diyerek yerimizde rahat oturmamamız gerektiğini düşünüyorum. Yağmur her şehirde, her ülkede olduğu gibi, bizde de var ve yağmaya da devam edecektir. Buna bakıldığında daha radikal çözümler bulunması gerektiği sonucuna varıyoruz.
Meseleye hem yerel hem de genel perspektiften bakmamız gerekir. Bir tarafta oluşan seli kaldıramayan dereler, diğer tarafta dolup taşan yağmur suyu kanallarının yetersizliği var. Metre kareye ne kadar yağmur düştüğünün hiç ama hiç ehemmiyeti yok. 70 kilogram 150 kilograma da yükselebilir. Önemli olan maksimum sevilerdeki yağış miktarlarına hazırlıklı olabilmektir.
Yağmur esnasında Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve TESKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın Kapaklı’ya geldiğini öğrendik. İnşallah felaket anındaki manzaralara bakarak neyin nasıl yapılması gerektiği hususunda önemli kararlara imza atarlar.
Büyükşehir tarafından yapılması gerekenlerin geçte olsa bir şekilde hayata geçirileceğine inanıyorum. Büyük ihtimalle kısa zaman sonra bu hususta bir çalışma başlatılarak insanımızın mal ve can güvenliği sağlanacaktır.
İnanmadığım ve ihtimal vermediğim husus ise DSİ’nin konuya aynı hassasiyetle yaklaşmayacağıdır. Ön yargıdan kaçınarak meseleye bakmış olsak da kayda değer bir ümide rastlamak zor. Zira Kapaklı’nın en fazla su toplayan deresinde DSİ tarafından başlatılan ıslah çalışmaları bundan sonra her yağacak yağmurda yine aynı korkuları yaşayacağımıza işaret etmektedir. Çünkü:
Yapılan çalışma yetersiz.
Yapılan çalışma ihtiyaca cevap verecek nitelikte değil.
Yapılan çalışma felaketleri önlemeye yönelik değil.
Yapılan çalışma samimiyet içermiyor.
İşte manzara. İlk etapta iflas eden bu projeyi onaylayanlar az da olsa utanmalı, milletin parasını boş yere heba ettikleri için görevlerini bırakmalıdırlar. Ama bunu da sanırım erdemli insanlar yapabilir.
Gönül isterdi ki DSİ yetkilileri yağmur yağarken eserlerini bir kere görme bahtiyarlığına erişmiş olsalardı. Yağmurda ıslanarak, milyon liralık yatırımın sele mağlubiyetine şahit olsalardı. Biz, beyefendilerin bu külfeti göze alarak dışarı çıkmayacaklarını bildiğimizden iliklerimize kadar ıslanarak şaheserlerini fotoğrafladık. İnsanımız artık alın terinin nasıl heba edildiğini gördü.
İnsanımız, şimdiye kadar yapılanların minareyi çuvala sığdırmaya çalışmaktan farksız olduğunu anladı.
-Ya bundan sonrası?
Evet bundan sonrası hakikaten çok önemli. Öncelikle dere ıslah çalışması yeniden değerlendirilerek her türlü yağışı taşıyabilecek standarda kavuşturulmalıdır. Yani yapılan çalışma ortadan kaldırılıp, mevcut genişliğe en az bir o kadar daha ilave yapılmalıdır. Kısacası DSİ evcilik oynamaktan kendini soyutlamalıdır..!
Karaağaç girişinde bulunan cami bahçesi suyun anlattıklarına bakılırsa dereden çalınmışa benziyor. Yani hak sahibine hakkı iade edilmelidir..! Bu güzellikle yapılmazsa, hak sahibinin gücüyle bu er geç gerçekleşecektir. Yani sel caminin bahçesini sürükleyecektir.
Önemli bir başka husus ise; bu güne kadar dere yataklarına hafriyat dökülmesine müsaade edenlerin bundan sonra buna müsaade etmemeleridir. Yetkililer; milletin menfaatini şirketlerin çıkarlarına kurban etmekten artık imtina etmelidirler.
