Güncel
Giriş Tarihi : 10-04-2019 21:37   Güncelleme : 10-04-2019 21:37

DOĞRU ADAMLA GÜZEL SONUÇ

DOĞRU ADAMLA GÜZEL SONUÇ
            Ekrem İmamoğlu, Türkiye'de yeni bir siyasi dil oluşturdu. Nezaket ve sevgiden oluşan bu dil ile kısa zamanda 16 milyon insanın kalbine girmeyi başardı. Onun bu siyaset tarzı, seçmen her zokayı yutar anlayışının da ne kadar tutarsız ve de ne kadar nobran bir düşünce olduğunu ispatlamaya yetti. Pek çok insan, kısa zaman içerisinde adı sanı duyulmamış birinin,  devlet kademelerinin pek çoğunda ömür tüketmiş Binali Yıldırım gibi biri karşısında başarılı olabileceğine ihtimal dahi veremiyordu. Ancak hep birlikte gördük ki en radikal düşünceler dahi  lisani hal ile barışta, kardeşlikte ve sevgide noktalanabiliyor. Seçim sonuçlarının aktarılması esnasında yaşanan uzun süreli duraksamalar karşısında  takındığı tavır,  İmamoğlu'nun yapmacık değil temelde var olan  bir asalete sahip olduğunu gösterdi. Sonucu bilmesine rağmen  yetkili ağızlardan açıklama  bekleme nezaketi;  inanıyorum ki İmamoğlu'nun siyasi istikbalini hazırlayan en önemli neden olarak hafızalara kazınmıştır. Her ekrana çıktığında lafı eveleyip gevelemeden ve nezaketinden taviz vermeden görevlilere sorumluluklarını hatırlatması, insanımızın alışmadığı bir siyasi üsluptu. İmamoğlu'nun veri akışındaki duraksama karşısında gösterdiği mücadele kadar konuşulan bir şey daha var. Veri akışını sekteye uğratanlar bu zaman zarfında acaba neyin hesabını yapıyorlardı? İş bununla kalmadı. Tam 10 gündür geçersiz oyların sayılması, bazı ilçelerde sandıkların sayılması ve İstanbul'da seçimin yenilenme  talebi gibi pek çok olumsuzluk başta Anadolu Ajansı olmak üzere Yüksek Seçim Kurulu ve genel manada Ak Partiyi yıpratmaya devam ediyor. Ak Parti'nin İstanbul'u elinde tutma gayretini eften püften sebeplere dayandırma çabası;  İstanbul'la başlayan değişim sürecinin bütün yurt sathına yayılma kararlılığını hızlandırmaktan başka bir şeye yaramadı. Vatandaş, İmamoğlu'nun gülen yüzü, tatlı dili  ile Türkiye'de yarınların çok daha güzel olacağına canı gönülden inanmış durumda. Mevlana Celaleddin,  sözün üç ayrı kaynaktan çıktığını ve bunların nefis,  akıl  ve aşk olduğunu  belirterek etkisi hususunda şu değerlendirmeyi yapar: Nefisten gelen söz, bulanık ve tatsızdır. Bundan ne söyleyen bir zevk alır, ne de dinleyenin bir faydası olur. İkincisi aklın sözüdür. Bu söz birçok faydaların da kaynağıdır. Hem dinleyeni ve hem de söyleyeni zevkle doldurur. Üçüncüsü aşkın sözüdür. Bu da söyleyeni mest ve dinleyeni de sarhoş edip neşelendirir. İmamoğlu'nun başarısı ve bu başarı sonrasında gösterdiği olağanüstü azim, imkansızlığın başarıya dönüştürülebileceğinin  açık bir kanıtıdır. Meseleye,  CHP ve seçmen ilişkileri açısından baktığımızda mevcut sorunların genel merkezden başlamak kaydıyla il ve ilçe teşkilatlarından kaynaklandığı sonucuna varılabilir.  Yani insanımızın kafasında ki CHP algısı, adaylarla, vekillerle ve teşkilatlarla sınırlı bir sorundan başka bir şey değil. İmamoğlu'na  camide ne işin var diye soranları da gördük, ihanetle suçlayanları da. Ancak sonuç başarıyla noktalandı. Demek ki doğru adamla güzel sonuçlara imza atılabiliyormuş.      
AdminAdmin