Cumhuriyet Halk Partisi Kapaklı Teşkilatı bir hayli hareketli. Hareketliliğin baş aktörü ise Nalan Çolak. Kadıncağız doğrusu hiç durmuyor. Bir o toplantıda, bir bu toplantıda. Bir bakmışsın ilçe teşkilatında sonra bir bakmışsın Mandalı Restauran’da. Yani Nalan çolak adeta teşkilatla Mandalı arasında mekik dokuyor. Yanında ise çiçeği burnunda Kadın Kolları Başkanı Zeliha Firidin.
Çolak’ı bu derece çalışkan kılan yaklaşan genel seçimler. Tabi bu uğraş kendisi için değil. Çolak, Arzu Mandalı’nın milletvekilliği sıralamasında ilk üçte yer bulması adına didinip duruyor. Bu hamlelerin çok erken olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. Ne demiş büyüklerimiz; erken kalkan yol alır.
Gençlik Kolları ve Kadın Kolları başkanlıklarının belirlenen plan dahilinde el değiştirmesi Millet Vekili aday adayı sıralamasının oldukça zorlu geçeceğine işaret ediyor.
Bana sorarsanız Arzu Mandalı bu görev için biçilmiş bir kaftan Ancak Tekirdağ’da CHP’nin üç milletvekili çıkaracağını düşünürsek Arzu Mandalı’yı nereye koymak gerekecek? İşte asıl meselede bu.
Candan Yüceer’in sadece Tekirdağ’a değil ülkeye mal olmuş bir siyasetçi oluşu bu planın tutmayacağına işaret etmektedir. Böyle bir plan seçime girmeden seçimi kaybetmekle eş anlamlıdır. Bunu yapmak yerine yedi milletvekilinden dördünü partiye kazandırmanın uğraşı verilmelidir.
Bu planlar Kapaklı İlçe teşkilatı bünyesinde tutmuş gibi görünse de seçmen nazarında Candan Yüceer’in harcanmaya çalışılması hiç de hoş karşılanmayacaktır. Çünkü sadece CHP seçmeni değil Kapaklı ve de Tekirdağ Halkı Candan Yüceer’le özdeşleşmiş, hemhal olmuştur.
Kapaklı kulislerinde hayata geçirilmeye çalışılan bu plan bana çok hoş bir fıkrayı anımsattı.
Cehennem’e düşen biri Oflu diğeri Bayburtlu iki kişi, zebani tarafından sorguya çekilir. İkisi de günahkar olduğu için cezalandırılmaları gerekmektedir. Ancak zebaninin iyi gününe denk gelmiş olmalı ki adamlara şöyle der:
-Hadi bu gün şanslısınız, düşünün ve sonrada nasıl bir ceza istediğinizi bana söyleyin, der. Bayburtlu bir müddet düşündükten sonra şöyle der:
-Efendi, bana 50 sopa vurun yeter.
Zebani Oflu’ya dönüp:
-Ağa, sen nasıl bir ceza istersin, diye sorunca Oflu şöyle der:
-Eh madem ki arkadaş sopa cezası istiyor bende ona ayak uydurayım. Bana da 250 elli sopa vurun ancak sırtıma Bayburtluyu bağlayın!
Asim YAVUZ
