Bizim insanımız bir işe girebilmek için birkaç insanın bedeninde öpmedik yer bırakmamayı her nedense lütuf zanneder. Sonra bir şekilde işe girer. Ne var ki birden bire aslan kesilir. Oturduğu koltuğun kendisine sınırsız imtiyazlar sağladığını, görev ve sorumluluğunun vatandaşı ezmek ve hakir görmek olduğunu, iş yapmak için değil işi imkansızlaştırmak için memur tayin edildiğini düşünür. Bütün bu bozuk ruh hali ile başlar vatandaşı azarlamaya, evrakları parçalayarak vatandaşın suratına fırlatmaya. Üç günlük işi kırk günde tamamlamaya. Bunlar birer varsayım değil. Çerkezköy Belediyesi iskan işlemlerinden sorumlu bir memur tarafından gerçekleştirilen eylemler.
Birim Müdürünün ısrarına rağmen vatandaşın işini yapmamak için direnen memurun bu davranışlarından Başkan Vahap Akay’ı bizzat ziyaret ederek haberdar etmeyi düşündüm. Çerkezköy Belediyesinde yaşanan bu çarpıklığı, aymazlığı, densizliği Başkan Akay’a anlatmak ve işyerine iskan almak isteyen diğer vatandaşların hiç yoktan nedenlerle kırk gün sokaklarda sefil edilmemelerinin önüne geçmeyi düşündüm. Ancak iki kere gitmeme rağmen yoğunluğu nedeni ile başkanla görüşemedim.
Başkanın şeffaf ve halka açık biri olduğunu biliyorum. Ancak başkan, vatandaşın kendi evi olarak nitelendirdiği Çerkezköy Belediyesinde vatandaşın mağdur edildiğini, insanımıza bu gün git yarın gel denildiğini, basit işlerin imkansızlaştırıldığını, vatandaştan istenilen evrakların memuru tarafından edepsizce yırtılıp çöpe atıldığını ve çıkarılan engellerin keyfi olduğunu bilmiyor. Başkanın bunu bildiğini düşünmüyorum. Ancak bu derece önemli ve vatandaşla yüz yüze olunan bir iş için liyakatsiz bir kişinin o masada oturtuluyor olması Çerkezköy ve Çerkezköy Belediyesi vizyonu ile örtüşmemektedir. Bu düpedüz vatandaşa ihanettir.
Müdür Bey’in hususi gayreti ile vatandaşın işlerinin yürüdüğü ve bir iskanın 40 günde vatandaşa verilebildiği bir belediyecilik örneği daha olabilir mi? Sanırım bunun gibi nedenlerden dolayı yasal olmayan işyerleri mantar gibi bitmekte, merdiven altı imalatlarla insanımız kandırılmaktadır. Bunun sebebi de insanımızı bir evrak için kırk gün dolandıran, hizmet değil de hezimet üreten memurcuklardır….
***
Konu Çerkezköy’den açılmışken etik olmayan bir uygulamadan daha insanımızın haberdar olmasını düşünüyorum. Mesele düğün salonları. Geçen ay dünürlerimin kiraladığı Altınsaray Düğün Salonu’nda misafirlerimizden tuvalet ücreti alındığını öğrendik. İşletmeci ile muhatap olan akrabam, tuvaletlerden neden ücret alınıyor diye sorduğunda işletme yetkilisi; düğün salonu işletmecilerinin anlaştığını ve her yerde tuvaletlerin ücretli olduğu söylemiş.
Bu da farklı bir esnaflık anlayışı. Üç saatliğine kiraladığınız düğün salonunun tuvaletlerini kullanan konuklarınız ücret ödemek zorunda. Açıkçası rezalet örneği. Üç saat için ödediğiniz iki bin beş yüz lira vatandaşı tatmin etmiyor. Çocuk çişine edecekse cebinde mutlaka bir lirası olmalı. Böyle bir uygulamaya medeni dünyada değil sanırım Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında da rastlanmaz.
Kamuoyu, hem Çerkezköy Belediyesi zabıta biriminden bunun yasalara uygun olup olmadığı hem de diğer düğün salonu işletmecilerinden gerçekte böyle bir anlaşma yapıp yapmadıkları konusunda açıklama beklemektedir. Yapılacak her açıklama, teferruatıyla aynı şutunda yayımlanacaktır. Kısacası ben, Çerkezköy’ün çobansız köy olduğunu düşünmüyorum.