Kendi halinde geçinen bir Bektaşi'nin bir çift öküzü varmış. Garibim, biri sarı diğeri de siyah olan bu iki öküzle tarlalarını ekip, biçer geçimini sağlarmış. Ne var ki sarı öküz hangi işe koşulsa o işin hakkından en güzel şekilde gelirken siyah öküz ise zoraki işe koşulur, Bektaşi'ye bin bir türlü sıkıntı yaşatırdı.
Siyah öküzden bir hayli bunalan Bektaşi, nihayet bir gün dayanamayıp:
-Allah'ım şu kara şeytanın canını al da kurtulayım, onun yapacağı iş yerin dibine batsın diye beddua eder.
Bektaşi ertesi gün ahıra girince ne görse beğenirsiniz?
Sarı öküz sizlere ömür!
Tabi Baba Erenler, gördüğü tabloya inanmak istemez. Hemen oğluna seslenir.
Oğlu korku ve heyecanla:
-Ne oldu baba yoksa Sarı Öküze bir şey mi oldu, diye sorar.
Bektaşi son bir ümitle yerde yatan siyah öküzü göstererek:
-Oğul, söyle bakıyım, bu ne renk, siyah mı yoksa sarı mı?
Çocuk yerde cansız yatan hayvanın sarı öküz olduğunu söyler.
Baba Erenler'in hiç bir ümidi kalmayanca avuçlarını Semay'a açıp:
-Ey İmanım, bacak kadar çocuk renkleri biliyor da, sen iki rengi birbirinden ayıramıyor musun, diye sitem eder.
Teşbihte hata olmaz derler. Biz de sosyal demokrat seçmeninin perspektifinden Mustafa Çetin'in başkan seçilmesini bu fıkra ile ilişkilendirip dikkatlerinize sunmayı uygun gördük.
Seçim demokrasinin bir gereği, sonuçlar ise bu sistemin tatlı meyveleridir. Bunun kadar önemli olan bir şey daha var ki o da mücadelenin toplumda yankı bulmasıdır.
Seçim sonuçlarına bakıldığında İrfan Mandalı'nın yeniden başkan seçilmesini dileyenlerin hiçte az olmadığı görülüyor. Ancak rüzgarı arkasına almayı başaran Mustafa Çetin, her halükarda başkanlığı kazanacağı algısını bir kartopu gibi büyüterek güçten yana tavır sergileyenleri safına çekmeyi başardı.
Çetini başarılı kılan bir diğer faktör de seçmen karşısında sergilediği samimi tavırlar olmuştur. Kapaklı'yı birlikte geliştireceğiz ve sırtımın teri kurumayacak esaslarını mütemadiyen tekrarlaması, seçmenin saf değiştirmesinde etkili olduğunu düşünüyorum.
Mücadele konusunda Mandalı'nın Çetin'den kalır yanı yoktu. Ancak bu ferdi manada bir mücadeleydi. İlçe Teşkilatı, belediye meclis üyesi adayları ve kadın kolları başkanlığı efsane başkan sloganına sığınarak çalışmamayı yeğledi. Özellikle meclis üyesi adaylarının listede yer almak adına sergiledikleri kıran kırana mücadelenin yüzde birini isimler listede yer aldıktan sonra göremedik. Bu da bana şu fıkrayı hatırlattı:
Ormana giden Temel ile Dursun'un karşısına kocaman bir aslan çıkar. Aslanı gören Temel olduğu yerde hareket etmeden sessizce beklerken Dursun kaçmaya başlar. Temel dayanamayıp sorar:
-Ula Dursun, boş yere niçin koşuyorsun, Aslan seni iki sıçramada yetişir.
Dursun, şöyle cevap verir:
-Ula Temel, aslanı elbette geçemem ama seni geçiyim bu bana yeter.
