Bu ay ki meclis toplantısı önemli bir sürprize sahne oldu. Komisyonlara üye belirlenirken AK Parti Gurubunda yaşanan ihtilaf, gurup üyelerini az da olsa gerdi. Sevgi Aksoy'un imar komisyonuna üye olma talebi, Salih Bezgin ve sıra arkadaşı Akın Yılmaz'ı bir hayli kızdırdı. İki kafadar
'kol kırılır yen içinde kalır' mantığı ile hareket etmeye çalışsalar da mimikleri ve konuşma tarzları duruma bir hayli içerlediklerini ortaya koyuyordu.
Ancak Sevgi Aksoy'un böylesi tepkilere pabuç bırakır biri olmadığını herkes biliyor. Ayrıca gurup kararına meclis üyelerinin uyma şartı da yok. Bu antidemokratik uygulama sadece birilerini mutlu etmek için siyasi kılıftan başka bir şey değildir.
Mecliste yaşananlar iki ayrı gerçeği ortaya çıkarmıştır.
Birincisi siyasette vefanın olmadığı.
Aksoy'un iki dönem kadın kolları başkanlığı yapması ve o zaman zarfında partiye kattıkları her nedense görevi bıraktıktan sonra unutuldu. Bu öyle bir unutuluş ki istişare toplantılarına dahi çağrılmadığı söyleniyor. Yani, Sevgi Aksoy ve onun gibiler siyasetin nankörlüğü olsa gerek emek ve uğraşlarının karşılığını alamadıkları gibi bir kenara itilmekle cezalandırılmışlardır.
Ortaya çıkan
ikinci gerçek ise Salih Bezgin'e rağmen Aksoy'un CHP'li meclis üyelerinden tam destek alması. Salih Bezgin üyelikten çekilmemiş olsa bile alabileceği oy sayısı sadece 7 olacaktı. Çünkü Sevgi Aksoy kendi partilileri tarafından özümsendiği kadar, CHP'liler tarafından da sevilen biri.
AK Partili meclis üyeleri bunu nasıl değerlendirir bilmem ama bildiğim tek şey, Aksoy'un özgür iradesi ile karar verip, özgüven içerisinde hareket ettiğidir. Şayet meclis bir kişinin direktifleri doğrultusunda hareket edecekse bunun adına meclis demek doğru olmaz.
Grup kararının aksine davrandı diye bir meclis üyesine sitem dolu ifadelerle ne yapmaya çalıştığını sormakta taktir edersiniz ki özgür iradenin umursanmamasından başka bir şey değildir.
O kişi istediği komisyona üye olabileceği gibi, ilçe başkanlığına da aday olabilir. İlçe başkanlığı partiye bu derece hizmet etmiş olan biri için büyük bir lütuf sayılmaz. Böylesi vefakar insanların bunu yapabilmek için birilerinden icazet almasına gerek yoktur.
Mecliste yaşananlar belki de Aksoy için geleceğe açılmış bir kapı olabilir.
Geçmiş dönemde teşkilat içerisinde örülmüş hegemonyanın çiğnenmesi adına böylesine bir davranış gerekliydi de denilebilir.
Bir çokları bilmezlikten gelse de aday adaylığı döneminde baskılar nedeni ile insanların özgür iradelerini sergileyemediği tarafımızdan bilinmektedir. Sevgi Aksoy'da bunlardan biriydi.
Eh ne demiş büyükler; "
At binenin, kılıç ise kuşananındır"
ikinci gerçek ise Salih Bezgin'e rağmen Aksoy'un CHP'li meclis üyelerinden tam destek alması. Salih Bezgin üyelikten çekilmemiş olsa bile alabileceği oy sayısı sadece 7 olacaktı. Çünkü Sevgi Aksoy kendi partilileri tarafından özümsendiği kadar, CHP'liler tarafından da sevilen biri.
AK Partili meclis üyeleri bunu nasıl değerlendirir bilmem ama bildiğim tek şey, Aksoy'un özgür iradesi ile karar verip, özgüven içerisinde hareket ettiğidir. Şayet meclis bir kişinin direktifleri doğrultusunda hareket edecekse bunun adına meclis demek doğru olmaz.
Grup kararının aksine davrandı diye bir meclis üyesine sitem dolu ifadelerle ne yapmaya çalıştığını sormakta taktir edersiniz ki özgür iradenin umursanmamasından başka bir şey değildir.
O kişi istediği komisyona üye olabileceği gibi, ilçe başkanlığına da aday olabilir. İlçe başkanlığı partiye bu derece hizmet etmiş olan biri için büyük bir lütuf sayılmaz. Böylesi vefakar insanların bunu yapabilmek için birilerinden icazet almasına gerek yoktur.
Mecliste yaşananlar belki de Aksoy için geleceğe açılmış bir kapı olabilir.
Geçmiş dönemde teşkilat içerisinde örülmüş hegemonyanın çiğnenmesi adına böylesine bir davranış gerekliydi de denilebilir.
Bir çokları bilmezlikten gelse de aday adaylığı döneminde baskılar nedeni ile insanların özgür iradelerini sergileyemediği tarafımızdan bilinmektedir. Sevgi Aksoy'da bunlardan biriydi.
Eh ne demiş büyükler; "At binenin, kılıç ise kuşananındır"
