Rekabetin ticarette kaliteyi sağladığını biliyorduk. Meğerse aynı şey siyasette de geçerliymiş. Bunu Meral Akşener’in parti kurma çalışmaları sonrasında görebildik. Yirmi dört yıl öncesi bir tarafa, üç sene önce akla hayale gelmedik yalanlarla Ankara’nın başına musallat edilen Melih Gökçek birden bire Başkenti soyup soğana çeviren başkan oluverdi. İyi de üç yıl evvel bu adamın ne haltlar yediği bilinmiyor muydu? Tayyip Erdoğan biliyordum dese de bilmiyorum dese de her iki halde de tamiri kabil olmayan bu hatanın baş müsebbibidir.
Kaldı ki aynı ekolün mensubu olan Bülent Arınç’ın Ankara’yı parsel parsel sattığını söylemesine rağmen malum şahsın o makamda tutulması sadece Ankaralılara değil yurdun insanına yapılmış en büyük kötülüktür. Her türlü yolsuzluğa göz yumuldu. Hataların üzeri örtülüp pembe tablolar çizildi. Fakir fukaraya hizmet yerine hezimet sunuldu.
AK Parti gelecek adına kaygı yaşamıyor olsaydı, Melih Gökçek ömrü billah o koltuktan indirilmezdi. Her yolsuzluk ve ranta rağmen uluvviyetin sembolü olarak nice yıllar daha Ankara’yı sömürmeye devam ederdi. Aşikar olan zulüm, bir başka akıllı yok algısıyla Gökçek’e ölünceye kadar Tahtı Süleyman’ı vacip kılardı.
İşin en garip tarafı Arınç’ın iddia ettiği hakikatler o gün ne savcılar tarafından kaale alındı ne de Tayyip Erdoğan tarafından. Vatandaşın bir kısmı, benim hırsızım diyerek gerçeklere göz yumarken diğer bir kısmı ise muhalif olduğu için dikkate dahi alınmadı.
Ama artık bir şeyler değişmeye başladı. Yeni oluşumun ayak sesleri hem Akara hem de ülke genelinde alternatif olmadığı algısını zihinlerden silmeye yetti. AK Partide belediye başkanları ile başlayan reform hareketi hem üst hem de alt kademelerde bulunan bir çok kişinin siyasetten el çekmesine neden olacaktır.
Peki bu değişim AK Partiyi kurtarır mı?
Kıyamet sabahında yapılan amel ne derecede muteberse, AK Parti içerisinde yapılan ve yapılacak olan değişimler de o kıratta rağbet görecektir. Çünkü insanımız 16 yıllık iktidar sonrasında Cumhurbaşkanının kendi lisanı ile ihanet edilen bir İstanbul, meclis eski Başkanı Arınç’ın deyimi ile parsel parsel satılan bir Ankara görmeyi aklının ucundan dahi geçirmiyordu. Devletin ve milletin imkanlarına rağmen İstanbul ve Ankara’dan siluet şehir olarak bahsediliyorsa varın diğer AK parti belediyelerinin halini siz düşünün.
İnsanımızın yaşananlardan çıkarması gereken dersler olmalı. Bu derslerden en önemli olanı ‘meyhanede fakihe, camide ise sefihe inanmaması’ gerektiğidir.
Asim YAVUZ