Yerel seçim sürecinde en çok dikkati çeken sözcük, beka söylemi oldu. Aylardır tekrarlanan ancak bu gün bile insanımızın herhangi bir şeyle ilişkilendiremediği bu sözcük, sadece diğer radikal söylemlerin altyapısını oluşturmaya yaradı. Beka sorununu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme taşıyanlar hemen akabinde namertlik, şeref yoksunluğu, şer ortaklığı, cemaat yandaşlığı, terör işbirlikçiliği, vatan hainliği gibi tanım ve sıfatlarla toplumu bölen söylemlerle meydanlarda boy gösterdi. Ne gariptir ki beka diyerek İstikbalden yana tavır sergileyenler asıl beka sorunun bu söylemler nedeni ile halkın birbirine diş bileyecek duruma düşürülmesi olduğunu görmek istemediler.
Alım gücünün azalması, işsizliğin artması, enflasyonun zirve yapması, Avrupa Birliğinin müzakereleri dondurması, darbe girişimi, silah ambargosu ve daha pek çok şey, siyasilerin diline pelesenk yaptığı beka sorununu tanımlayan etkenler değildir. Bütün bunlar bir şekilde kendi mecrasında yol almaya devam edecektir. Kısa ya da uzun vadede bu sorunlar bir şekilde çözülecektir.
Ne zamanki bir millet kendi içerisinde düşman yaratmaya kalkışırsa işte o zaman beka sorunundan bahsedilebilir. Bunu da halk değil ancak siyaset sahnesinde boy gösterenler, din adına dinsizliğe özendirenler, aydın geçinip karanlığı özleyenler başarabilir.
Kin ve nefret tohumları serperek, bizden ve bizden olmayanlar diyerek, kanun ve yasalara uymayarak, çatışmaya zemin hazırlayarak, adaleti değil taraftarlığı hakim kılarak, kendi istikbali adına milletin geleceğine aldırmayarak, doğrudan çok, yalan konuşarak, bilim yerine cehaleti savunarak, dinin kurallarını kendi kafasına göre yorumlayarak, farklı kültür ve siyasi düşünceleri yadırgayarak...
Türk Milleti'nin dış faktörler nedeniyle beka sorunu yaşaması mümkün değildir. Çünkü tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar hiç bir milletin istiklal ve istikbal adına karşılaşmadığı imkansızlıklarla yüzleşen Türk Milleti, birlik ve beraberliği sayesinde var olmayı başarmıştır. En barbar ordular elinde ki en modern silahlar, bu kardeşlik ruhu ve vatan sevgisi karşısında etkisini yitirmiş, yılmaz ve yıkılmaz gücün birlik ve beraberlik olduğuna Tarih defalarca tanık olmuştur.
Asıl güç olan birlik ve beraberlik ruhundan uzak kalan milletlerin ne hale düştüğünü görmek için geçmişe uzanmaya gerek yok. Yeraltı kaynaklarından para fışkıran pek çok Ortadoğu devleti, ayrışma ve çatışmalar nedeniyle kendi ülkelerinde esareti yaşıyor. Mihnet gergefinde çile dokuyor. İhtişam içerisinde sefaleti yaşıyor.
Bekayı tanımlamak gerekirse; beka, istiklaldir.
Beka, kalkınmaktır.
Beka, adalettir.
Beka, ahlaktır, adaptır, edeptir. Beka, kardeşliktir, sevgidir, saygıdır.
Beka, adam gibi adam olmaktır.
Beka, bir başka Türk Yurdu olmadığı bilinciyle farklı kültür, ayrı siyasi düşünce sahiplerine hoşgörüyle sarılabilmektir.
Admin
