Güncel
Giriş Tarihi : 20-01-2020 12:55   Güncelleme : 20-01-2020 12:55

Pek Çok Olumsuzluğun Kaynağı

Başakşehir Okulları, Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölüm Başkanı Doç

Pek Çok Olumsuzluğun Kaynağı

Başakşehir Okulları, Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yavuz Samur'u konuk etti. Doç. Dr. Yavuz Samur, öğrenci ve velilere yönelik düzenlenen seminerde teknolojinin nasıl kullanılması gerektiği hususunda bilgiler verdi. Samur, "Evdeki kitap sayısı arttıkça çocukların başarılı olma oranı artar. Ekran sayısı ne kadar çoksa başarı oranı o kadar azalır. Bu nedenle ekran sayısını aza indirmede fayda var. Zira bağımlı olmak fiziksel ağrılara neden olduğu gibi kilo artışına, agresif davranmaya, şiddet eğilimi göstermeye, dürtü problemleri yaşamaya ve daha pek çok olumsuzluğa neden olmaktadır." dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yavuz Samur, Başakşehir Okulları öğrenci ve velilerine teknoloji bağımlılığı konusunda seminer verdi. Başakşehir Okulları konferans salonunda düzenlenen konferansta bağımlılık konusunda ki risklere dikkat çeken Yavuz Samur, "Yapılan araştırmalar sonucunda ekran sayısı arttıkça bağımlı olma riskinin  artığı sonucuna varıldı. Evdeki kitap sayısı arttıkça çocukların başarılı olma oranı artarken ekran sayısı çoğaldıkça başarı oranının düştüğü gözlemlendi. Bu nedenle ekran sayısını mümkün olduğunca aza indirgemek, çocuklarımızın geleceği açısından oldukça önemlidir." diye konuştu.

"VELİLER İNDİRİLEN UYGULAMALARI TİTİZLİKLE İNCELEMELİ"

Çocuklara kitap alırken gösterilen hassasiyetin ekran konusunda gösterilmediğine dikkat çeken Samur, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Veliler indirilen uygulamaları titizlikle incelemelidir. Normal de çocuğumuz için en basitinden bir hikaye kitabı alacaksınız diyelim. Gidiyorsunuz kitap almaya, kitapların arasında geziniyorsunuz,  alacağınız kitabın başlığına sonrada yazarına bakıyorsunuz, dahası yayınevine bakıyorsunuz sonra açıyorsunuz içeriğini inceliyorsunuz, görsellere bakıyorsunuz içinde sakıncalı bir şey var mı? En sonunda kitabın arkasında kitap hakkında bilgiler var oraya bakıyorsunuz ve en sonunda kitabı almamaya karar veriyorsunuz. Kitap alırken bu kadar titiz davranan velime bir anda ne oluyor da bu çocukların kitaplardan daha fazla vakit geçirdiği oyun ve uygulamaları incelemiyor? Asıl orada titiz davranmak gerekiyor. O yüzden ben diyorum ki çocuğunuzun telefonunda, tabletinde hangi uygulamaların olup olmadığını bilmeyen anne baba ile çocuğunun kitapların hangi kitap hangi dergi olduğunu bilmeyen aynıdır.”

"ÇOCUKLARIN DİLİNDEN ANLAMAMIZ LAZIM"

Çocukların bilgisayar oyunlarından farklı terimler öğrendiğini ifade eden Samur, "Çocuklar oyunlarda kullanılan jargonu günlük konuşma diline yansıtıyor. Mesela çocuğum bana diyor ki baba sana skill atayım mı? Ne atacaksın diye sormak zorunda kalıyorum. 'Bende fazla var sana skill atayım mı diyor. Oyun hakkında bilgiler veriyor. ‘Senin klanın var mı diyor. ‘Ben kılan da yüz kişi çalıştırıyorum. Klan yönetiyorum.’ diyor. Ben evde çocuğuma ödev yaptıramıyorum ama adam klan yönetiyor. Dolayısıyla oyunlar çocukların dili olmuş. Bundan birkaç hafta evvel bir veli Instagramdan ‘hocam benim kız bana bir şey söylüyor ama anlayamıyorum, annesi de anlayamıyor. Annesine 'Sen çok noobsun diyor’ diye yazdı. Yani bizim bu çocukların dilinden anlamamız lazım.”ifadelerine yer verdi.

"ÇOCUKLARIMIZDAN UZAKLAŞIYORUZ"

Samur, konuşmasının devamında şunları söyledi. "Çocuğun dilinden anlamak için çocukla muhabbet etmek gerekir ama biz ne yapıyoruz sadece yemek masasına oturunca üç beş cümle ile geçiştiriyoruz. Sanki elimizde kontrol listesi varmış gibi ne haber oğlum kızım, okul nasıl, dersler iyi mi, ödevin var mı? Var, yaptın. Bu şekilde neyi kontrol ediyorsunuz yani bu oldu mu şimdi? İşte biz buna muhabbet diyoruz. Bu muhabbet değil. Ne yapacaksın? Damardan gireceksin. Damarı ne çocukların bu işte oyun ve sosyal medya. Bunlar ile ilgili konuşmayı çok seviyorlar. Biz ne yapıyoruz onu oynama bunu oynama aman o kötü buda kötü diyoruz ama ne yapması gerektiğini söylemiyoruz. Onunla ilgili de konuşmamız lazım ki içeriği anlayalım. Biz onunla ilgili konuşmadığımız müddetçe arayı böyle açıyoruz. Çocuklarımızdan uzaklaşıyoruz. Halbuki çocuklarımıza yaklaşmamız lazım.”

"PRİZ ARAMA RAHATSIZLIĞI"

Telefon olmadan çocukların dışarı çıkmadığına dikkat çeken Samur, konuşmasını şöyşe sürdürdü: "Normalde kafeye gittiğimizde nereye otururuz? Manzara cam kenarı olsun deriz ama şimdiki çocuklar priz nerde ise oraya oturuyor. Buna biz Monofobi diyoruz. Monofobi priz arama rahatsızlığıdır. Yani bir ortama girince hemen gözler priz arıyor. Biz cüzdan olmadan çıkamazken çocuklar telefon olmadan dışarı çıkmıyor. Mayıs tatil gününde çocuğuma dedim ki sen istersen tam gün sabahtan akşama kadar ekrana da bakabilirsin ama bana çocuğum bütün gün ekrana bakmadı dedirtebilir misin? Dedim. Yaparım baba dedi o gün hiç ekrana bakmadı ama süreç boyunca gözlemledim. Eli zaman zaman gitse de bakmadı. Bunu zaman zaman yapmamız lazım biz buna teknoloji detoksu diyoruz."

"ALIŞKANLIKLARIMIZ TEKNOLOJİ İLE DEĞİŞTİ"

Annelerin son zamanlarda bebeğe mama yedirmek için telefondan bir şeyler göstermeye başladığını belirten Samur, "Çocukların yemek yeme alışkanlıkları da teknoloji ile değişti. Yemek masası bizim nadir bir araya geldiğimiz nadir yüz yüze bakabildiğimiz yerlerden bir tanesi. Orada en azından günü değerlendirelim, birbirimizle sohbet edelim. Son zamanlarda bebeğe mama yedirmek için telefondan bir şeyler göstermeye başladık. Bir markette bebek yemek masasında telefon tablet tutucu var ve ben bunu gördüğümde delirdim. İşte sağ olsun basın buna biraz ilgi gösterdi. Ben bunu paylaştığımda o çok sayıda bana mesaj attı. Bazıları da ‘Ekrana bakarak yemek yediğinde çocuğun daha yemeği fazla ağzında tuttuğunu bunun da diş çürümesine yol açtığını! söyledi. Çocuklar ekrana bakıp yemek yediğinde ne yediğinin farkına varmıyor. Sonuçta yemek yemek haz verici bir şeydir. Yediğin de mutlu olursun. Bu sefer diyorsun ki ben ne zaman yemek yersem o zaman ekran var, demek ki ben ekranla hep mutlu oluyorum, diyor. Bu hususa da son derecede dikkat etmemiz gerekir." cümlelerine yer verdi.

"BU BİR KURALDIR"

Uyku düzeni konusunda da uyarılarda bulunan Samur, şunları söyledi: "Çocuğunuz yatağa tabletle veya telefonla giriyorsa uyku süresi kısalıyor demektir. 8-9 saatse 5-6 saate düşüyor hatta daha fazla. Çünkü telefon, televizyon ve tablet diyor ki bana bak. Bir oyunu bir oyna sonra şunlara bak derken uyku süreniz düşüyor. Örneğin tuvalette normalde kısa bir süre de kalacakken telefonla girince süre iki katına çıkıyor. Bazı mekanlarda ve alanlarda teknolojik sınırlandırma getirilebilir. Bunda her hangi bir sakınca yok. Bu bir kuraldır, bu bir sınırlama olup yasak değildir."

"BAŞARAMADIĞIMIZ TAKTİRDE"

Ekran sayısı arttıkça bağımlı olma riskinin de artığını iddia eden Samur, konuşmasını şu cümlelerle noktaladı: "Evdeki kitap sayısı arttıkça çocukların başarılı olma oranı artıyor. Aynı şey ekran sayısı için de geçerli. Çocukların ekran sayısı ne kadar çoksa başarı oranı o kadar azalıyor. O yüzden mümkün olduğunca ekran sayısını aza indirmede fayda var. Bunu başaramadığımız taktirde çocuğumuzun  fiziksel ağrılar çekmesi, kilo artışı yaşaması, agresif davranışlar sergilemesi, şiddete eğilim göstermesi ve dürtü problemi yaşaması kaçınılmaz olur."

AdminAdmin