İnsanları anlamak zor. AK Parti kurulduğu günden beri, partide kalan Saadet Partisi yöneticileri söylemediklerini bırakmadılar. Efendim miras üzerine konmuşlar, uygulanan bir kısım projelerin sahibi SP, dolayısıyla Merhum Erbakan Hoca. Tayyip Erdoğan hiçbir zaman Milli Görüş camiasında yer almamış gibi bir sürü itham. Bunlara bir mana vermek mümkünde bu sözleri sarf edenlerin akın akın eleştirdikleri partide görev almalarını anlamak mümkün değil.
Hadi bunu da geçelim, diyelim ki bu insanlar davalarında samimi değillerdi. Mevki ve makamı her şeyin üzerinde telakki ediyorlar. Özüyle sözü bir olmayanlardan bundan başka bir şey beklenmez. Ya da bal varken sineğin güle konması tabiatın ruhuna aykırıdır. Ancak bu gün davaya sahip çıktığını söyleyenler neden bu derece sessiz kalmayı tercih ediyorlar? Her şeyi yarı buçuk anladım da bu hususa aklım bir türlü ermedi.
Genel siyasette sukutu ikrar göze çarparken yerel siyasette de ilçe teşkilatının varlığına rastlamak zor. SP’nin varlığına dair tek işaret, Kapaklı’nın en canlı bölgesinde bir heyula gibi dikilen parti binası. Bir yıl önce camlarına asılmış olan ve güneşin sararttığı genel başkanın posteri davaya ne kadar sahip çıkıldığı ve ne derecede önemine inanıldığını ortaya koyması bakımından önemli.
Yeni kurulan partilerin teşkilatlanarak seçime girmeye hak kazandıklarına bakıldığında söylediklerimin yanlış olmadığı kanaatine varılacaktır. Anadolu Partisi bunlardan biri. Mazisi 6 ayla sınırlı. Kapaklı’dan üç aday adayı ile seçim çalışmalarını sürdürüyor.
SP yeni kurulan partilerle mukayese edilmeyecek derecede avantajlara sahip. Partinin üstlenmiş olduğu misyon, başarıyı sağlamak bakımından yeterli. Üstelik diğer partilerden onu ayıran özelliği adil düzen söylemleridir. Ne var ki Hoca’nın dünyasını değişmesinden sonra bu söylem de rafa kaldırılmış. Sanırım aynı ekolden gelmesi hasebi ile bu söylem AK Parti tarafından icra ediliyor olmalı. Açılımı bir kişiye on pul yerine her kişiye birer pul olmasına rağmen tam tersi bir icraatla.
İzzet Molla tarihimizde esprileri ile tanınmış bir devlet adamıdır. Zaman zaman yaptığı esprilerle yaşadığı zamanda vuku bulan çarpıklıklara dikkat çekmeyi sağlardı. İşte yine bir gün devletin ileri gelenleri ile oturmuş sohbet ederlerken Fransa’dan bahseder.
-Efendiler Fransa’da bir semt var ki, geceleri kandille aydınlatılır. Kandil o kadar çok büyüktür ki, görevli memur içinde sandalla gezer, şeklinde bir palavra patlatır. Orada bulunanlar anlatılanlara kulak kesilir, pür dikkat dinlerler. Ancak içlerinden biri anlatılanları oldukça abartılı bulmuş olmalı ki:
- İyide efendi, içinde kayıkla dolaşılan bir kandilin yağı nerden geliyor? Diye sorunca İzzet Molla, dayanamaz.
- Efendi memur her zaman yalan söyler ve herkes de dinler. Dinledikçe de insanların yüreklerinin yağı eriyip o kandile akar. Böylece kocaman şehir gündüzmüş gibi aydınlatılır, der.
Sanırım son on iki yıldır AK Parti’nin hizmetinden dolayı en fazla yüreklerinin yağı eriyenler Saadet Partililer olmuş. Gıkları çıkmamakla memnuniyetlerini en güzel şekilde ifade ediyor olmalılar. Bu icra anlayışı nedeni ile olsa gerek evlerinde rahat bir uykuya dalmışlar. Bir kere daha kendilerini tebrik ediyorum.
Admin
