Güncel
Giriş Tarihi : 08-03-2017 09:40   Güncelleme : 08-03-2017 09:40

Kadına Şiddet Konusu İşlendi

Kapaklı Kent Konseyi Kadın Meclisi, Kadına Şiddet konusunu içeren program düzenledi

Kadına Şiddet Konusu İşlendi
Kapaklı Kent Konseyi Kadın Meclisi, Kadına Şiddet konusunu içeren program düzenledi. Programa konuşmacı olarak Avukat  Yasemin Elhan, Avukat  Füsun Sular ve Psikolog Güneş Çalışkan konuşmacı olarak katıldı. Kapaklı Belediyesi Meclis Salonunda düzenlenen programda açılış konuşmasını Kapaklı Belediye Başkanı İrfan Mandalı yaptı. Türkiye'de her geçen gün hoşgörü özelliğinin  yok olmaya yüz tuttuğunu belirten Başkan Mandalı, "Halkının yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde ayrışmış ve kutuplaştırılmış durumdayız.  Oysaki bizlerin hoşgörüye ve insanlığı unutmamaya  ihtiyacımız var. Hiç kimse, kimseden üstün değildir. Kadının da erkekler gibi onuru olduğu unutulmamalıdır. Biri olmadan diğerinin olmayacağını bilerek şiddete baş vurmadan insan hak ve hukukunu esas alarak hayatımızı sürdürmeliyiz" dedi. "KADINA ŞİDDET ARTMAKTADIR" Başkan Mandalı'dan sonra konuşan Kapaklı Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Arzu Özdemir,  kadına yönelik şiddetin giderek arttığını belirterek, "Hala kadına şiddet giderek arttığı  için bu toplantıları yapmak, insanları bir nebze olsun bilinçlendirmek ve çözüm bulmak için, üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Sivil toplumu güçlü olan bir kentin ulusal  ve uluslar arası diyaloga açık olması kaymakam ve belediyemizin  desteğini alarak mümkündür" dedi. "ÇÖZÜM ÜRETMEYE ÇALIŞIYORUZ" Kent Konseyi  olarak öncelikle sorunları tespit etmeye çalıştıklarını kaydeden Arzu Özdemir, "Katılımcılık, yaşanabilirlik, kentsel hakların geliştirilmesi, hoşgörü ve uzlaşma ilkeleri ışığında kadınların düşüncelerini açıkça söyleyebildikleri  ve çözüm üretebildikleri, kendi sorunlarına sahip çıktıkları bir oluşumla yolumuza devam ediyoruz. Öncelikle sorunlar belirlenerek bunlara çözüm üretmeye  ve çalışmalarımızı fikirlere saygı ve hoşgörü çerçevesinde yapmaya gayret ediyoruz. Bu vesile ile  yaklaşan 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününüzü kutluyor, saygılar sunuyorum" ifadelerine  yer verdi. "BU BİR SİYASİ HAKTIR" Açılış konuşmasından sonra program Avukat Füsun Sular'ın konuşması ile devam etti. Cumhuriyetin ilanından sonra kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiğini belirten Füsun Sular, "Kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkından sonra kadınlar ilk olarak 1930 yılında belediye seçimlerinde oy kullandı. Aslında seçme ve seçilme hakkı olarak ifade edilen şeyin önemi üzerinde durmadığımız ve düşünmediğimiz bir kavram diye düşünüyorum. Seçme ve seçilme hakkı bir irade açıklamasıdır. Bu bir tercih, bir siyasi haktır" şeklinde konuştu. "DEVLET ÜÇ ORGANDAN OLUŞMAKTADIR" Devletin, yasama, yürütme ve yargı organlarından oluştuğunu belirten Sular, "Yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisidir.Yasama faaliyeti ise kısaca kanunları çıkarma, değiştirme yada ortadan kaldırma işidir. Yürütme ise, bu yasaların uygulanmasını ifade eder. Bu görev de bakanlar kurulu, Başbakan ve Cumhurbaşkanınındır. Yargı organı ise  bağımsız mahkemeler tarafından yürütülür. Hem yasama faaliyetinin hem de yürütme faaliyetinin aksaklıklarını denetlemek  ve uygulamalar sonucunda ortaya çıkan sorunları çözmek için vardır" değerlendirmesinde bulundu. "YURTTAŞ OLARAK SORUMLULUĞUMUZDUR" Oy kullanarak devleti oluşturan yasama ve yürütme organlarının seçimi oy kullanan seçmen tarafından yapıldığını kaydeden Sular, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yani 5 Aralık 1934 yılından bu yana kadınlarımız oy kullanarak, seçim yaparak  yasa koyucu ve uygulayıcıları seçmektedir. O yüzden oy kullanırken partilerin tüzüklerini, seçim çalışmalarını ve vaatlerini bilmeli, değerlendirmeli ve kendisine  en uygun  seçeneği bunların arasından bulup seçer. Bu da hem yurttaş olarak sorumluluğumuz hem de kadın olarak hakkımızdır" "ATATÜRK'E BORÇLUYUZ" Kadın hakları konusunda ki gelişmelerin Cumhuriyetin bir sonucu olduğunu hatırlatan Sular, konuşmasını şöyle tamamladı: "Kadın olarak erkek egemen ve ataerkil bir toplum olduğumuz ve 82 yıl önceki meclis konularını da göz önünde bulundurduğumuzda aslında bu kararın devrim niteliğinde olduğunu anlayabiliriz. Bunu da Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz" "ŞİDDET İNSAN HAKLARININ İHLALİDİR" Programın diğer bir konuşmacısı  Avukat Yasemin Elhan oldu. Anayasanın  insanların yaşama hakkını ve bedensel bütünlüğünü koruma altına aldığını ifade eden Yasemin Elhan, "Şiddeti, bedensel bütünlüğün ihlali,  bedensel hakkımızın sınırlandırılması,  bedenimizle ilgili kendi kararlarımızı almamızı engelleyen her türlü davranış olarak açıklayabiliriz. Bu tanıma göre kadına yönelik her türlü şiddet, anayasal bir hakkımızın  ve kadının insan haklarının ihlalidir. Yalnızca cezalandırılması için değil, şiddetin gerçekleşmeden önlenmesi veya süren şiddetin sonlandırılması için de devlete önemli sorumluluklar düşer" cümlelerine yer verdi. "KAYNAĞINDA ERKEK EGEMENLİĞİ VAR" Kadına yönelik şiddetin,  bütün dünyada en yaygın insan hakkı ihlalleri arasında olduğunu sözlerine ekleyen Yasemin Elhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "1960'lı yılından  beri kadın hareketleri, buna karşı mücadele veriyor. Şiddetin kaynağında erkek egemenliğinin yattığı düşünülüyor. Yapılan istatistiklere göre şiddete uğrayan kadınların yüzde 92 sinin ekonomik, sosyal güçsüzlük ve bir işe yaramayacağı düşüncesi ile kamuya başvurmaktan çekindiğini, başvuranların tamamının, verilen hizmetten memnun olmadığı tespit edilmiştir" "ÇOĞU YAKINLARI TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLİYOR" Son yıllarda başta kadınlar olmak üzere kişilere karşı işlenen şiddet olaylarının  toplumu  sarsan boyutlarda olduğunu  kaydeden Elhan, "Her geçen gün yaşanan dayak, işkence ve cinayet  gibi şiddet olayları, görsel ve yazılı basında izlenmektedir. Bu olaylara daha çok kadınlar ve çocuklar maruz kalmaktadır. Kadınlar şiddet görüyor, cinayete kurban gidiyor.  Ve bu cinayetlerin çoğu, kurbanların yakınları tarafından işleniyor. Eşi, sevgilisi, eski eşi, nişanlısı, ağabeyi ve amcası" şeklinde konuştu. "ŞİDDET,  SADECE DÖVMEK DEĞİLDİR" 2010-2014 yılları arasında 592 kadının yakınları tarafından öldürüldüğünü sözlerine ekleyen Elhan, "2015 Yılının ilk altı ayında 146 kadın öldürüldü. Boşanmak isteyen birçok kadın hala öldürülmekte, yaralanmakta ve darp edilmektedir. Bir günde birkaç kadın cinayetinin işlendiği haberlerine tanık oluyoruz. Aile içi şiddet  her geçen gün daha fazla yaygınlaşmaktadır. Şiddet denince aklımıza dövme, vurma, tartaklama gibi fiziksel eylemler gelmektedir. Ancak her gün evden kovuluyor isek, hakaret, küfür içeren küçümseyici söz ve davranışlara maruz kalıyor isek, evden çıkmanız, aileniz, arkadaş ve yakınlarınızla  görüşmeniz engelleniyorsa, öldürürüm, keserim, döverim, çocuğu sana göstermem, sözleri ile korkutuluyorsak, paranıza el konuyor ve ihtiyaçlarınızı dahi karşılayamayacak konumda bırakılıyor isek, isteğiniz dışında cinsel  ilişkiye zorlanıyor iseniz, siz fiziksel şiddetin yanında psikolojik, ekonomik, cinsel anlamda da şiddete maruz kalıyorsunuz demektir" değerlendirmesinde bulundu. "YASAL DÜZENLEMELER VAR" Elhan konuşmasını şöyle tamamladı: "Bu durumda neler  yapabileceğimiz ve hangi yollara başvurulacağı hususunda yapılmış olan yasal düzenlemenin adı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi hakkında ki kanundur. Kanunun amacı şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Buna göre eşlerden biri, şiddete maruz kalan aile bireyi, ısrarlı takip mağdurları, çocuklar, aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden her biri aile içi şiddet mağduru olarak korunma isteyebilecekleri gibi, Cumhuriyet başsavcılığı da onlar adına koruma kararı isteyebilir" Kadına yönelik şiddet programı  Psikolog Güneş Çalışkan'ın konuşması ile son buldu.
AdminAdmin