Güncel
Giriş Tarihi : 02-10-2018 20:09   Güncelleme : 02-10-2018 20:09

İŞİN EHLİ OLMAYAN YÜZÜĞÜ DEĞİRMEN TAŞI SANIR

İŞİN EHLİ OLMAYAN YÜZÜĞÜ  DEĞİRMEN TAŞI SANIR
         İşin ehemmiyetini bilmek önemlidir. Ancak asıl olansa işi ehline tevdi etmektir. Hayatı anlamlı kılan bu kurala riayet edildiği taktirde karşılaşılması muhtemel engeller de kendiliğinden  kalkıverir. Eğitim ve sonrasında duvarları süsleyen diploma ve sertifikalar işin bütün inceliklerinin tam manası ile öğrenildiği anlamına gelmez. Eğitim ve öğretim görmek başka bir şeydir, öğrendiklerini hayata uygulamak başka şey..! Zengin bir adam, oğlunu remil ilmi yani çeşitli araçlar kullanarak fal bakma sanatını öğrenmesi için ünlü bir  hocaya götürür ve: -Bak hocam, bu çocuğun eti senin, kemiği benim. Ne biliyorsan ona da öğretmeni istiyorum, der ve hocaya bir servet miktarında para verir. Hoca  bildiği her şeyi öğretmek için gece gündüz olağanüstü bir gayret gösterir. Aradan iki  sene geçer ve adam çocuğunun ne derecede ilim sahibi olduğunu görmek  amacıyla hocayı ziyarete gider. Hoş beşten sonra hoca, çocuğu yanına çağırıp babasına maharetini göstermek ister. Hoca, iki elini arkasında saklayıp, parmağındaki yüzüğü avucunun içinde sakladıktan sonra kollarını çocuğa doğru uzatıp: -Bak evladım, avucumda maden ve taş karışımı, ortası delik bir cisim var, sence bu ne olabilir? Diye sorar. Çocuk bir müddet düşünür ve daha sonra sorunun cevabını bulmanın sevinciyle haykırır: -Bunu bilmeyecek ne var hocam, tabi ki değirmen taşı..! İşin ehli olabilmek, bilgi ve tecrübeler ışığında en faydalı sonucu ortaya koyabilmektir. Dahası, ufkun ötesinde neler yaşanabileceğinin bilinip, sıkıntı baş göstermeden çok daha evvel gerekli önemleri almaktır. Yaşlı bir adam, kuyumcunun birine giderek: -Efendi bana terazini verir misin, elimde bir miktar altın var, onu tartacağım, der. Kuyumcu adamı bir güzel tepeden aşağı süzdükten sonra şöyle cevap verir: -Bey Amca, bende kalbur yok. Yaşlı adam kuyumcunun cevabına bir hayli içerleyip çıkışır. -Efendi benimle dalga geçme ben senden kalbur değil, terazi istiyorum. Kuyumcu: -Bey amca terazi istediğini  anladım ancak sen benim söylediğimi  anlayamamışsınız. -Nedir anlayamadığım? -Sen bir hayli yaşlısınız.  Tartacağın altın külçe olmadığı için içerisinde doğal olarak tozlar bulunmaktadır. Tartarken ellerin titreyecek ve yere dökülecek. Sonra yine bana gelip 'bir süpürge ver de toprağa dökülen altınımı süpüreyim diyeceksin. Altını toplayınca da gelip kalbur istiyorum diyeceksin. Ben işin nereye varacağını çok iyi biliyorum. İyisi mi sen başka bir yerden terazi iste, der.      
AdminAdmin