Güncel
Giriş Tarihi : 26-04-2017 20:41   Güncelleme : 26-04-2017 20:41

İKİ YIL SONRA

Parlamenter sistemin patinaja neden olduğu, hızlı kalkınmaya engel teşkil ettiği ve daha bir sürü şey söylenmişti bu konuda

İKİ YIL SONRA
Parlamenter sistemin patinaja neden olduğu, hızlı kalkınmaya engel teşkil ettiği ve daha bir sürü şey söylenmişti bu konuda.  Artık söz bitti, vaatler tükendi, karalamalar son buldu. Sıra söylenilenlerin yapılmasına geldi. Şimdi bütün yetkiler iktidar partisinde, dolayısıyla da Cumhurbaşkanında. Tayyip Erdoğan'ın AK Partiye geçmesi ile birlikte yeni dönemde fiilen başlamış olacak. Kongre sonrasında  tam yetkilerle donatılmış Başkan Erdoğan,  özlediği yönetim biçimini uygulamaya koyarak Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması adına ufka yelken açacak. Bu herkesin ve her kesimin temennisi. Ancak, iki yıl sonra yani 2019 yerel ve genel seçimlerde Tayyip Erdoğan'ın muhalefete dair söyleyebileceği hiçbir şeyi de  olmayacak. Efendim yasaları çıkarma konusunda muhalefet mani oldu, yok yatırımlar konusunda engelle karşılaştık, ya da parti içerisinde ki  milletvekilleri bize ayak bağı oldu gibi bahanelere elveda.  Sevabıyla, günahıyla tek sorumlu R. Tayyip Erdoğan. Aslına bakarsanız bu güne kadar da hiç kimse bu hususlara müdahale edebilmiş değildi. En önemli konularda  dahi AK Parti muhalefetin görüşüne itibar etmemiştir. Neler mi? Açılım süreci, Suriye Politikası, cemaat yapılanması ve daha bir çok konuda  kendi politikalarını ortaya koymuştur. Ancak referandum çalışmalarında AK Parti sözcüleri her fırsatta hızlı gelişmenin önünde ki tek engelin muhalefet olduğunu söylemekten imtina etmemişti. Başarılı oldular mı? Pek tabiki, evet. İşte, 2019 seçimlerinde AK Parti bu avantajı kendinde bulamayacak. Seçim meydanlarında CHP ya da MHP'yi insafsızca eleştirerek puan toplayamayacak. Hayali düşmanlar icat edip, seçmeni kandıramayacak. Çünkü seçmen istemeyerek de olsa parlamenter sistemi  dahi kalkınma adına kurban etmeyi  göze almıştır. Korkarak ve endişe duyarak başkanın tam yetkili kılmayı sağlamıştır. Bu aşamadan sonra AK Partinin sığınabileceği hiçbir liman kalmamıştır. Tek çıkış yolu başarmaktan geçiyor. İşsizlik, enflasyon, AB ilişkileri, Suriye Politikası, terörün sonlandırılması, cemaatin siyasi ayağının açığa çıkarılması gibi daha bir çok husus AK Partinin varlığını sürdürebilmesinde  etkili olacaktır. Referandum sonuçları okunduğunda  AK Parti seçmeninin bile  iktidardan beklediği hizmetleri görmediği, buna rağmen son bir şans ve son bir sahiplenişle  iktidara arka çıktığı görülmektedir. Bu şansın nasıl kullanıldığını ise ancak iki yıl sonra net bir şekilde görebileceğiz.  
AdminAdmin