Güncel
Giriş Tarihi : 17-12-2017 07:18   Güncelleme : 17-12-2017 07:18

Gönen'de Bir Gün

Gönen'de Bir Gün
  Sizi bilmem ama ben kitap okuma alışkanlığını Ömer Seyfettin'in  eserleri  ile kazandım. Milli  duygularla kaleme aldığı ilk eserlerinin hafızamda  bıraktığı izler, en leziz tatların müstesna örnekleridir. Kaşağı, Falaka, Başını Vermeyen Şehit gibi öykülerle edebiyat dünyamızın kapılarını aralayan Ömer Seyfettin;  daha sonra kaleme aldığı 140 hikaye ile Milli Edebiyat Akımının öncüleri arsında yer alır. Ömer Seyfettin gibi  milli duygularla eserler vermiş bir başka yazara günümüzde rastlamak çok zor. Hikayelerine konu olmuş tarihi olayların bir kısmına tanık olması milli bincin  ideale  dönüştürülmesine ışık olurken; bizzat savaşın içerisinde bulunması;  yapılmış hataların bir milletin felaketine neden olacağı Balkan Savası sonrasında kaleme aldığı öykülerini  farklı kılan niteliklerdir. Bazı eserlerinin arka sayfalarına iliştirilmiş hayatına dair bilgilerle tanıdığım Ömer Seyfettin'i bir de doğduğu yer olan Gönen'de anlamayı düşündüm. Çok kolay bir şekilde doğduğu evi bulacağımı düşünerek Gönen'in mütevazi sokaklarında dolaşırken sorduğum bir çok kişinin şaşkın bakışları ile karşılaşmak, bende derin izler bıraktı. Orta yaşlı insanlar ve bir çok öğrenciye sormama rağmen Ömer Seyfettin'in doğduğu evi bilen insana rastlamadım. Evi ararken teknolojinin imkanlarından faydalanmayı düşünmedim değil. Ancak bazı kereler bu yöntemde sonuca ulaştırmayabiliyor. Nihayet aracı içerisinde oturmakta olan bir taksi şoförü, ünlü öykücünün doğduğu evin yüz metre ileride ve ara bir sokakta olduğunu söyledi. O gün içerisinde beni en çok mutlu eden bu cümlelerdi. Bütün bu ümitsizlikler içerisinde Ömer Seyfettin'in adının doğduğu evin bulunduğu sokağa verilmiş olduğunu görmek beni ziyadesiyle memnun etti. Bari bu yapılmış ya, demekten kendimi alamadım. Uzun söze ne hacet? Aynı  sokakta esnaflık yapan değerli bir arkadaş pencereleri perdeli olan evde yazın birilerinin oturduğunu söyledi. Sonra da bir merdiven getirerek  fotoğraf çekmeme yardımcı oldu. Gelelim sadede... Ömer Seyfettin gibi Milli Edebiyat Akımının öncüsü olan bir yazarın doğduğu ev neden ilçe halkı tarafından bilinmiyor? 2017 yılına kadar belediye başkanlığı  ve Kültür Turizm Müdürlüğü yapmış olan zevat, millete mal olmuş  bu şahsın evini neden bu güne kadar bir  müze haline getirememiş? Mevcut Başkan Hüseyin Yakar 25 Aralık 2014 tarihinde beyan ettiği proje çalışmasına başlamak için neyi bekliyor? Edebi  konularda siyasi mesajların bulunmasına sıcak bakmamakla birlikte hayal kırıklığı yaşamama neden olan bu hususu edebiyat tutkunlarının, gazeteci meslektaşlarımın ve belediye meclis üyelerinin  dikkatine sunmayı görev addediyorum.
AdminAdmin