Etme bulma dünyası
Harun er-Reşid'e , yaşadığı zamanda Fransa Kralı bir gül fidanı hediye etmişti
Harun er-Reşid'e , yaşadığı zamanda Fransa Kralı bir gül fidanı hediye etmişti. Harun Reşid, o gül fidanına çok itibar göstererek bahçıvana vererek:
-Buna iyi bak. Bahçeye dik. Yetiştiği zaman da ilk çiçeğinden bana getir, der.
Bahçıvan gülü bahçeye diker. Bir müddet sonra fidan gonca verir. Goncanın gül açtığı zamanda Bahçıvan gülü koparmak için o tarafa doğru giderken, gülün dalına konmuş bir bülbülün yanık yanık öttüğünü görüp onu seyre dalar.
"Nasıl olsa uçar gider. Ben de ondan sonra koparırım" diyerek bülbülün ötüşüne kendisini kaptırır. Fakat ne yazık ki bülbül, bir hayli öttükten sonra gülü darmadağın eder. Bahçıvan çok üzülür. Diğer taraftan Harun Er Reşid'e durumu nasıl izah edeceğini kara kara düşünmeye başlar. Ne diyecekti şimdi padişaha.
Nihayet cesaretini toplayarak padişahın huzuruna çıkar ve meseleyi anlatır. Sonucun bu şekilde olmasından dolayı çok üzüldüğünü ifade eder. Padişah üzülmemesini söyledikten sonra:
- Bu dünya etme bulma dünyası derler. Bülbülün yaptığı bülbüle de kalmaz. Senin canın sağ olsun, üzülme der ve bahçivanı affettiğini bildirir. Aradan zaman geçer. Bahçıvan bir gün o bülbülü bir yılanın yutmakta olduğunu görüp doğruca Harun er-Reşid'in huzuruna çıkıp vaziyeti anlatır.
- Efendim, keramet gösterdiniz. Hakikaten dünya bülbüle kalmadı, der.
Padişah:
- Bu dünya yılana da kalmaz. O da bir gün belasını bulur evladım, der.
Zaman geçer ve bahçıvan bir gün bahçenin içinde çalışırken yılanla karşılaşır. Yılan bahçıvana saldırmaya yeltenince, bahçıvan elindeki kürekle yılanı ikiye ayırır. Yılanın öldüğünü gören bahçıvan yine padişahın huzuruna çıkar ve:
Padişahım siz çok büyüksünüz, hakikaten bana saldırmakla yılan da belasını buldu, onu öldürdüm, der.
Harun Reşit:
-Bu dünya sana da kalmaz. Sen de bir gün belanı bulursun, der.
Dünya bu, insan yaşadıkça neler neler görmüyor ki? Bahçıvan bir gün bir kabahat işler ve padişah'ta onun idamına karar verir. Cellatlarını çağırarak onun kellesinin kesilmesini emreder. Cellatlar adamı alıp götürdüler. Fakat hüküm infaz edilmeden önce Bahçıvana bir isteği olup olmadığını sorarlar.
Bahçıvan :
-Bir isteğim var ama, onu ancak padişaha söylerim, başkasına söylememin hiçbir manası olmaz, der ve kendisini padişaha götürmelerini ister.
Bahçıvanın bu isteği cellatların çok acayibine gider ve durumu halifeye haber verirler. O da görüşmeyi kabul edip Bahçıvana ne söylemek istediğini işaret eder.
Admin