Ekonomi
Giriş Tarihi : 07-03-2017 09:02   Güncelleme : 07-03-2017 09:02

"Emre Köprülü: "Kürdistan Paçavrasını Göndere Çektiler"

Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü Kapaklı Uzunköprü Meriç Derneğini ziyaret etti

Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü Kapaklı Uzunköprü Meriç Derneğini ziyaret etti. Dernek Başkanı Hakan Tunca ve Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından karşılanan Emre Köprülü, 16 Nisan Referandumu konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Halkın neden evet demesi gerektiğini anlatamayan iktidar Partisinin hayır oyu kullanacak olan Cumhuriyet Halk Partisini terör örgütleri ile aynı  safta göstermeye çalıştığını belirterek, "Ama Allah büyük. Herkesin foyasını anında  ortaya çıkarıyor. Her mikrofonu eline aldıklarında  kendileri gibi düşünmeyen partileri  pkk'nın yanında gösteren AKP  Kürdistan paçavrasını  Türkiye'de göndere çekti. Barzani'nin Kürdistan Paçavrasını göndere biz mi çektik? O paçavrayı Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı ile aynı seviyeye biz mi getirdik?  Ne zaman oldu bu iki, üç gün önce. İşte, terör örgütleri ile aynı safta olan hangi partiymiş, bunu 80 milyon insanımız birkaç gün önce görmüş oldu" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, beraberinde Kapaklı Belediye Başkanı İrfan Mandalı, CHP İlçe Başkan Vekili Seyfi Özgerçek, CHP Kadın Kolları Başkanı Meliha Özgün Bora ve çok sayıda partili, Kapaklı Uzunköprü Meriç Derneğini ziyaret etti. Partilileri,  Dernek Başkanı Hakan Tunca ve Yönetim Kurulu Üyeleri karşıladı. Başkan Hakan Tunca, derneği ziyaretleri nedeni ile memnuniyetini belirterek konuklarına teşekkür etti. Ziyaret programında konuşan Milletvekili Emre Köprülü'nün gündeminde 16 Nisan referandumu vardı. Referandumun parti çalışması olmadığını belirten Köprülü, "Buraya gelirken parti sıfatınızı bir kenara koyarak geldik. Elbette bir partimiz var. Gurur duyduğumuz bir partimiz var. Ama bu günkü koşullarda biz, 16 nisana kadar parti rozetlerimizi, parti bayraklarımızı bir köşeye koyduk ve bu ülkenin bir ferdi olarak memleketini, vatanını, devletini seven ülkenin bir ferdi olarak ziyaretinize geldik" diye konuştu. "AZERBAYCAN GÜZEL BİR ÖRNEK OLDU" Milletini seven insanlar olarak AKP tarafından yapılmak istenen değişiklikleri halka anlatacaklarını belirten Köprülü, "Az önce pazarı gezdik, hem pazarcı esnafımız hem de vatandaşlarla görüştük. Vatandaşlarımız 16 Nisan'da hayırlı bir iş yapmaya karar vermiş. Mu mesele hiçbir adayı olmayan bir referandum. Çünkü hiç kimse belediye başkanı ya da millet vekili seçilmeyecek. Sadece b ir kişi ne seçilip, ne seçilmeyeceğini bilmeden milyonlarca insan ve ülkenin gündemini meşgul ediyor. İşte 16 Nisan bu. Meseleyi daha iyi anlamak için biraz daha önceki tarihimize bir bakalım. TBMM kurulduğunda  dostumuz Azerbaycan Ankara'da büyük elçiliğini  açtı. Ve Mustafa Kemal'e  en büyük desteği verdi. Her zaman bizim yanımızda oldu. O günlerden kaynaklı Azerbaycan'a bir teşekkür borcumuz var. Biraz ironi yaparak Azerbaycan'a bir teşekkür daha edecem. Neden biliyor musunuz. Azerbaycan bu gün 16 Nisan'da bu referandumdan evet çıkarsa ne ile karşı karşıya kalacağımıza dair çok güzel bir örnek oldu.  Ne yapıyor Azerbaycan Cumhurbaşkanı, kendi eşini Cumhurbaşkanı yardımcısı yapıyor. O yemin ederken, koca koca bürokratlar, komutanlar ayağa kalkıp cumhurbaşkanı yardımcısını alkışlıyorlar" ifadelerine yer verdi. "İLK TEBRİK EDEN DAMAT BERAT OLDU" Bunun  16 Nisan sonrasında getirilmek istenen sistemi açık bir şekilde gözler önüne serdiğini ifade eden Köprülü, "Yani bizde de 16 Nisan'da evet çıkarsa, Recep  Tayip .Erdoğan istediği kişiyi  yardımcı seçebilecek. Azerbaycan'da bu karar alındıktan sonra bunu ilk tebrik eden de Damat Berat oldu. Dolayısıyla Azerbaycan bizim ne ile karşı karşıya kalacağımızı bize göstermiş oldu. Şimdi bunu bilerek yola çıkmamız lazım" değerlendirmesinde bulundu. "DEVLETİN TEMELLERİNE DİNAMİT KOYUYORLAR" 18 maddeyi iyi anlamak gerektiğine dikkat çeken Köprülü, "Önümüzde 18 tane madde var. Bu 18 maddeyi tek tek anlatacak değiliz. Ama bunu birkaç örnekle anlatabiliriz. Bu gün yapılmak istenen devletin temellerine dinamit koymaktır. Türk Bayrağını makamında sadece üç kişi kullanabilir. Biri Cumhurbaşkanı, diğeri Vali, bir diğeri ise Büyükelçidir. Çünkü üç makamı temsil edenler tarafsızdırlar. Herkese eşit yaklaşmakla sorumludurlar. Şimdi bize aynen şunu diyorlar: Benim aracımın sol tarafında T.C Bayrağı dalgalanacak, sağ tarafına da parti bayrağını koymak istiyorum. Türk Bayrağının üç makama verilmesinin nedeni üç makamın da devleti temsil etmesidir. Partili olmamalarıdır. Yani Türkiye Cumhuriyeti bayrağının, parti bayrağından daha yüce, daha büyük olmasıdır. Ondan daha yüksek bir değer olmadığı içindir. Bu bizim 90 yıllık Cumhuriyetimizin bir sonucu değildir. Bin yıllık devlet kültürümüzün bir sonucudur. Türk bayrağı CHP'nin de, AKP'nin de bayrağından büyüktür. Mukayese dahi edilemez. Dolayısıyla bu makamlar tarafsızdır. Şimdi bize deniyor ki bunu makamımızda kullanalım. Yani parti bayrağı ülkemin bayrağı ile eşit görülüyor. Kimsenin buna hakkı yoktur. Hiç kimsenin de buna yetkisi yoktur. Dolayısıyla biz 16 Nisan'da neyi oyladığımızı iyi bilmeliyiz. Bunu iyi anlamak zorundayız. Bizim önümüze getirilen hususun biri budur." şeklinde konuştu. "BİR KİŞİ MECLİSİ FESH EDEBİLECEK" Bir kişinin halkın iradesini hiçe sayarak Türkiye Büyük Millet Meclisini feshetme yetkisine kavuşturulacağını sözlerine ekleyen Köprülü konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sokaklarda demokrasi demokrasi diyorlar. Demokraside bu gün TBMM Türkiye'nin yüzde yüzünü temsil ediliyor. Size oy veren insanlarda var vermeyenler de. Trakyalısı da var, Karadenizlisi de. Dolayısıyla meclis ülkenin yüzde yüzünü temsil etmektedir. Şimdi başkanlık modeli ise 50 artı birdir. Kullanılan oyların yarısından bir fazlasını bir kişi aldığında toplumun yüzde yüzünün oylarını almış bir meclisi istediği zaman fesih edecek. Ve bunun adı da demokrasi olacak. Yani biri almış elli milyon oy, biri almış 25 milyon oy. 25 artı bir oy alan 50 milyon oy almış meclisi fesh edecek. Ve birileri de çıkacak bunun adına demokrasi diyecek. Öyle yağma yok. Bunun açıklamasını yapmak zorundalar. İstedikleri yetkinin ne anlama geldiğini anlatmak zorundalar" "ALLAH BÜYÜK FOYALARINI ÇIKARDI" Erdoğan'ın bütün yetkileri kendinde toplamak istediğini hatırlatan Köprülü, "Yasamayı istiyorsun, yargıyı istiyorsun ve yürütmeyi de istiyorsun. Bunların hepsini sen nasıl bünyende taşıyacaksın? Bu  memlekete hayır getirmeyecek bir rüyadır. Halkın neden evet demesi gerektiğini anlatamayanlar dönüp bizler için onlar böyle, şunlar şöyle diyerek atıp, tutuyorlar. Ama Allah büyük. Herkesin foyasını çabuk ortaya çıkarıyor. Sayıyorlar; pkk, CHP, BBP ve RP hayır  diyorlar. Hakikaten Allah büyük. Ne yaptı? Barzani'nin Kürdistan Paçavrasını göndere biz mi diktik? O paçavrayı Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı ile aynı seviyeye biz mi getirdik. Ne zaman oldu bu? İki, üç gün önce. Şimdi yaşadığımız manzara şu: Burada bilmediğimiz, ucunu görmediğimiz bir tünele girmek üzere olduğumuz. Hepimizi karanlığa doğru götürmek istiyorlar" cümlelerine yer verildi. "HAYIR ÇIKARSA MEMLEKETİMİZ KAZANACAK" Evet diyene de hayır diyene de saygı duyduklarını ifade eden Köprülü, "2010 referandumunda evet oyu kullanıp, üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü gelecek diyenler,  2010 referandumu sayesinde Fetö'ya yargının teslim edilmesinde pay sahibi olduklarını düşündünüz mü? Bu noktayı hiç değerlendiriyorlar mı? Aynı şeyi gene yaşıyoruz, gene yaşıyoruz. Mesele 16 Nisan'da memleket meselesi değil, mesele işimiz, aşımız, ekmeğimiz değil, mesele huzurumuz kardeşliğimiz değil, mesel  varsa yoksa bir kişinin  ne olup,  ne biteceği. 16 Nisan'da başkan olsun mu olmasın mı? Başkan olsan ne olmasan ne? Bize bunu anlat. Bizim hayatımız ileride bir kişinin ne olacağı üzerine kurgulanmamış ki. Bizim önce memleketimize karşı sorumluluğumuz var. O nedenle 16 nisan bir partinin meselesi değildir. 16 Nisan bir memleket meselesidir. 16 Nisan'da hayır çıktığında AKP kaybetmiş olmayacak. 16 Nisan'da hayır çıktığında CHP de kazanmış olmayacaktır. 16 Nisan'da hayır çıkarsa memleket kazanmış olacaktır. yargının, yasamanın ve yürütmenin tek elde toplandığı, hukukun ortadan kalktığı, yargının yok olduğu, parlamenter rejimin ortadan kalktığı bir metot bize hayır değil zarar getirecektir. "DEVLETİN TAPUSU BİR KİŞİYE VERİLECEK" Bütün sektörlerin  ekonomik kriz yaşadığını kaydeden Köprülü, konuşmasında şu sözlere yer verdi. "Cebimizdeki para azaldı. Neden? Çünkü kimse Türkiye'ye para getirmek istemiyor. Sermaye çevreleri Türkiye'ye  para getirmek istemiyor. Demokrasinin olmadığı, hukuk devletinin olmadığı bir ülkeye yatırım yapılmak istenmiyor. Yatırım yapılmadığı zaman da günden güne fakirleşiyoruz. Ve bu daha hızlı bir şekilde seyretmeye başladı. Şimdi tam bu noktada yapmamız gereken şudur. Bu iş parti işi değil. Biz partimize oy istemiyoruz. Burada tek şey var o da; yetkilerin bir kişide toplanması. Biz bu memleketin bir ferdi olarak diyoruz ki babam istese bu yetkileri  ona vermem.   Devletin tapusunu bir kişiye verip vermeme konusunda bir oylama yapılacak. Olay bu kadar açık ve nettir. Egemenlik 1923'te İstanbul'dan, saraydan alınıp Türkiye Büyük Millet Meclisine verildi ve Cumhuriyet kuruldu. İşte o  mecliste egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir yazıyor. Şimdi biz 16 Nisan'da Meclisteki milli egemenliği, halk eli ile kullanılan egemenliği alıp tekrardan saraya vereceğiz. Meclisin yasa çıkarma yetkisini de, kanun yapma yetkisini  kanun çıkarma yetkisini ferman çıkarma yetkisi şekline çevireceğiz. Buna evet denilebilir mi? " "HAYAT HAKKIMIZ DARALTILIYOR" Vatanını seven herkesin referandumda hayır oyu vermesi gerektiğini ifade eden Köprülü konuşmasını şöyle tamamladı: "İleriyi gören herkes buna hayır demek zorundadır. Bu ülkenin birliğini beraberliğini düşünen bu referandumda hayır demek mecburiyetindedir. Güçlü millet, güçlü Türkiye diyorlar, 15 yıldır çıkaramadıkları bir kanun var mı? Yapılan seçimin sonucunu beğenmedin tekrardan seçim yaptın. O seçim sonucunda seçilen başbakanı beğenmeyip başbakanı değiştirdin. Hangi yetki sana dar geldi? Ama bizim bütçemiz dar geliyor. Bizim hayat hakkımız daraltılıyor. özgürlüğümüz daraltılıyor. Bizim ekonomimiz, bütçemiz ve hayatımız daralırken birileri daha, daha, daha diyor. 16 Nisan kritik bir viraj. Türk Milleti bu kritik virajı iyi görmelidir"    
AdminAdmin