Güncel
Giriş Tarihi : 08-06-2017 13:46   Güncelleme : 08-06-2017 13:46

BİLİNENLER, BİLİNMEYENLERE ORANLA DEVEDE KULAK

Cemaatin  inine girmeye bu derece kararlı  olan R

BİLİNENLER, BİLİNMEYENLERE ORANLA DEVEDE KULAK
Cemaatin  inine girmeye bu derece kararlı  olan R. Tayyip Erdoğan'ın hala bunu başaramamış olması her kesim insanı derinden derine düşündürmeye başlattı. Damatlar  bazında dahi gerektiği şekilde bir iradenin ortaya konulamamış olması,  cemaatin düşünüldüğünden  daha güçlü ve  köklü olduğu intibaını uyandırıyor.  Mevcut tabloya bakıldığında cemaatin henüz kıyı ve köşesine dahi nüfus edilemediği, merkezin güç ve ihtişamından bir şey kaybetmediği kanısı oluşuyor. Tayyip Erdoğan, son kabine değişikliğini yaptıktan sonra yalnız kaldığını, yetki bakımından gerektiği şekilde donatılmadığını iddia edemez. Referandumda evet oyu kullanan her vatandaş  özellikle cemaatin her alandan sökülüp atılacağı inancı ile evet oyu vermiştir. Parti içersinde güç sahibi olan vekil ve bakanlar, bunlara bağlı müsteşarlık ve genel müdürlüklerde ki son kişiye kadar temizlik yapılabilmesi için AK Partiye son bir şans daha tanınmıştır. Hayır oyu kullananlar ise Cumhurbaşkanının, olması gerekenden daha fazla yetkiye sahip olduğunu, üstüne üstlük birde mütemadiyen OHAL'e rağmen cemaatin merkezine inilemediğinden  hayırda ısrarcı olmuştur. Şimdi siyaset cihetinde geçmişteki beyanatları, cemaat yanlısı söylemleri, üstlendikleri illegal vizyon ve baylog kullanmaları nedeni ile  daha önce hangi görevde olduklarına bakılmaksızın bir operasyon yapılması kime ne kaybettirir ki? Ak Parti, dolayısıyla Erdoğan böyle bir kararlı uygulama nedeni ile sanıyorum ki hayır oyu verenlerinde gönlünü fethedecektir. Bunun yapılmaması durumunda  2019 yılı genel seçimlerinde AK Partinin tekrar iktidar olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü  bir yıla yakın süredir mütemadiyen uzatılan OHAL'ın gayesinin de cemaat olmadığı sonucu yaygınlaşmaktadır. Bu kanaati  güçlendiren, insanımızda şüpheler uyandıran son gelişme ise darbe araştırma komisyonunun  15 Temmuz'a dair  bilinenlerden daha farklı  bir sonuca ulaşamamış olmasıdır. Darbe araştırma komisyonunun somut ifadelerle seksen milyon insanı aydınlatması beklenirken otuz yıl önce ve sahte olduğu iddia edilen bir makbuzu  gündeme taşıması  Erdoğan'ın güvendiği bir çok ismin sırlarla dolu olduğuna  işaret etmektedir. 15 Temmuz'un yıl dönümüne  sayılı günler kala hala hiçbir şeye açıklık getirilemedi. Gönül isterdi ki Türk Milletinin istikbaline kastedenler darbe komisyonu tarafından teşhir edilmiş olsaydı. Adının ve unvanının kim olduğuna bakılmaksızın aşağılık  bir gaye adına milleti kurşunlayanlar  hukuk karşısında hak ettikleri  cezaya çarptırılmış olsaydı. Cumhurbaşkanının,  bütün bu yaşananlar karşısında sessiz kalması ise en vahim gelişmedir. Seksen milyon gibi Cumhurbaşkanı da pekala  biliyor ve inanıyordur ki  cemaat konusunda  bu güne kadar açığa çıkarılanlar, çıkarılmayanlara  oranla devede kulaktır.
AdminAdmin