Güncel
Giriş Tarihi : 13-08-2020 15:15   Güncelleme : 13-08-2020 15:15

Bilge"Sözleşme kalacak, siz gideceksiniz"

Cumhuriyet Halk Partisi Kapaklı Teşkilatı Kadın Kolları Başkanı Deniz Bilge, İstanbul Sözleşmesi konusunda basın açıklaması yaptı

Bilge

Cumhuriyet Halk Partisi Kapaklı Teşkilatı Kadın Kolları Başkanı Deniz Bilge, İstanbul Sözleşmesi konusunda basın açıklaması yaptı.  Açıklamasında hükümete yönelik eleştirilerde bulunan Başkan Deniz Bilge, "Ülkemizin her bir köşesi işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet ile kaynarken, siyasi iktidar yangına benzin dökecek kadar kontrolünü yitirmiş kararlar alıyor. Bunun en akıl almaz örneğini de, İstanbul Sözleşmesi üzerinden kadınlara yönelik başlatılan sistematik saldırılar olduğunu  görüyoruz" dedi.

İlçe teşkilatında düzenlenen basın açıklaması programına  çok sayıda partili ve belediye meclis üyesi katıldı. İstanbul sözleşmesinin hayati önem taşıdığını ifade eden Bilge, "Sözleşmenin hayati önem taşıdığını belirten Bilge, ‘’Ülkemizde, kadınların hakları ne yazık ki uzun yıllardır yalnızca kağıt üzerinde var. Biz kadınlar elde ettiğimiz haklarımızı bugün hayatın her alanında yaşamak istiyoruz. Erkek egemen iktidar ise hukuken kazanılmış haklarımızı gasp ettiği yetmiyormuş gibi, şimdi de bu hakları tamamen ortadan kaldırmak istiyor. 2011 yılında imzalanan ve kadına yönelik şiddete karşı devletin atması gereken adımları temel alan İstanbul Sözleşmesi, bugün uygulanıyor olsa birçok kız kardeşimiz yaşıyor olacaktı." diye konuştu.

"HAKLAR ELİMİZDEN ALINMAK İSTENİYOR"

Bilge açıklamasına şöyle devam etti: "Türkiye’de sosyal devlete ve adalete, ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Bugün ülkemizin her bir köşesi işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet ile kaynarken, siyasi iktidar yangına benzin dökecek kadar kontrolünü yitirmiş kararlar alıyor. Bunun en akıl almaz örneğini de, İstanbul Sözleşmesi üzerinden kadınlara yönelik başlatılan sistematik saldırılarda görüyoruz. Cumhuriyetimizin ilan edildiği tarihten bu yana, kadınlar olarak elde ettiğimiz tüm haklar bir çırpıda elimizden alınmak isteniyor.’’

"HUKUKİ BİR BELGEDİR"

Sözleşme uygulanmadığı için pek çok kadının hayatını kaybettiği ve şiddete maruz kaldığına dikkat çeken Bilge, "İstanbul sözleşmesi uygulanmış olsaydı birçok kadın evde ekonomik şiddet görmeyecekti; psikolojik şiddete uğrayıp susmayacaktı ve hatta bu yüzden hayatına son vermeyecekti. İstanbul Sözleşmesi’nin neden biz kadınlar için çok önemli olduğunu kavrayabilmek için öncelikle bu sözleşmenin ne olup ne olmadığını bizi dinleyen tüm kadınların ve erkeklerin çok iyi anlaması ve çevresindekilere anlatması gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı devletin yapması gerekenleri içeren hukuki bir belgedir.’’ ifadelerine yer verdi.

"YARGILANMA VE CEZAYI GEREKLİ KILAR"

İstanbul Sözleşmesi’nin 4 temel hedefi olduğunu hatırlatan Bilge, açıklamasının devamında şunları söyledi: Birincisi; kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletin tedbirler alması gerektiğine işaret etmektedir. İkincisi; eğer kadına karşı şiddet hala devam ediyorsa, kadın-erkek eşitsizliği sürüyorsa devletin kadınların hayatını korumak için etkin adımlar atmasını istemektedir. Devlete “6284 sayılı kanunu uygula, kadınları aktif ve etkin koru” demektedir. Üçüncü adımda ise şiddet önlenemediyse, kadınlara zarar veren erkeklerin adil yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini vurgulamaktadır."

"GEREKLERİNİ YAPMAK ZORUNDADIR"

Bilge, açıklamasına şu ifadelerle devam etti: "Devlete “Etkin ceza sistemi uygula, adaleti sağla” demektedir. Dördüncü ve son adımda ise Sözleşme devlete kadınların daha güçlü bireyler olabilmesi, hayatın her alanında yer alabilmesi için çalışmalar yapması gerektiğini işaret etmektedir. Özetle; İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını öngören ve kadına karşı sokakta ya da evde şiddetin önlenmesini amaçlayan hukuki bir belgedir ve Türkiye Cumhuriyeti de altına imza attığı bu sözleşmenin gereklerini yapmak zorundadır.’’

"TEK BİR SATIR YOK"

İstanbul sözleşmesinin birilerinin iddia ettiği gibi yuva yıkmayıp bilakis yuvayı koruduğuna dikkat çeken Bilge, "Sözleşme, bir ailede şiddet gören kadın varsa erkeğin cezalandırılması gerektiğini söylüyor. Hiçbir dine ya da kültüre aykırı kurallardan bahsetmiyor; çünkü tüm kadınların şiddetten korunmasını amaçlıyor. Sözleşme; kadınların beyanı nedeniyle erkekleri delilsiz olarak cezalandırmıyor. Sözleşmeye göre kadının beyanıyla yalnızca kadın için acil koruma tedbirleri alınması öngörülüyor. Türkiye’de boşanmalar aile içi şiddet ya da anlaşmazlık nedeniyle gerçekleşiyor; yine birilerinin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi’nde boşanma kavramının geçtiği ya da ima edildiği tek bir satır yok." diye konuştu.  

"AYNI HAKLARA SAHİP OLABİLMESİ İÇİN VAR"

İstanbul sözleşmesinin kadının şiddet görmemesini amaçladığını kaydeden Bilge, açıklamasının devamında şunları söyledi: "Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştirmiyor; aksine hiç kimsenin cinsiyetinden ötürü ikinci sınıf insan muamelesi görmemesini teminat altına alıyor. Erkekler, İstanbul Sözleşmesi’nden rahatsız değil; eşine, sevgilisine ya da hiç tanımadığı bir kadına şiddet uygulayan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız. Kısacası; İstanbul Sözleşmesi, rengi, dili, dini, kılık kıyafeti, dünya görüşü ne olursa olsun tüm kadınların şiddet görmemesi için var. Kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olabilmesi için var.’’

"97 YIL SONRA TARTIŞIYORUZ"

Avrupa’da dahi kadının sosyal ve siyasal hayatta yeri yokken; Türkiye Cumhuriyeti’nin aydın kadınlarının  devrim niteliğinde atılımlara imza atarak erkek ile eşit şartlara kavuştuğunu belirten Bilge, "Türk kadını hem siyasal hem soysal hem de ekonomik hayatta hakkını  almıştı. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Aralık 1923 yılında İzmir’de yaptığı bir konuşmada “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur” diyor. Biz, bu sözün söylendiği tarihten 97 yıl sonra ülkemizde kadın erkek fırsat eşitsizliğini tartışıyoruz; İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılarla mücadele ediyoruz" şeklinde konuştu.  

"SOKAK GEZİP ANLATACAĞIZ"

Demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyen AKP hükümetine karşı mücadelelerinin devam edeceğini belirten Bilge, "Cumhuriyet değerlerine savaş açan bu erkek egemen iktidara karşı mücadelemiz artarak devam edecek ve kazanan mutlaka biz olacağız. Kadın mücadelesi yalnızca kadınların da mücadelesi değil. İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak ve uygulanmasını talep etmek, kadınlar kadar erkeklerinde içinde yer alması gereken bir adalet ve insan hakkı mücadelesidir. İstanbul Sözleşmesi’nin öngördüğü haklar, en temel insan haklarıdır ve insan hakları asla tartışmaya açılamaz. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, ülkemizde tüm kadınlar haklarını tek tek öğrenip savunana kadar sokak sokak gezeceğiz, anlatacağız, dertleşeceğiz."dedi.

"OTURDUKLARI KOLTUKLARI DAR EDECEĞİZ"

Bilge, açıklamasını şu cümlelerle noktaladı: "Haklarımızdan asla geri adım atmayacağız. Kadınların ölmeyeceği, öldürülmeyeceği; hayatın her alanında daha fazla yer alacağı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz. Bugün neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü, tacize, tecavüze ya da farklı şiddet türlerine maruz kaldığı ülkemizde İstanbul Sözleşmesi, bizim kırmızı çizgimizdir. Bu çizgiyi aşanı, sözleşmeyi uygulamak yerine kaldırmak isteyenlere oturdukları koltukları dar edeceğiz. Cesaret biziz, azim biziz, emek biziz, mücadele biziz. Biz kadınlarız; biz her iki kişiden biriyiz. Bu ülkenin onurlu ve mutlu yarınlarının yükseleceği eller, bizim ellerimiz. İstanbul Sözleşmesi kalacak. Siz gideceksiniz!’’

AdminAdmin