Güncel
Giriş Tarihi : 02-10-2018 20:02   Güncelleme : 02-10-2018 20:02

AT ARAPÇA ÖĞRENİRSE

AT ARAPÇA ÖĞRENİRSE
Ekonomik alanda kimin ne söylediğinden çok, insanımızın günlük hayatında yaşadıkları önemlidir. Ancak söylenenlerin ne kadar gerçek ne kadar yalan olduğunu da bilip anlamak lazım. Ekonominin kaptanı Damat Albayrak'ın söylediklerine  bakarsanız beş yıllık ekonomik mücadele zaferle sonuçlanmış. Uygulamalarına bakarsanız ülke korkunç bir sona doğru hızla ilerliyor.  Tüm bu gelişmeler karşısında insan sormadan edemiyor. Madem ekonomik bir zafer söz konusu 16 bakanlığın danışmanlığı neden Amerikan Mckınsey Şirketine emanet edildi? Bu şirketin  sağlayacağı fayda, Türk Ekonomistler tarafından sağlanamaz mıydı? Albayrak, şirketin fonksiyonunu icra değil de danışmanlık olarak tanımlıyor. Bu beyanat hiç ama hiç mantıklı değil. Bir hususun detaylarıyla görüşülmesi icra ile eş anlamlıdır. Son derece önemli ve mahrem hususların icra kabul edilmesi için ille de metnin sonunda Coniler'in imzası mı  olması gerekir? Bu gelişme öyle sanıyorum ki sonu olmayan bir maceranın başlangıcı gibi. İşin daha da garip yönü bu denli çaresizlik içerisinde olan hükümetin hala tozpembe tablolar çiziyor olmasıdır. Zamanın birinde hırsızlık suçundan yargılanan bir adam idam cezasına çarptırılır. Cezanın infazı sırasında suçluya son isteği sorulur. Suçlu şöyle bir istekte bulunur: -Bana müsaade ederseniz bir yıl içerisinde Padişahın atını bülbül gibi Arapça konuştururum. Memurlar: -Padişahın atının çok cins olduğunu biliyoruz ama sonuçta bu bir attır. Hiç Arapça konuşabilir mi? Mahkum: -Size ne kardeşim, son isteğimi sordunuz ben de söyledim, demiş. Durum Padişaha arz edilmiş. Padişah razı olmuş, öğretsin bakalım,  demiş. Adamı  alıp atın  yanına getirmişler. Seyis işin içinde bir kurnazlık olduğunu anlamış ve idam mahkumuna söyle demiş: -Efendi, sen de bir ata Arapça öğretilemeyeceğini pekala iyi biliyorsun, bunu bildiğin halde neden böyle bir yalana ihtiyaç duydun? İdam mahkumu parmağını seyisin ağzına götürüp: -Sus ve beni dinle kardeş, ortada dört ihtimal var: Mahkum ihtimalleri sıralamaya başlamış: -Ya padişah ölür ya ben ecelimle ölürüm ya da at ölür! -Peki ya dördüncü ihtimal nedir? Mahkum: -Ya da at Arapça öğrenir. Henüz önümüzde iki  yıl var, kim öle kim kala,  diye karşılık vermiş. Şimdi gelelim Damat Albayrak'a. Uzaya dört şeritli otoban yapılacak denilse bizim seçmenimiz inanır derken yanlış bir ithamda bulunmadığını 24 Haziran akşamında hep birlikte gördük. Damat, 16 bakanlığı dolayısıyla Türk ekonomisini Mckınsey Şirketine emanet ettiği gün de Türkiye'nin beş yıllık ekonomik savaştan zaferle çıktığını söyledi. Düşündürücü olan, Damat'ın böylesine bir faciaya yelken açmasına Cumhurbaşkanının neden sessiz kaldığıdır.
AdminAdmin